BÖLÜM 38

9.5K 395 46
                                    

💜

İki konu? Anlamayan şaşkın gözlerimle ona bakmaya devam ettim benim burada olduğumu nerden biliyordu ki?

"Yalan diyorum Elis, dövüşte olduğun gibi yalanda da iyiymişsin." Gözümden bir damla yaş süzülürken köşeden Özgür'ün bize doğru yaklaştığını gördüm. Bana başını olumsuzca sallayıp Duygu'nun omzuna sarılarak uzaklaştılar.

Transtan yeni çıkmışım gibi kafamı sağa sola salladım ve eşyalarımı toplayıp koşarak peşlerinden gittim. Kalabalıklaşmaya başlayan gürültülü sokağın başında yakalamıştım onları.

"Duygu!" Beni duymazdan gelip yürümeye devam ettiklerinde bir kez daha seslendim durdu ama dönmedi.

Özgür omzunun üzerinden bana baktı.
"Şimdi sırası değil Elis." Omuzlarım yere düşerken çantamdan bir peçete çıkartıp yüzümü ve burnumu sildim.

"Sanırım burada bir sümüklü böcek görüyorum.." gözyaşlarımı iyice kurulayıp yanımda duran kişiye döndüm. Bu o sarışın adamdı.

"Yalnız kalmak istiyorum." Diyip önümü döndüm ve yürümeye başladım.

"Emin misin?" Diyip yanımdan o da yürümeye başladığında sinirle ona döndüm.

"Evet, eminim!"

"Pekala, dikkatli ol." Umursamadan yürümeye devam ettim.

(...)

Kolumdaki saat akşamın yedisini gösterirken ayaklarımın yürümekten sızladığını hissettim ve banka oturup denizle göğün birbirine karışmadan ince bir çizgi halinde durduğu alana diktim gözlerimi.

Suçlu kimdi? Diye sordum kendime.

Kimdi beni yakan?

Cevap çok basitti değil mi? Herşeyin suçlusu oydu. Ondan başkasıda olamazdı. Yaşlı gözlerimi öfkeyle silip ayağa kalktım.

(...)

Önünde durduğum pahalı villaya baktım. Telefonumum melodisi kulaklarımı doldururken elimi çantaya atıp telefonu arayan kişiye bakmadan kapattım.

"Onur!"

"Çık lan dışarıya!" Bir yandan bağırıyor diğer yandan ise kapıyı yumrukluyordum.

"Onur!"

Adım sesleri gelirken kapıyı yumruklamayı bıraktım ve sesleri dinlemeye başladım. Kapı hızla açıldığında bir adım geriledim.

"Ne oldu bebeğim? Beni mi özledin? Hadi gel zaten kimse yok evde sıkılmıştım, biraz eğlen..."

Her kelimesinde dahada sıktığım yumruğumu suratına geçirdiğimde yere düşmüş şaşkın bir şekilde yüzünü tutuyordu. Küfür savurarak ayağa kalktı ve yakamdan tutup kapıya sertçe yasladı bedenimi.

"Ne yapıyorsun lan sen?"

"Mahvettin lan hayatımı! Herşey senin yüzünden geldi başıma! Ne istedin lan benden? Ben sana ne yaptım? O gün o depoya senin yüzünden girdim Allah'ın belası!" Diyerek tekmemi bacak arasına geçirdim iki büklüm dururken dirseğimi sırtına geçirip yere düşmesini sağladım. Tekmemi karnına geçireceğim sırada ayak bileğimi tutup çekmesiyle yere düşmüştüm acıyla yüzümü buruştururken üzerime çıkmasıyla yumruklarımı savurdum yüzüne.

KOVALAMACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin