Yapma kardeşim yapma abim içine gömme artık şu sevgiyi...

39.8K 1.7K 591
                                    

Hakan'ımız değiştiiiii, bu daha iyi oldu. tanıdık geldi değil mi? Bizim Grey denyosu 😂 yani kendisi jamie Dornan, artık bu şahısla devam edeceğiz yola. İyi okumalar 🤗

İncirlinin iki tarafı vardı. Biri çamurlu, diğeri ise şanslı tarafı. Fakat gel gör ki, şu dört dostu bir türlü şanslı tarafı bulmamıştı. Hep çamurlu tarafı denk gelmişti, takılıp çamura düşmüşlerdi, ama düştüğü gibi kalkmayı da bilirlerdi. Eski binalarına rağmen içinde oturan tertemiz insanlar, konuşmalarıyla, destekleriyle o mahalleyi güzelleştirirlerdi.

Mahalleye yavaştan gün doğmuştu, sabahın erken saatlerinde sokak aralarında top oynayıp bağıran çocuklar bunun kanıtıydı. Hera ve Azelya bu sabah erken kalkmış, Canan'ın kapısının önündeydiler.

Hera dün geceden hiç etkilenmemiş gibi bir hali vardı. Bu mutsuzluklarını gizleyen en iyi maskeydi, hiç bir şey olmamış gibi davranmak.

Siyah saçlarını yeşil bir tokayla tepeden bağlamış, dudaklarına hafif pembemsi bir ruj sürmüştü. Krem rengi bir triko, altına lacivert kot bir pantolon giymişti. Sadeleği içinde bir güneş gibi parlıyordu. Parmağını zilin düğmesinden çekip, başını yukarıya kaldırdı.

"Bilerek açmıyor işte! Bir şey olmuş, yoksa kuaförü her zaman erken saatlerde açar. Asiye ablaya bugün gelmiyorum demiş." dedi yumruklarını toplayıp kapıya sert bir şekilde vurdu. Bir daha, bir kez daha. Son yumruğunu kaldırmış tam vuracakken, Canan mavi pijamalarıyla kapıyı sonuna kadar açtı.

Canan parmağını kaldırıp Hera'nın alnına vurdu, ardından Azelya'yı göstererek kaşlarını kaldırdı. "Bu kıza cazgır diyerek büyük haksızlık etmişiz, en büyük cazgır sensin la. Başımı şişirdin, ne diye bu güzelim kapımı yumrukluyorsun?" diye söylendi. Uykudan yeni kalktığı çok belli oluyordu, sol yanağında yastık izi vardı. Ayrıca saçları birbirine dolanmış, gözlerinin altı şişikti.

Hera gözlerini şaşkınlıkla kırparken, Azelya bir iki adım öne gelip kapıya tutundu. "Canan abla sen nasıl kapıyı açmazsın bize! Sabahtan beri ağaç olduk kapının önünde. Elim şişti kapıyı yumruklamaktan, boğazım patladı bağırmaktan. Ben yoruldum, benim yerime Hera devam etti. Hem sen bu saate kadar uyumazdın, bir şey olmuş. Gözlerin mi şişmiş? Ağladın mı sen?" Azelya konuşmaya devam ederken, nefessiz kalmış en sonunda ağzını kapatmayı başarmıştı. Derin bir nefes alıp, gözlerini Canan'a çevirdi.

"Motorun soğuduysa içeri girebilirsin." dedi Canan kapının arkasıdan çıkıp salona geçerken. Büyük bir yorgunlukla kendini koltuğa bırakıp eline televizyon kumandasını aldı.

Arkasındanda kızlar ayakkabılarını hızla çıkarıp içeri merakla paldır küldür girdi. Canan hızla başına çevirip, kızlara tuhaf bir şekilde baktı. "Deli misiniz siz?" diyerek başını eğip, ufak bir kahkaha attı.

"Canan abla dün gece Kenan abi bir şey mi yaptı? Neden ağladın anlatsana!" diyen Hera merakla başını eğdi. O sırada salonda kahkaha sesi kesildi Canan başını yavaşça yukarı kaldırdı.

Hüznü gözlerinden belliydi bu kadında boş yere hüzünlenmezdi. Canını eski mevzular sıkmıştı, hâlâ dün gecenin etkisindeydi. Birazda pişmanlık kırıntıları vardı, Kenan'a dün gece kapıyı açmamıştı.

"Bugüne kadar Kenan bana ne yaptı ki? Adam o kadar seviyorum dedi, kaç kere yalnız kaldık aramıza hep iki adımlık mesafe koydu. Kenan'dan bana nasıl bir zarar gelebilir?" dedi ayaklarını kendine çekip, kenardaki yastığı da kolunun altına koydu.

Azelya orta masaya oturup, merakla gözlerini açtı. "Sorun ne o zaman?" dedi ellerini iki yana açarak. Canan kolunun altındaki yastığı kenara fırlatırken. "Kemal gelmiş!" diyerek dişlerini sıktı.

Mahallenin Ağır Abisi (DELİKANLI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin