Dışarı adımımı attığımda geriden kapıyı tamamen kapatmamıştım .
Uzun süreceğini sanmıyorum.

Dümdüz karşıya baktığımda arabasına yaslanmış elleri ceplerinde bekliyordu .
Her zaman kinin aksine omuzları gergin gözüküyordu.
Sanırım bu bir ilk!
Beyefendi'nin endişeli olduğu nerede görülmüş?

Ama tüm bunların yanında yine de suratındaki o aynı 'Ben kimseyi iplemem' ifadesi hala duruyordu işte.
Tüm bedenim aynı sinirle doldu.
Ne yapacağımı artık biliyordum.
Ve yapacaktım da.
Suratından o ifadeyi silecektim!

Kafam da hızlı planımı kurguladığımda, yüz ifademi elimden geldiğince yumuşatarak yavaş adımlarla karşısına gelecek şekilde yürüdüm.
Kaşlarını çatmış , anlamak istercesine bakıyordu.
Bu sefer beklenmedik davranan ben olacaktım.
Bana engel olabileceğini bildiğimden , asla ifademi bozmadım.
'Cinlerim tepeme çıktı' tabiri ile bire bir aynıydım şuan.

Karşısına geldiğimde epey bir boy farkımız olmasından dolayı dengemi koruyarak parmak uçlarıma kadar kalktım .
Kolumu kaldırdığımda zaten yüzüne kadar geleceğini tahmin ettiğim için zıplamaya gerek duymamıştım .
Öyle bi durum komik olur sinirimi koruyacağım yerde beni güldürürdü zaten.

Şimdi , hazırdım!

İyice yerimi kestirdiğimde geriye doğru gerinerek daha fazla düşünmeden sıkılı yumruğumu suratına yerleştirdim.

Aynı anda elime kapan acıyla inlememek için dişlerimi sıktım.
'Demir'den mi yapıldın insan evladı?' diye bağırmak istiyordum.
Tahminimden çok , çok daha fazla acıyordu.

Acımın biraz olsun azalması umudu ile iyi yönünden bakmayı denedim.
Böyle bir durum da sesimi çıkarmamayı başarmam beni gururlandırmıştı.

Çektiğim acıya sonuna kadar değdi diyebilmeyi öyle çok isterdim ki .
Fakat büyük bir aksilik vardı!

Kolumu kaldırdığım sırada en azından hayal ettiğim -ki bir ara o sinirimle yere yığılacağını bile düşünüp keyiflenmiştim- suratının yana düşecek olmasıydı .
Yani hedeflediğim canını gerçekten yakabilmekti .

Ama adam durduğu yerde duruyordu .
Üstelik daha da çatılı kaşlarıyla, boynunu bir sağa bir sola eğerek kütletti.

Sinir bir anda tüm bedenimi nasıl terketmişti ?
Beynim sadece tek bir şeyi emrediyordu.
Kaç,kaç,kaç!

Ve ben çok yakındım!
Kendimi emniyete almak için bir adım geriye çekileceğim sırada öfkeli bakışları hareket ettirdiğim dizime takıldı.

Sadece bakışları bile beni korkutmaya yetmişti.
Adımım sanki ben bir yılan görmüşçesine askıda kalmış , kıpırdayamıyordum .

Bakışları tekrar yüzüme çıktığında ne yazık ki biliyordum.
İyi şeyler olmayacaktı.

Tam da bunu düşündüğüm de sertçe kollarımdan tutulduğumu hissettim.
Ardından sırtımda hissettiğim sızı ile dişlerimi sıkmak zorunda kalmıştım.
Elimdeki yetmiyormuş gibi!

Beni kaldırarak arabasının kaputuna yatırmış,kendisi de bacaklarımın arasına girmiş ve bedenini üzerime bırakmıştı .

Delirmiş miydi bu?
Etraftan birine yakalanırsak ne diyecektim ben?

Öfkeyle bağırdı .
'Ne halt ettiğini sanıyorsun ?'

'İndir beni , bir gören olacak!' diye cevapladım sakince.

'Soruma cevap ver!' diye aynı hiddetle bağırdığında onu sakinleştirmekten başka çarem kalmamıştı .
Yoksa insanları başımıza toplayacaktı!

KORWhere stories live. Discover now