13. Bölüm 《☆☆☆》 Alışveriş!

En başından başla
                                    

"Merak etme baba. Başkasının sırtından ev kuracak kadar karaktersiz değilim. Sana güvenerek evlenmeye karar vermedim zaten. Nişanımı da yaparım , düğünümü de , hatta evimi de kurarım. " Hızla ayaklanıp çıkışa yöneldiğimde , annemin hüzün dolu yüzünü görmemek için bakışlarımı çevirdim.

Oysa ki sabah ne kadar da mutlu ve huzurla uyanmıştım. Babam her zaman olduğu gibi hevesimi kursağımda bırakmayı başarmıştı. Öfkeyle ayakkabılarımı giyip bahçeden çıkacağım anda Rex gelip ayağıma dolandığında içtenlikle gülümseyip eğildim. O bile babamdan daha çok yanımdaydı.

"Naber oğlum? Özledin mi babayı? " O mırıltıyla tüylerini bana sürerken ellerimi yumuşak sarı ve beyazın karışımı olan tüylerine daldırdım. "Bak anne de oldu artık. Bundan sonra Zeliş Anneye iyi davran külahları değişmeyelim. " Benim sözlerimi anlamış gibi hafifçe havlayınca başını öpüp yeniden ayaklandım. Bahçe kapısını aralayıp çıktığım anda yanımdan hızla geçen suretle gülümsedim. Zeliş yüzünde güneşi andıran gülümsemesi , üzerinde gri bedenini saran eşofman altı ve askılı siyah tişörtü ile eve doğru yürürken beni fark etmediğini anladım. Aralık kapıdan bileğine yapışıp hızla bahçeye çektiğim anda attığı çığlığın hızını azaltmak adına elimi o gül kurusu dudaklarına kapattım. O dehşetle karışık korkmuş ifadesi ile bana bakarken , çoktan kollarımla duvar ve bedenim arasına hapsetmiştim.

"Naber sevgili nişanlım? Nereden böyle? " Hâlâ hızla aldığı nefeslerden dolayı ne denli korktuğunu görebiliyordum ama babamın beni öfkeye boğan sabah sohbetinden sonra onunla ruhumu çoşturmaktı amacım.

"Off Tekin ya. Hödük deyince kızıyorsun. Kalbime iniyordu. Sabah sabah beni öldürmeye mi çalışıyordun? " Kelimeleri hızlı nefeslerinden dolayı kesik kesik çıksa da öyle güzel görünüyordu ki kendimi tutamadım. Ellerim ile yüzünü avuçlayıp dudağına hafifçe dudaklarımı dokundurduğum anda dehşetle mavi gözlerini etrafta gezdirince , gülümseyerek baktım gözlerine.

" Ya ne yapıyorsun? Biri görücek rezil olacağız Tekin. " Öyle masum ve gerçekti ki tutamadım kendimi. Ürkek mavilikleri dudaklarıma özlemle baktığında yeniden yavaşça öptüm. Ve bir kez daha. Ve yine. Her defasında itirazları biraz daha azalıyor , bana karşı koyarken sanki tam tersini söylüyor gibiydi bakışları.

"Yapma. " En son söylediği öyle cansız ve titrek çıktı ki sanki tam tersini söyler gibiydi. Bu defa dudaklarım dudaklarını bulduğunda çekmedim kendimi. Bir elim eşofmanının üzerinden yavaşça kalçalarına giderken , diğeri saçlarına daldı. Bu sayede bedenlerimiz daha fazla birbirine yapışmış ve ben teninin sıcaklığı ile alev almıştım. Bir süre sonra bana karşılık vermeye başladığında , vahşi bir hırlama ile hareketlerimi hoyratlaştırdım. Onun acemi tavırları bile bana öyle çekici ve tutkulu geliyordu ki , bütün benliğimi yitirdim. Ne birinin her an bizi göreceği ne de dışarıda olduğumuz umurumdaydı. Her hücrem kollarımdaki şahane varlıkla dolup taşıyordu. En sonunda ağzını açtığı anda dilimi dudaklarının arasından ustalıkla daldırdım.  Benim bu hareketim üzerine minicik bedenindeki inleme ile aynı anda ona karşılık verdim. Bedeni neden titriyordu bilmiyorum ama en az benim kadar onun da zevk aldığını beni arşa çıkaran inleme sesi ile anladım. Bana saniyeler kadar az gelse de onun göğsüme konan eli ile dudaklarımı zorlukla ayırdım. Öyle zordu ki bunu yapmak gözlerim kapalı alnını alnıma yasladığımda nefeslerimizin gürültüsü , kalbinin o hızlı ritmi en sevdiğim şarkı sözü gibi doldu kulaklarıma.

"Tekin biri görecek duralım lütfen. " Dili başka söylese de bedeni bambaşkası için sessiz bir çığlık atıyor gibiydi.

"O dediğini bir yapabilsem duracağım küçüğüm ama kendime engel olamıyorum. Daha tenine bile dokunmadan kokun burnuma dolduğu anda çıldırıyorum. " Ellerim hâlâ bedeninde gezinirken kendimi yeniden kaybetmeye başladım.

Kapı Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin