2. Bölüm《☆☆☆》 Şüphe

20.5K 974 79
                                    

"Pis kasıntı... Gerizekalı. "

Hırsla dudaklarımdan bu sözler dökülürken evin demir kapısından uzun boyu ile çıkan Ahmet Abim bana takılınca , kimseden çıkaramadığım hırsımı ondan çıkardım.

"Hayırdır kız Erkek Fatma. Kime kızdın yine? "

Elimdeki poşeti abimin benim hemen hemen boyum kadar olan bacağına geçirdiğim anda hayretle bana bakıp alay edercesine gülünce , yanaklarımdan süzülen yaşlara anlam veremedim.

"Sen git de azıcık çakallık yap. Defol git başımdan. "

Normal şartlarda asla boştan yere ona bulaşmadığımı bilen abim benim bu hareketim üzerine şaşkınca bana bakınca , küçük bir kız çocuğu gibi ayaklarımı yere vura vura eve girdim.

Bugün herkes sanki benimle uğraşma günü ilan etmişti ve üst üste sabır kotamı sınıyorlardı sanırım?

Elimdeki poşeti küçük mutfak tezgahına indirip odama doğru yol aldığımda , hâlâ öfkem bedenimden taşıyordu. Saate baktığımda yemek yapmam gerektiğini anladığım için duş alma işini sonraya bıraktım. Elimi banyoda yıkadıktan sonra yeniden küçük mutfağa yönelip tezgahın altından kesme tahtasını , çekmeceden de bıçağı çıkarıp cam kenarında duran masanın üzerine koydum. Annemin kiler niyetine kullandığı plastik seyyar çekmecenin en alt kısmını açıp irice bir soğan aldıktan sonra soyduğum soğanı sanki bütün öfkemi ondan çıkarırcasına keserken , hâlâ aklım beninle dalga geçen o adonisteydi.

Kimdi bilmiyordum ama annemin konuşmalarından anladığım kadarıyla eskiden burada yaşamışlardı.

Acaba neden geri dönmüşlerdi? Benden pek de büyük göstermeyen o kasıntıyı hatırlamadığıma inanamıyordum. Binlerce sorunun beynimi işgal ettiği o anlarda diğer yandan da doğradığım soğanı uzun mutfağımızın ikinci camının önündeki ocağın üzerine yerleştirip altını yaktıktan sonra onlar pişerken bu defa patatesleri ve tavukları ufaltıp tencereye attım. Aslında kimse demeden akşam yemeğine kendi kendime karar verdiğime , üstüne bir de pişirdiğime yemeğin suyunu koyduğumda farkına vardım. Bu halime kıkır kıkır gülerken , annemin benimle gurur duyacağına emindim. Ne kadar erkek gibi görünsem de küçük yaşlardan itibaren ev işlerinde ona yardımcı oluyordum ve çoğu zaman da kızlarla sohbet etme nedeniyle işlerden kaytardığımda , annemden zılgıtı yiyordum orası ayrı ama isteyince son derede de güzel yapıyordum işimi doğrusu. Ben kendi kendimle övünürken babamın çorbasız sofraya oturmadığı aklıma gelince , diğer tencerede tarhana çorbası yapmaya koyuldum. Gidip içeriden telefonumu alarak müziği açtığımda , her şeyin tamam olduğunu anladım. Bir şey eksik hissederken , iş yaparken müziksiz yapamadığım için o eksiği de tamamlamıştım.

Çorbadan sonra hızımı alamayınca pilav ve salatayı da yaptıktan sonra masanın üzerine dizdiğim eserlerimi hayranlıkla izlerken , kapıdan giren abimin önce bana sonra şaşkınlıkla masadaki yemeklere baktığını görünce , pişkince sırıttım. Evimizin en büyük çocuğu olan ve şuan da okumadığı için mesleki liseden sonra bir elektronikçide çalışan abim , belli ki benden böyle bir performans beklemediği için kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. Sevimlice sırıtıp gidip ona sarıldığımda , o erkeksi kahkahası mutfağı doldurdu.

"Kız Erkek Fatma. Bütün bunları ben yaptım deme , valla ağlarım bak. "

"Of abi ya sende mi? Sanki ilk kez yemek pişiriyorum. "

Benim koyu saçlarıma koca ellerini daldırıp şevkatle okşayan abime gülümseyerek baktığımda , o hâlâ benimle dalga geçmeye devam ediyordu.

Gerçi ona bakmam için baya bir kafamı kaldırmam gerekiyordu ama benim de kaderim böyleydi ne yapalım. Allah bizim ailenin erkeklerine boy konusunda oldukça cömert davranırken , kızlarını ufak tefek yaratmıştı. Babam ve abilerim uzun boyları ile mahallede göze çarparken , ben onların yanında cüce gibi kalıyordum malesef. Siyah saçları, beyaz tenleri ve uzun boyları ile sanki aynı fabrikanın ürünüymüşcesine kendilerini belli eden ailemin erkekleri akraba olduklarını her ortamda kanıtlarken , benim onların ailesinin bir bireyi olduğum söylenince fark ediliyordu. Annem de uzun değildi ama abimler babama çekmişlerdi. Ben ise annemin sadece boy benzerliğini almıştım. Kahverengi saçlarım uzun ve hafif dalgalı , beyaz tenim ise annemin kopyasıydı. Maviye çalan gözlerim ise babamın siyah gözlerine göre yine anne tarafıma benziyordu. Buna rağmen ben küçük bir kız çocuğu iken küçük abim onlara benzemediğim için beni sürekli "Seni hastanenin çöplüğünden bulduk" diye sinirlendirir , ben ağlarken de karşıma geçip gülerdi. Çocuk aklımla onun sözlerine inanıp saatlerce ağladığımı hatırlayınca , aptallığıma yanıyordum şimdi.

Kapı Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin