28. Bölüm 《☆☆☆》Bi Küçük Nikah Meselesi!

2.1K 139 27
                                    

Aynadan üzerimdeki krem rengi elbiseye bakarken belime dolanan güçlü kollar ile bakışlarımı karşımdaki yansımama diktim. Tekin yüzünde benim suratımdaki ifadenin aynısı olan kocaman gülümsemesi ile başını omzuma koymuş bana bakıyordu. Onun bu halini görünce daha da genişledi gülümsemem. Son onbeş gündür suratlarımızda şapşal bir ifade ile ortada geziyorduk. Çok fazla şey yaşamıştık ve ben insanların bana söyledikleri hiçbir alaycı söze aldırmıyordum. İkimiz de hak etmiştik bu anları. Yıpranmış, üzülmüş,kırılmış ama yine de ayakta kalmıştık. Şimdi de daha güçlü bir şekilde evliliğe adım atmak için hazırlık yapıyorduk.

"Çok yakışmış küçüğüm." Kulağıma bu kelimeleri fısıldayıp yumuşak kısmına küçük bir öpücük kondurunca kollarında resmen titredim. Allah'ım bu adam bedenimi benden iyi tanıyordu. Hangi düğmeye basacağını öyle iyi biliyordu ki onun karşısında hiç bir şansım yoktu. "Bu halin bile dizlerimin titremesine sebep oluyorsa seni gelinlikli halinle görünce ne yapacağız bakalım." Tanrım... Beni ne güzel seviyordu böyle. Her söylediği söz resmen ruhuma işliyordu.

Yeniden aynaya dönüp üzerimdeki nikah için aldığım elbiseyi son bir kez daha baştan aşağı süzdükten sonra sevdiğim adamın kollarının arasında dönerek bedenimi ona çevirdim. Günlerdir öyle dipdibe yaşar olmuştuk ki ne zaman yanımdan ayrılsa içim üşüyordu. Hastaneden çıktığı günün akşamı bahçede konuştuklarımız üzerine ailemize de açmıştık konuyu. Ben bizimkilerin şaşıracağını hatta tepkisini beklerken, Tekin evlenmek istediğimizi söylediğinde babamın yüzünde gördüğüm ifade asıl beni oldukça şaşırmıştı. Sanki olacakları biliyor gibiydi tavırları. Kız babası dediğin azıcık tepki koyar ya da kendini geri çekerdi değil mi?

Yok... Benim babam resmen oradakilerin alay konusu olacağını bilmese oynayacaktı. O anda benim haberim olmayan bir şeyler döndüğünü hissettim ama bu şüphemi Tekin'e daha sonraki günlerde açtığımda inkar etmişti. Sadece babamın beni çok sevdiğini ve üzülmeme dayanamadığı için benim mutluluğumla mutlu olduğunu söylemişti. Son zamanlarda ayaklarım öylesine yere basmıyordu ki açıkça çok da irdelemedim bu durumu. Sonraki günler ne kadar yoğun geçmiş olsa da sanki göz açıp kapatmış ve bu güne gelmiştik. Düğün için uzun zaman gerektiği için ve Tekin bizim evde kaldığı için ailece konuşup nikahı en erken alabileceğimiz zamana yani yarına almıştık. Tabi bu sadece benim mahalleye karşı daha fazla yıpranmamam içindi. Kimse dile getirmese de ben biliyordum. Tekin'in annesi ve ablası da dahil benim bu düşüncemi reddetmişlerdi. Peki bundan şikayetçi miydim?

Kesinlikle Hayır!

İstediğim tek şey sevdiğim adamla hayatımı birleştirmekti. İlişkimiz çok büyük bir sınavdan geçmişti ve derin yaralar alsak da sonunda ikimiz de el ele sağ salim küçük sarsıntılar ile çıkmıştık bu savaştan. Şimdi de artık mutlu olmak zamanıydı. Ve ben artık eski Zeliş değildim. Değişmiş ve büyümüştüm. Yaşadıklarım erken olgunlaşmama sebep olmuştu.

"Bu mu diyorsun şimdi küçüğüm. Kararın kesin mi?" Daldığım düşüncelerin girdabından Tekin'in sesi beni çekip çıkarmıştı.

"Beğenmedin mi?" Ben merakla onu süzerken o hâlâ yüzünde hafif bir gülümseme ile beni baştan aşağı süzüyordu.

"Güzelim ben seni üzerinde hiç bir şey olmadan da çok beğeniyorum." Onun bu cinsel vurgu içeren sözlerine tepkim koluna vurmak oldu.

"Pis sapık. Azıcık ciddi olur musun lütfen Tekin. Zaten son güne kaldı kıyafet işi." Ben yalandan bir sitemle kaşlarımı çatmış onu azarlarken gülümsemesi daha da genişledi.

O kadar yoğun günler geçiriyorduk ki gerçekten de elbise işi son dakikada aklımıza gelmişti. Bir taraftan Tekin yanan evin tadilatı için uğraşırken, diğer yandan nikah işlemlerine koşturup durmuştuk. Abim evlenirken hiçbir detayla ilgilenmediğim için evlilik işlerinin bu denli zor olduğunu fark etmemiştim. Üstelik hâlâ düğün hazırlığına girmemiştik bile. Gerçi ben pek düğün taraftarı değildim ama bizimkiler, başta tabi ki Tekin şiddetle karşı çıkmışlardı benim bu düşünceme. Sonuçta bir kişi olarak karşımdaki orduya direnmem pek mümkün olmamıştı. Tabi ki ben de her genç kadın gibi düğünüm olsun istiyordum ama hem ikimizin de işsiz olması, hem evin tadilatı, hem nikah masrafları derken Tekin'in bana söylemese de maddi olarak sarsılacağının farkındaydım. Öyle gururlu bir adamdı ki ne annesinin ne de ablasının maddi olarak destek olmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Bizimkilerin durumu da belliydi zaten. Daha bir süre önce abim evlendiği için babamın bütçesi de suyunu çekmiş durumdaydı. Bana belli etmiyordu etrafımdaki sevdiklerim ama aptal bir kadın değildim.

Kapı Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin