paranoia

3.9K 320 95
                                    

Zaman geçiyor ve zaman geçtikçe ruhum daha da kirleniyordu. Eskisi gibi hissetmemek beni çok korkutuyor, bir gün Zayn gibi olmak istemiyordum. Ama biliyorum ki, bu evde kalmaya devam edersem bu olacak.

Odamın kapısı tıklandı. Zayn asla kapımı çalmazdı. Başka biri... İlk başta tepkisiz kalmak istedim. Benim yüzümden yine birinin ölmesini kaldıramazdım. Fakat sonra aniden gelen bir hisle ayağa kalkıp kapıya koştum.

Kapı kolunu tutup kapıyı küçük bir aralık olacak şekilde açınca Jawadd' ın tedirgin bakışları ile karşılaşmıştım. Gözlerim büyüdü, saatlerdir hiç hissetmediğim kalp atışlarım birden göğsümü parçalayacak kadar hızlandı.

Kapıyı tamamen açtığımda içeri girip hemen kapıyı kapatmıştı. "Konuşmamız lazım. Korumalar beni görmeden hemen bunu halletmeliyiz."

"Buradan kurtuluyor muyum?" Düşündüğüm tek şey özgürlüktü. Sadece Jawadd' ın dudaklarından çıkacak kelimeler için yaşadığımı anladım.

"Bir hafta sonra bugün, Zayn büyük bir soygun gerçekleştireceği için evde neredeyse hiç adam olmayacak. İşte fırsat bu Malvina. Kimse yokken çok uzaklara kaçabilirsin." Aylar sonra ilk defa gerçekten gülümsüyordum. Mutluluktan gözlerim doldu ve kalbim tekrar büyük bir umuda boğuldu.

"Sana güveniyorum."

O da gülümsedi.

"Güven." İçimdeki bir ses hala bunun bir oyun olduğunu söylüyordu ama o sese inanmayacaktım. Yaşamak için bu umuda ihtiyacım var. 

"Zayn neden böyle?" diye sorunca yüzünde tuhaf bir ifade oluştu. Gözleri karanlık anılarda gezer gibiydi.

"Bu çok eski ve kirli bir geçmiş."

"Bilmek istiyorum."

"Zayn... Nasıl anlatsam? O daha küçük bir çocukken bile tuhaftı. Normal çocuklar gibi değildi, demek istediğim. Bir gün, ailesinin malikanesinde çok büyük bir yangın çıktı. Herkes kurtuldu ama Zayn odasında tek başına, çok uzun bir süre mahsur kaldı. Kurtarıldı. Gayet de sağlıklıydı ama o yangın her şeyi daha da kötüleştirdi. Şimdiki kişiliği yavaşça oluştu... Korkunç günlerdi, hatırlamak istemiyorum. Çok kötü şeyler yaptı."

Bir süre şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemedim.

"Hiç... Hiç doktora gitmediniz mi?"

"Doktoru paranoya diyor. Aynı zamanda saplantı ve kişilik bozukluğu."

***

Aşağıdan gelen silah sesleri uykumdan uyanmama neden oldu. Yatağımdan çıkmaya korkuyordum.

Yine birileri ölüyordu. Yorganımın altına girip gözlerimi kapattım ve titreyen vücudumun tekrar uykuya dönmesini diledim.

Ama olmuyor, silah sesleri ve ölümler devam ediyordu.

Adım ve küfür sesleri... Zayn buraya doğru gelip odamın kapısı açtı.

"Malvina?" diyor sessizce. Bana yaklaştığını hissedince parmaklarımın arasındaki yorganı daha da sıktım. Yatağımın kenarına oturup zorla yorganı üzerimden çektiğinde onun kan damlaları ile dolu olan yüzünü görmek zorunda kaldım. Elinde silahı vardı.

Gözlerim beyaz gömleğine kaydı. Tıpkı yüzü olduğu gibi burası da kan damlaları ile lekeliydi.

"Seni uyandırdığım için özür dilerim güzelim. Ama beni yine sinirlendirdiler." Kanlı elini saçlarıma sürdü. Galiba kusacağım.

"Kahveme şeker atmamalarını söylemiştim ama onlar atmış. Ben de hepsini öldürdüm." Gözlerimi kapatıp kabusta olduğumu düşündüm. Zayn yanıma hiç gelmedi. Sadece şeker için birçok insanı öldürmedi. Ben hala uyuyorum.

"Ah Malvina... Öyle güzelsin ki!" Kirli elleri yüzümde gezinmeye devam etti.

"Hayatımda başıma gelen en iyi şeysin." Aklıma yangın olayı geldi. Yine de ona acımıyordum. Ona karşı öyle nefret ve kin doluyum ki, başına ne gelmiş olursa olsun Jerome' u öldürmesini ve bana yaşattıklarını unutmayacaktım.

must die • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin