Bölüm 1

97 16 10
                                    

Sonbahar gelmiş, üniversite açılmıştı. Vizelerin başlamasına sadece bir gün kalmıştı. Umut her zamanki gibi son ana kadar çalışmamıştı. O gün sabah erkenden kalkıp çalışma masasından hiç kıpırdamadan pür dikkat ders çalışıyordu. Telefonun aniden çalan rahatsız edici sesiyle ürperdi.

Sınıf arkadaşlarından eksik konuların notlarını istemişti kesin onunla ilgili biri arıyordur diye düşündü ama arayan gizli numaraydı.

- ''Alo.'' dedi ürkek bir ses tonuyla

- ''Selam Umut.''

- ''Buyrun kimsiniz ?''

- ''Aa ! Tanımadın mı beni ?''

- ''Tanıyamadım maalesef kimsiniz?''  diyerek yineledi yeniden ve oturduğu masadan ayağa kalktı.

- ''Sakin ol Umut kalkma, yerine otur.''

- ''Sen beni görüyor musun?''  dedi ve birden korkudan bütün vücudunun sıcaklığının yükseldiğini hissetti.

- ''Evet görüyorum tabi, sende görmek istersen camı açman yeterli.''

Umut ne yapacağını bilememişti. Korkmaya başlamıştı, camı açmaması gerektiğini düşünüyordu. Acaba polisi mi aramalıydı ? Ama ne diyecekti ki. Ya arayan arkadaşlarından birisiyse ve şaka yapmaya çalışıyorsa? O yüzden polisi aramanın şuan için gereksiz olduğunu düşündü.

Telefonu hala kapatmamıştı, ama karşısındaki de konuşmuyordu şuan. Sessizliği bozan, telefondaki oldu. 

- ''Hadi ama Umut bu kadar korkak olduğunu bilmiyordum.'' 

Umut yavaş yavaş pencereye yaklaştı. Sanki ağır çekimde ilerliyordu adeta. Ve perdeyi usulca çekip camı açtı.

Dışarıda usul usul yağmur yağıyordu ve mis gibi toprak kokusunu çekti ciğerlerine. Apartmanın hemen karşısında üzerinde sarı bir mont olan birini görüyordu. Ama arkası dönük olduğu için yüzünü görememişti. Elinde bir kürek ile kazdığı küçük bir çukuru kapatmaya çalışıyordu karşıdaki kişi. Yağmur yağdığı için toprak çamurlaşmıştı ve işini yaparken biraz zorlandığı belli oluyordu. Sessizliği bozan bu sefer Umut oldu.

- ''Kimsin sen? Yüzünü göster.''

- ''Bence yüzümden daha çok önemsemen gereken bir şeyler var. Mesela buraya ne gömdüğüm gibi.''

Umut'un adeta başından aşağı kaynar su dökülmüştü. Sahi ne gömmüştü ki oraya.

- ''Ne gömdün onu söyle bari !'' 

- ''Hahaha. öyle pat diye öğrenebileceğini mi sandın.''  Dedi ve zorla bitirebildiği gömme işleminin ardından yüzünü Umut'a hiç göstermeden yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Umut tam konuşacağı sırada telefonun çoktan kapanmış olduğunu fark etti.

Konuştuğu kişi sesini değiştirme zahmetine girmemişti. Kendi sesiyle konuşmuştu ve Umut bu sesi bir yerden hatırladığını fark etti. Ama kim olduğunu çıkaramamıştı.

Adamın uzaklaşmasının ardından iyice üşüyen Umut panikle camı kapattı. Gördüklerinin gerçek olmadığına inandırmaya çalışıyordu kendisini ama maalesef hepsi gerçekti. Olayın şokunu üzerinden atmaya çalışırken kapı çaldı. Telefonda konuştuğu kişinin aradığına emindi. Usul adımlarla dairenin kapısına doğru ilerlemeye başladı... 

devamı gelecek takipte kalın :)

Belirsiz TakipçiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang