BÖLÜM 47

27.6K 1.7K 184
                                    


Bir hafta sonra...

Gencer'den...

Toplantı için geldiğim şirketten hızlıca işlerimi bitirip gitmek için can atıyordum. İşkolik olan ben şimdi evlikolik olmuştum.

Hem Alya hem de Kaan şimdi ne yapıyor bana ihtiyaçları var mı diye aklımda kurup duruyordum. Sanki yanlarında olmazsam bir şey olacak gibi hissediyordum.

Toplantının ortasında içeri hızlıca giren Mirsad'ın telaşı içimde bir yerlerde korkuyu tetiklerken hızlıca yerimden kalkıp ona doğru yöneldim.

Birlikte dışarı çıktığımızda korkuyla aklıma gelenleri sıralamaya başladım.

"Ne oldu Alya'ya mı bir şey oldu yoksa Kaan mı bir şey söylesene neden susuyorsun."

Mirsad beni sakinleştirmek adına konuştu.

"Abi Irmak ve Karan."

Duyduğum isimlerle Ayla'ya bir şey olmamasına sevinirken aradaki bağlantıyı kuramayarak devam edip konuşması için komut verdim.

"Trafik kazası geçirmişler hastanedelermiş."

Cümlesini biter bitmez hızlıca asansöre yöneldim.

Hastaneye vardığımızda iyi olduklarının haberinin beklentisindeydim.

Görevlilerin yönlendirmesiyle ameliyata alındıklarını öğrendik ve beklemeye başladık.

Onlar için yapabileceğim sadece dua etmekti. Bende beklediğim süre boyunca içimden dua ettim. Zaman uzadıkça uzadı bu süreçte Alya iki kez aradı her ikisinde de telefona Mirsad baktı. Toplantı da olduğumu çıkınca onu arayacağımı söylemesini istedim.

Saatler sonra içerden çıkan doktorun verdiği haberi bir ihtimal bekliyordum. Fakat sonrasında duyduklarım yıkılmama sebep olmuştu.

"Tüm müdahalelere rağmen ikisini de kurtaramadık. Bebek için kadın doğum uzmanımız müdahale ediyor. Başınız sağolsun."

Bebek demişti ve ben öylece doktorun yüzüne baka kalmıştım. İlk şoku atlattıktan sonra olayın nasıl gerçekleştiğini görevli polislerden öğrendim.

Sonrasında bebeğin iyi olduğu haberini alıp Alya meraklanmasın diye eve doğru yol aldım.

Bebeği Mirsad'a emanet etmiştim. Onunla ilgili ne yapacağımı yol boyu düşünmüş ve bir karara varmıştım.

Eve varır varmaz bir yandan Alya bir yandan Annem beni soru yağmuruna tuttu.

Onlara sakinleşmeleri için süre verdikten sonra karşıma alıp konuşmaya başladım.

Olayın giriş kısmı bittiğinde asıl mevzuya konu geldi. Buraya kadar şaşkınlıkla dinlemiş hiçbir şey söylememişti ikisi de.

"Irmak hamileymiş Karan onu doğuma yetiştirmeye çalışırken kaza yapmış. İkisini de kaybettik başımız sağolsun."

Annem ağlamaya başlarken Alya telaşla konuştu.

"Bebek, bebeğe bir şey olmuş mu?"

Bebeğin durumunun iyi olduğunu açıkladıktan sonra Alya ve annem hastaneye gitmek istedi.

Ona henüz kararımı söylememiştim. Yol boyunca ne tepki vereceğini düşünüp durmuştum.

Hastaneye vardığımızda Mirsad bizi karşıladı.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin