BÖLÜM 34

25.4K 1.7K 155
                                    

Alya'dan...

Fotoğraf işi bittiğinde bu güzel manzaraya veda edip tekrar yola çıktık.

Sessizlikle geçen yolculuğun sonunda eve varmıştık.

Evde bizi imam nikahı bekliyormuş ki bundan da haberim yoktu. Nikahımızı kıyan hoca mehir olarak isteğimi sorunca cevap veremedim.

Hoca bunun gerekliliğine ve amacına değinen ufak bir açıklama yaptı.

Bu açıklamadan sonra Gencer'e ufak bir bakış attım ne istemeliyim diye düşünmeye başladım.

Hoca iş  uzayınca altın yazalım dediğinde ise beni büyük bir yükten kurtardı.

Belirlenen miktarı Gencer'e kabul ettin mi diye sordu ve Gencer de tereddütsüz kabul ettim dedi.

Nikahtan sonra Gencer ve annesi kız alma adetini yerine getirmek için köy meydanında yapılacak konvoya gittiler.

Abimlerle birlikte evde beklemeye başladık. Bu bekleyiş duyulan silah ve korna sesleri birbirine karışırken son buldu.

Gencer annesi yanında olmak üzere arkasında duran amcası ve yengesi ile kapıda göründü.

Deniz adetlere hakim olduğu için kapıyı tutup bahşiş istedi.

Hakkı abi ondan aşağı kalmadı tabi kapıda şakayla karışık bir muhabbet dönerken abimin gözü bendeydi.

Bahşiş işi son bulup kapı açıldığında beni almak üzere içeri girdiler.

Abim kırmızı kuşağı belimden geçirip ucuna bir düğüm attı.

Sonunda abimin bana sarılması ile frenleri kopmuş araba misali vitesi boşa aldım ve kendimi bayır aşağı bıraktım.

Bir insanın yaşayabileceği en tarifi olmayan duygulara sahip anlardan birindeydim.

Abim görevini tamamladıktan sonra annem geçti yerine ağlamaya başladı. Üzüldüm mü üzüldüm ama en çokta kendime.

Evet bencil gibi kendime üzüldüm. Bu hikayede benden zorunu yaşayan var mıydı.

Her neyse dedim içimden at adımlarını Alya sağlam basarak git, tereddüt etme artık...

Dediğimi de yaptım. Başım dik bütün onurum ile çıktım kapıdan.

Gencer'in yüzündeki o tuhaf ifadeyi de es geçemeyecektim. Bir yüzüme birde belimdeki kırmızı kuşağa gidip geliyordu gözleri anlamını çözememiştim. Bu adetleri benden iyi biliyordu buna rağmen şaşkındı.

Gelin arabasına bindiğimizde bize katılan sayamadığım araçla konvoy başladı.

Köyün etrafında tahmini yarım saatlik süren iki turdan sonra düğünün yapılacağı otele ulaştık.

Bizimle birlikte gelen misafirler arabadan inmemizle birlikte alkış tutmaya başladı. Bir yandan da silah atmadan duramayan birkaç kişi bu gösteriye devam etti.

Her sesini duyduğumda ürküyordum fakat buralarda fazlası ile olan bir şeydi bu.

İçeri geçildiğinde bizim için hazırlanan masada yerimizi aldık.

Dün ki süslemenin aksine beyazın hakim olduğu renkli çiçeklerle kombinlenmiş bir görüntü vardı.

Beyaz masaların üstüne yerleştirilen çiçekler yeşilin tonlarına uyum sağlayarak sade şıklığı gözler önüne seriyordu.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin