BÖLÜM 40

26.3K 1.9K 177
                                    


Alya'dan...

Hayat öylesine tuhaf bir oyun ki kendinize hangi rolü seçerseniz seçin bir noktadan sonra beklemediğiniz şeylerle karşı karşıya kalırsınız.

Bazı durumlar vardır sizi ayırır gibi görünür ama bir bakmışsınız o ayrılık sebebi sizin birleşmenizi sağlayan şey olur.

Dün öğrendiklerinden sonra iki nokta arasında kalmıştım.

A şehrinden B şehrine giden arabanın yolun ortasında mazotu bitmesi gibiydi. Ne A'ya dönebiliyordum ne de B'ye ilerleyebiliyordum.

Gerçekleri biliyordum hepsini ortaya çıkarıp bu oyuna son verme seçeneğini bir türlü devreye alamıyordum.

Emine annenin yaşamasına seviniyordum fakat Gencer öğrenirse nasıl tepki verirdi bunu kestiremiyordum. Birlikte olmamız için aslında hiçbir neden yoktu.

Oyun oynarken asıl oyunun bize oynandığını öğrenirse kızabilir hatta annesine inat bu duruma son verebilirdi. Bunu kızdığı için mi yapardı yoksa beni istememe ihtimaliyle mi...

Düşündüklerime bakınca ne ara bu hale geldim ya da bu şekilde olana kadar aklım başımda değil miydi diye baya bir süre kendimle konuştum.

Benim normalim buydu hep hayal kurar beklentiye düşer sonunda da olmayınca büyük hayal kırıklığına maruz kalırdım. Fakat bu sefer öyle değildi gerçeklik payını hesaplayıp duruyordum ona karşı duygularım oluşmuştu. Hayalin ötesinde, sonsuzluğun dibindeydim.

Bir şey çok netti Gencer'e karşı içimde engel olamadığım ve duygularıma sahip çıkamadığım olgular vardı.

Irmak denilen faktörden ölümüne kıskanma derdimin yanına şimdi de annesinin gerçek olmayan hastalığını ayrılmayalım diye saklama derdi eklenmişti. Bu fikire fazla motive olmuştum.

Zaman su misali akıp gidiyordu. Benimse içimi yemekten beter eden bu sır olayını besliyordum.

Geçen günlerde değişiklik olarak Gencer ile yakınlaşmamız vardı birde tabi.

Birbirimize karşı artık rahat davranıyorduk. Nasıl desem sanki baya bir süredir evli çiftler gibi olmuştuk. Ne o ne de ben utangaç davranmıyorduk.

Bunlar olumlu gelişmelerdi fakat yanı sıra Irmak hanımın kendini ne yapıp edip başı yaptırması bu ise kötü bir gelişmeydi.

Bütün gün beraber olduklarını düşünmem bile sinirlerimi okşuyordu. Bu gelişme Gencer ile aramızda sorun olmadı. Çünkü ona olan güven duyguma ihanet etmeyeceğine emindim.

Irmak her sabah olduğu gibi yine fazlası ile konuşkan bir tavırla kahvaltımızı rahatsız etmekle meşguldü.

Yemeğimi sakinlikle yerken kafamı bir anlığına kaldırıp bakışlarımı Irmağı dinlediğini sandığım Gencer'e çevirdim.

Irmak konuşmaya devam ederken Gencer bana bakıyordu. Göz göze geldiğimizde anlık bir durgunluk yaşadım.

Gözleri ile yukarıyı işaret ettiğinde beni etkileyen çukura mimiklerini de ekledi. Ne yapsa etkileniyor, kalbim yersiz yurtsuz atıyordu.

SIRR-I KADER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin