+ nereye gitsem karşıma çıkıyorsun bunda bi bokluk yokmu sence yoksa bu sikik olay bana mı çok tuhaf geliyor ?

Kufür mü etmişti o şimdi. Düşününce belki haklı olabilirdi. Ama ben onun değil o benim karşıma çıkıyordu. Ben onun neyini takip edeceğim hem bildiğin ağzı bozuk yontulmamış Dağ ayısının tekiydi. Ayrıca buraya yeni taşınan bendim nasıl birini takip edebilirdim ki.

- Bir saniye bir saniye birkere ben değil sen hep benim karşıma çıkıyorsun ikincisi de tipim değilsin sen istesende seni takip etmem ben

Dememle gerçek olmayacak kadar tehlikeli bir şekilde güldü. Cidden bu adam ne kadar gıcık birşeydi böyle boyu benden biraz yani birazdan az daha fazla uzundu. Ahhh yalan yok benden baya uzundu. Kafam onun anca omzuna geliyordu. Bana cüce dedigi kadar vardım. Gözlerim Omzundan ellerine doğru inince onunda kucağında oyuncaklar vardı. Geneli erkek oyuncaklarıydı araba falan ama arkada kalmış kırmızı şapkalı bir meraklı şirin oyuncağı görmeyi beklemiyordum meraklı şirinin elinde kart vardı ve kartın üstünde şirinler çizgi filmdeki şirin baba ve şirine vardı.

şirineyi görünce gözüm oraya kaydı. Ne kadar güzeldi Ayy ben nasıl görmedim ki mağazada bunları konudan o kadar bağımsız kalmıştım ki şu anda ondan ilgimi çekmiş kucağına odaklanmıştım. Ben kucağındaki oyuncaklara bakarken o lafa girdi.

- Herneyse daha fazla seninle muhattap olmak istemiyorum

Dedi ve elindeki peluş şirineyi kucağıma bıraktı. Şaşkınlıkla ona bakarken ne yapmaya çalıştığını hala anlamamıştım. O anlık şokla

+ Sen..sen ne yaptığını sanıyorsun ayı al şu oyuncagını kucağımdan çabuk

Dememle yavaşça bana yaklaştı. Aramızda az bir mesafe kala üzerime doğru eğildi ve

- kucağıma yiyecek gibi bakarsan ağzının suyunu akıta akıta tabikide sana veririm o dankik oyuncağı hem Sen hiç gerçek bir masal duydunmu?

Dedi ciddiyetle. Kaşlarımı çattım ve ona baktım. Boş anıma denk gelmişti ki ağzımdan istemsizce bir yoo çıkmıştı. Bunun uzerine yanağının sol tarafı hafifçe kalktı.

+ Şirin baba kendi krallığını yöneten kraldı. şirinlerini olmaması gereken yerlere gitmesinler diye uyarır dururdu.Amacı şirinlerini kötü kalpli gargamele yem etmemekti ama senin elindeki şu meraklı şirin ve şirine varya kurallara hiç mi hiç uymazdı sende o kucağındaki şirinler gibi olmaman gereken yerlerde çıkmaman gereken kişinin karşısına çıkıyorsu dikkat et gargamel seni yemesin Şirine....

Dedi ve gitmeye başladı ağzım açık şok olmuş bir şekilde dediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Ilk defa o kadar uzun ve karışık cümle kurmuştu ki kendi türkçem bile çözememişti ne demek istediğini.

Bana şirinlerdeki şirine demek istiyordu ama neden sadece karşısına çıktığım için mi diyordu. Yada meraklı demeye mi getiriyordu. Yoksaaa Gargamel tehlikeli seni yer demeye mi getiriyordu. iyide ben onun karşısına çıkmıyordum ki tam tersi o benim karşıma çıkıyordu. Gittiğim yerlerde o denk geliyordu bana ahhh hayır o kadar lafın altında kalamazdım. Huysuzca yerimde kıpırdadım. sinirden kulaklarımdan ateş çıksa yeriydi arkamı döndüm ve arabaya bindigini gördüm. Eğer ki ona laf söylemezsem eve gidene kadar içim içimi yerdi.

Elim kucağımdaki oyuncaklara kaydı bana bildiğin meraklı şirinenin oyuncağını vermişti. Bu bu bu resmen benimle dalga geçmek demekti. Sinirle ona doğru yürüdüm ve siyah fon camla kaplı son model marka arabasının camını kıracak derecede tıktıkladım

Camı hafifçe açtı ve bana kısık gözlerle baktı. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Tam konuşacaktı ki Arkadan gelen erkek sesi onu susturdu

- Bir sorun mu var abi.

Dedi uzun ince olan bize yaklaşarak. Kendi gibi sinirli ve agresif arkadaşları heryerdeydi anlaşılan. Ona cevap vermeden ben onu susturdum ve şoför koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtım kucağımdaki kendime aldığım büyük olan ayıyı koltuğa sinirle oturttum

Bana bak Dağ ayısı bana bu meraklı şirin oyuncağını veriyorsun ya hani ben meraklıyım ya sende bir kadınla onu geç bir insanla kibar konuşmasını ögren her önüne gelene ayılık taslama tamam mı madem ben meraklı şirini görünce gargameli hatırlayacaksam sende bu ayıyı her gördüğünde kendini hatırla. Daha sonrada seni insana çeviren beni hatırla tamam mı.

Dedim. Oh be rahatlamıştım. Yüzüne bile bakmadan sinirle arabanın kapısını sertce kapattım ve kendi arabama yürümeye başladım. Gerçekten içim rahatlamıştı be üzerimdeki siniri bir çırpıda atmıştım. Bidaha bu öküzle görüşmek bile istemiyordum Mümkünse..Sinirle arabama bindim. Hah ukala Adam tipin olsa ne olurdu ki beynin olmadıktan sonra.

Hayır beni tanısa neyse ama tanımıyor etmiyor deli ya. Nerden çıktı karşıma anlamıyorum ya herkese üstünlük taslayacagını falan sanıyorsa yanılıyordu.

Bide bana oyuncak veriyor ya sanki benim param yok oyuncak alacak dilencimiyim ya ben tövbe tövbe Hayır bide bana ufaklık diyor kendisi çocuk çocuk hareket ediyor yok çizi filmdeki gargamel yok şirine bu ne be. Yanımdaki şirineye baktım ayım kadar olmasa da yinede güzeldi. En azından ayımın yerini bununla doldururdum.

Sinirle yola döndüm ve eve sürmeye başladım. Zaten babam misafirler gelecek diye başımı ütülemişti. Hayır anlamıyorum daha yeni geldik ve ben ilk günden nelerle uğraşıyordum ya.

Bide hiç yoktan yemek çıktı başımıza hayır ikinci gündende misafir ağırlamak çok saçmaydı. Evlerin yakın olmasının zararını şimdi daha iyi anlıyordum. İstanbuldayken en azından böyle bir derdimiz yoktu babamın iş ortaklarından başka yakın kimse gelip gitmezdi bize ışık ablada zaten misafirlerini dışarda ağırlardı.
Yeni hayatım belkide beklediğimden daha zor olacaktı.

 Yeni hayatım belkide beklediğimden daha zor olacaktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SADECE BİZWhere stories live. Discover now