8. Bölüm 《☆☆☆》Organize İşler

Começar do início
                                    

Ona deli gibi kızmam gerekirken , neden bu şekilde hissediyordum peki? Benden ilk öpücüğümü almış bir adamı yumruklamam gerekirken , o gün neden kendimi onun etkisine kaptırmıştım? Neden bu adamın yanında bambaşka bir kız oluyordum? Neden ona sert tepki veremiyordum?

Kafamın içinde bumerang gibi fır dönen düşüncelerle uğraşırken , bu defa Nesrin'in sözleri ile kendime geldim.

"Kız Zeliş gel vazgeç şu planından. Olan yine bana olacak. Önder bir duyarsa bu işte parmağım olduğunu , yemin ederim gözümün yaşına bakmaz , bitirir bizi. " Nesrin panik dolu hareketleri ve sevimli bir çocuk gibi gülümseyerek bana bakması bile beni yumuşatmamış , inadım tutmuştu. Bugün o kasıntının huzurunu bozmazsam uyuyamayacağımı biliyordum. Başımı olumsuzca sallayıp bu defa tepeden aşağıya yürümeye başladığımda , el mahkum kızlar da benimle geldi. Bentderesine doğru giden yokuşu hızlı hızlı inerken , kız arkadaşımın beni vazgeçirme çabalarını da kulak ardı ediyordum. Yolun tam bitimindeki karakolun önünde durduğumda , onların da seslerinin kesildiğini fark ettim. Çünkü yıllardır birbirimizi öyle iyi tanıyorduk ki , bu noktadan sonra vazgeçmeyeceğimi biliyorlardı.

Kapıda duran polis memuruna hafif bir baş selamı verdiğimde , sorgularcasına bana bakınca , konuşmak zorunda kaldım.

"Necip Baba içeride mi? " Benim başlarındaki memura baba demem onun da bana başka bir gözle bakmasına sebep oldu.

"İçeride kendisi. Kim diyelim? "

Temkinli haline gülmemek için yanağımı ısırdım.

"Sen ona Zeliş de yeter. " Kendimden emin halimin sebebi Necip Babanın bizlere evladı gibi davranmasının sonucuydu. Normalde beni kaale almayacak olan genç adamın da beni önemsercesine baştan aşağı süzmesiyle rahatladım. Olumlu anlamda başını sallayıp bize baş işareti ile geçmemizi söylediğinde , gülümseyerek içeri girdim. Aklımda hain planım , yanımda kızlar ile kendimi mafya babaları gibi hissetsem de , bu boy ve cüsseyle imkansızlık abidesi olduğumun da bilincindeydim.

Hızlı adımlarla Başkomiser yazan tabelanın önünde durduğumda , son bir gayretle beni vazgeçirmeye çalışan Nesrin'e alaycı bir bakış attım.

"Kız bari Önder'i katmayaydın iyiydi. Onu arayıp , oradan uzaklaştırsam olma mı? "

"Olmaz Nesrin... En ufacık satışında silerim seni haberin olsun. "

Benim sözlerime suratını buruşturunca , tercihini benden yana yaptığını anladım. Gerçi aynı seçimi ben yapsam ben de onu seçerdim ama yine de bunu bilmek sebepsizce sevinmeme sebep oldu. Dostum dediğim bu kızlar benim için nasıl ilk sıradaysa , onlar için de aynı yerde olmak güzel bir duyguydu.

Kapıyı vurup içeriye girdiğimizde , Necip Baba üzerinde resmi üniforması , hafif kırlaşmış saçları , uzun ince yüzü ve benimkine benzeyen keskin mavi gözleri ile bakışlarını bana çevirdiğinde , o sert ifadesinin bir anda yumuşadığını gördüm.

"Oyy benim kızlarım gelmiş. Hayırdır bela çetesi? Sizi hangi olayın rüzgarı attı buraya? " Bizim mahallede ailevi dostluklar kadar , kavga da eksik olmadığı içindi bu espirisinin sebebi. Ee tabi biz de bir paratoner gibi belayı çektiğimiz için ya bir taraf olarak , ya da soru sormak adına birkaç defa geldiğimiz için Necip Baba da bu sözleri alayla dile getirmişti. Gerçi çok şükür şimdiye kadar öyle kötü bir kavgaya karışmışlığımız yoktu ama mahalledeki her olaydan haberdar olduğumuz için çözemediği konularda bizi sıkıştırırdı bu yaşlı kurt.

"Aslında senden bir şey rica etmek için geldik biz. " Temkinli adımlarla yanına gidip hafifçe yanağından öpünce , o gür sesi ile attığı kahkahadan isteyeceğim şeyin onu keyiflendirecek bir durum olduğunu fark ettiğini anladım.

Kapı Komşum Onde histórias criam vida. Descubra agora