Kaderin değişeceği nokta!

675 64 53
                                    


                 ASLI'dan:

Her şey ailemle Türkiye'ye taşınmamızla başladı. Ben düzenimi, arkadaşlarımı bırakıp hayalini kurduğum ülkeye canımdan çok sevdiğim Türkiye'me geldim. Başta her şey normaldi, sıradan bir hayatım vardı, kadınlar mağazasında satış elemanıydım, hiç arkadaşım olmasa da mutluydum evden işe-işten eve, pazar günleri ailemle dolaşmaya çıkardık, İstanbul'u izlemeyi seviyordum. Çocukluktan erkek gibiydim, nerede kavga olsa orda ben varım, hiç kimsenin önünde boyun eğmem, sabırlı ama ters biriyim, yanlış yapanı asla affetmem. Bir kez birinden savursam o insan benim için bitmiştir. Hiç aşık olmadım, aşka inanmıyorum, bence aşk sadece masallarda olur. Bir erkekle ya futbol maçına gidilir ya kavgaya, onun dışında erkeklere güven olmaz. Ailem normal sıradan bir aile, yani kendi halinde huzurlu ekmeğinin peşinde olanlardandık. Babam Demir taksi şoförü, annem Canan pastahanede çalışıyor, büyük kardeşim Fatih tamircide araba tamircisi, küçük kardeşim Efe okula gidiyor tek umudumuz, okuyup doktor olmak istiyor. Her şey iyi gidiyordu taki mahalledeki sapık bana kafayı takana kadar. Türkiye'ye geldiğimize 1 yıl oldu, ama bu manyak son 3 ayda tam 7 defa görücü gönderdi. Tabi hep red cevabını verdik, ben onu sevmiyordum, hem evlenmeye niyetim yoktu. Ailemde bana bu konuda baskı uygulamıyorlardı, beni zorla evlendiremezler, o yandan ailem bana destek çıkıyorlar. Babam beni tanır, benim yanlış yapmayacağımı biliyor (yada bana öyle geliyordu). Bir gün akşam üstü işten eve dönüyordum, terk edilmiş harabeye dönmüş binanın önünden geçerken karşıma o çıktı - Tahir bana kafayı takan sapık. Başta biraz ürperdim ama sonra kendime gelip ona:

Aslı: napıyorsun manyak herif, canına mı susadın!

Tahir: susadım ama aşka, senin aşkına susadım be güzelim!

Aslı: ne diyorsun be, ağzını topla yoksa dağıtırım! Anladın mı beni lan

Tahir: gel beraber dağıtalım, hırçın güzeli

Aslı: kafan güzel galiba, çekil yolumdan pislik

Tahir: doğru kafam güzel, sana görücü gönderdim, gelin olarak evden seni almak istiyordum, ama sen ne yaptın? Hep red ettin. Şimdi günah benden gitti be güzelim. Artık düğün falan yok, zorda olduğun için sadece nikah kıyacağız.

Aslı: ölürüm de senin gibi bir pic ile evlenmem anladın mı manyak!

Diyerek yoluma devam ediyordum ki birden elimden tutup beni harabenin içine sürüklemeye başladı. Karışı koymaya çalıştım ama pislik hayvan gibi tutuyordu. Binaya zorla soktu beni yere fırlatıp bana sırıtarak:

Tahir: benim olacaksın, benim.

Diyerek üstüme gelmeye başladı, ben yerde geri geri gidiyordum bir anda üzerime çullandı pislik. Üstüme geldiğinde ona tekme atıp, kaçmaya çalıştım, ama arkadan belime sarılıp beni kendine çekti. Sonra yere yatırdı beni öpmeye başladı, boynuma gömüldü hayvan. Öküz gibiydi onu üzerimden atamadım. Sonra yan tarafta boş bira şişesini fark ettim, elimle onu itmeyi bırakıp şişeye uzanmaya çalıştım. Zorda olsa ona yetiştim, elime geçtiği gibi o şerefsizin kafasına geçirdim. Darbenin şiddetiyle yana yığılıp kaldı, hemen kalkıp oradan uzaklaştım. Kendime çeki-düzen verip, boynumu saçlarımla kapatıp eve girdim. Evdekilere görünmeden hemen duşa girdim, banyoda aynaya baktığımda boynumdaki iğrençliği gördüm. Bu mide bulandırıcı izi saklamak için boyunlu kazağımı giydim ve salona gittim.

Canan: hayırdır kızım neden baharda kazak giydin?

Aslı: akşam oldu, hava soğudu, birazcık üşüdüm ondan giydim annecim.

Canan: iyi misin sen? Hasta mı oldun yoksa?

Aslı: yok ya, sadece üşüdüm o kadar annem, merak etme sen canım.

Gizli YaşamWhere stories live. Discover now