1.Bölüm

20.6K 404 32
                                    

Genç kadın, kapıyı büyük bir gürültüyle açarak içeri daldı.Karşılaştığı manzara başından aşagı soğuk sular iniyormuş hissine kapılmasına neden oldu. Bu kesinlikle gerçek olamazdı. Beyninin ona oynadığı bir oyundu. Her şey o kadar hızlı gelişmiştiki kesinlikle rüya görüyor olmalıydı. Sevdiği adam yani kocası şu an çırılçıplak bir şekilde karşısında dikiliyordu. Aslında sorun kocasını o şekilde yakalamış olması değil sorun onu bu halde başka bir kadınla yakalamış olmasıydı. Kadın onu görür görmez utanıp saklanmak yerine yüzünde oluşan edepsiz bir gülüşle genç kadına bakıyordu. Adam sanki onları böyle rezil bir halde yakalamamış gibi bir ifade takınarak doğrudan genç kadının yüzüne bakmaya devam etti. Ardından bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş olmalı ki konuşmaya başladı.

"Senin açından ne kadar korkunç bir durum olduğunu anlayabiliyorum fakat ben buyum Cassandra. Hayatımı tek bir kadınla geçirebilecek biri değilim. Ya da her hangi bir kadına bağlanabilecek biri de değilim. Başkaları hep oldu ve olmayada devam edecek. Bu yüzden senden özür dileyecek değilim." Diyerek konuşmasını sonlandırdı. Genç adamın söylediği sözler Cassandra'nın kalbine bir hançer misali saplanırken yere düşmemek için kendini zor tuttu. Birden görüşünün bulanıklaştığını farketti. Göz yaşlarını elinin tersiyle silerek ağlamamaya çalıştı. Ağlayarak o şırfıntının önünde küçük düşmek istemiyordu. Üzüntünün yerini yavaş yavaş öfke alırken kocasının üzerine doğru yürüdü. Ne kadar çaresiz ve üzgün olduğunu söyledikleriyle bir kez daha pekiştirdi.

"Beni sevdiğini söylemiştin."

Genç adam gözlerini devirdi. Sanki Cassandra'nın bu olayı bu kadar uzatmasını gereksiz buluyordu.

"Yalan söylemiştim. Seni sevdiğimi düşünmüş olman başlı başına bir aptallık. Ben kimseyi sevmedim sevmemde Cassandra. Duydun mu beni ? Senide sevmedim." Cassandra midesini bulandıran bu sözler karşısında kontrolünü yitirdi ve elini kaldırarak kocasına vurmaya yeltendi. Genç adam ise kızın elini havada yakalayarak hafifçe büktü. Genç kadını ani bir hareketle kendine çektikten sonra onun kalbini kırdığını bile bile acımasız sözlerine devam etti. "Bir daha sakın bunu yapayım deme. Bundan sonra seninle aynı evde yaşamaktan ziyade seninle aynı ülkede bile yaşamayı istemiyorum." Derken genç kadın daha fazla dayanamayarak yere yığıldı. Kısa bir an o kadınla gözgöze geldi ve ardından bilincini kaybetti.

Gözlerini açtığında başına saplanan ağrılar yüzünden inledi. Sanki kafasına biri baskı yapıyormuş gibi hissediyordu. Etrafına bakındı ve gözleri berjer koltuklardan birinde uyayakalmış olan kocasına takıldı. Kocasını görünce bayılmadan önce yaşadığı şeyler aklına geldi. Yaşadıkları hala bir şakaymış gibi geliyordu ona. Sevdiği adam onu nasıl aldatabilmişti ? Üstelik bu adam ona her sevişmelerinde aşk sözcükleri fısıldayan ve ona her seferinde pahalı mücevherler alarak onu mutlu etmeye çalışan kişiydi. Nasıl birden bire bu kadar değişebilmişti ? Aklı hala bu olup bitenlere herhangi bir anlam veremiyordu. Birden gözleri doldu. Hıçkırarak ağlamaya başladı ve bu genç adamın derin uykusundan uyanmasına neden oldu. Cassandra'nın küçük omuzlarının sarsıldığını farkedince usulca yerinden kalktı. Yavaş adımlarla yatağa doğru yaklaştı. Genç kadın kafasını kaldırarak yaşlı gözlerle ona baktı. Sanki kendisini teselli etmesini bekliyor gibiydi fakat genç adam ona istediğini vermedi. Sadece bakmakla yetindi. Cassandra dizlerini kendine çekerek küçük bir çocuk gibi ağlamaya devam etti. Birden genç kadın adamın gözüne o kadar küçük ve narin göründü ki ona yaşattığı bu şeyden dolayı azda olsa bir pişmanlık duydu. Yatağın kenarına oturdu ve elini omzuna koymasıyla genç kadın ağlamayı kesti. Cassandra yüzünü saklamaya bir son vererek ona baktı.

"Seni affedebilirim. O olayı yaşanmamamış sayabilirim. Lütfen bunu bir daha yapma. Beni sevdiğini biliyorum." Dediği anda genç adam öfkelenerek yerinden kalktı. Ardından söylenmeye başladı.

"Ben ne affedilmek istiyorum ne de o anı yaşanmamış saymayı. Yaptığım şeyden dolayı pişman değilim Cassandra. Seni de sevdiğim söylenemez. Bak ben böyle bir adamım anlıyor musun ? Kadınlara kendini özel ve iyi hissettiririm ta ki onlara olan ilgim kayboluncaya kadar. Senin dışında binlerce kadına seni seviyorum dedim. Seninde onlardan bir farkın yok. Sana olan ilgimde yok oldu. Artık seni de istemiyorum."

Cassandra "Ama ben senin karınım." Diyerek genç adamın lafını böldü.

Genç adam ise derin bir nefes alarak tekrardan yatağın kenarına oturdu. "Karım olman hiç bir şeyi değiştirmez Cassandra. Bundan sonra işe yarayacağın tek konu benim çocuğumu doğurmak. Meşru bir veliaht istiyorum ve sende bu konu hakkında bana yardımcı olacaksın."

Cassandra konuşmak için ağzını açtı fakat bir şey diyemedi. Ne yani çıkarları için mi evlenmişti onunla ? Bu gerçekle yıkılarak tekrardan gözyaşlarına boğuldu. Evlendiği günden beri kendini masallardaki prensesler gibi mutlu hissediyordu fakat her şey yalandı tıpkı masallarında yalan olduğu gibi.

Artık hayal dünyasından kopup gerçek dünyaya adım atmıştı. Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir dünyada yaşadığının bilincine varmak hoşuna gitmemişti. Pembe gözlüklerini her ne olursa olsun asla cıkarmayan genç kadın o gözlükleri çöpe atma vaktinin geldiğini anlamıştı. Son bir umutla delice aşık olduğu kocasının yüzüne baktı belki yaptıklarından pişman olmuştur diye. Fakat nafileydi. Genç adam tavrından ödün vermeyen bir ifadeyle ona bakıyordu.

"Ne yani son söyleyeceklerin bu mu?" diye sitem etti Cassandra.

"Evet bu."

Genç adam konuşmayı sonlandırdıktan sonra kapıya yöneldi. Kapının eşiğine gelince sanki bir şeyi unutmuş gibi geri dönerek ona baktı. Cassandra yeniden ümitlenerek gözlerindeki saf aşkla adama baktı.

"Bu arada yarın hazırlıklara başla. Fransa'ya teyzemin yanına gönderiyorum seni." Cassandra itiraz etmek için ağzını açmıştı ki genç adam bir el hareketiyle kadını susturdu.

"İtiraz istemiyorum. Gidiyorsun dediysem gideceksin. Ben senin kocanım. Ben ne dersem onu yapmak zorundasın." Dedikten sonra çekip gitti. Genç kadın tekrardan gözyaşlarına boğularak tüm benliğiyle ağlamaya devam etti ta ki ağlamaktan yorulup kendini uykunun tatlı kollarına bırakana kadar.

KALBİM SENİNLE Where stories live. Discover now