Shi

995 117 118
                                    

Final olmayan final. -Çünkü bu her ne kadar final gibi dursa da bir bölüm daha var-
Genç kadın siyah saçlarını tuhaf bir umursamazlıkla karıştırırken açıklama yapma zahmetine girebilmişti.
"Merhaba ben Tanrıça Epith falan filan." diye kendini tanıttı gözlerindeki anlamsız bir parıltıyla "Her neyse, dileğin nedir?"

°°°

Eli refleksle kılıçlarına doğru uzanıp, onları bulamayınca, Zoro kendini Epith diye tanıtan kadına keskin bir bakış gönderdi. Kılıçları onun elindeydi!

"SEN..." diye hırladı sinirle Zoro. Kılıçları söz konusuyken ne yapacağını düşünmezdi, her an kadının üzerine fırlayabilirdi -Tanrı bilir normal bir dövüşe hazırlanırken bile fazla düşünüyor muydu ki?-

Kadın pek de gerçekçi olmayan bir korkuyla yerinden sıçramıştı. "O kadar kızma!" diyip kılıçları Zoro'ya doğru fırlattı. "Al. Dengesiz biri olmanın cezasını ben çekemem."

Zoro, elindeki kılıçlara baktı. Açıkçası, şaşırmıştı. Işte, karşısındaki kişinin Epith olduğu kafasına ancak o zaman dank edebildi.

Tekrar "Sen..." diyecek oldu Zoro. Bu sefer bir hırıltı değil de şaşkınlık nidası olarak.

"Evet ben. Kendimi tekrarlamama gerek var mı? Tanrıça Epith! Kalbindeki umutsuzluğu hissettim, ve önünde belirdim. Şimdi söyle genç adam, gerçek arzun nedir?"

Zoro, bu anlaşıldığı üzere konuşmayı seven Tanrıça'ya ne dese bilmiyordu.

Adaya geldiğinden, onun kim olduğunu öğrendiğinden beri içinde onunla karşılaşma isteği vardı. Bunu her ne kadar inkar etse de, öyleydi. Fakat onunla karşılaşınca ne yapacağını, ne olacağını hiç düşünmemişti -Onun hakkında birçok bilgi bile edinmişti Shin, Rei ve meyhane sahibi adamdan sonra- Sadece bir dileği olanlara gözüktüğünden onun karşısına çıkar mı, bunu da bilmiyordu.

Eh, duruma bakılırsa, sanırım bir dileği vardı.

Sırtını dikleştirip boğazını temizledikten sonra yüzünü ciddi bir ifade kapladı.

--

Kapıdan gelen birkaç tıkırtı ve içindeki tuhaf dinlenildiğini söyleyen sesi umursamayacak kadar şu dilek işlerine odaklanmıştı Zoro. Epith, açıklamasını her tekrar edişinde alnına eklenen yeni ter damlalarından ve giderek çatılan kaşlarından odaklandığı anlaşılıyordu.

Bekler gibi görünen Epith'e doğru hızla döndü. "Şimdi, tek bir dilek dileme hakkım var. Eğer gerçek arzum o değilse gerçekleştirmiyor ve bir daha bana görünmemek üzere ortadan kayboluyorsun. Işte bu yüzden dileğimin ne olacağını kararlaştırmam için bir günüm var, anlamış mıyım?"

"Çok çabuk kaptın korsan çocuk!" diye alaylı bir söylenimle karşılık verdi Tanrıça. Belli ki, dalga geçiyordu.

Zoro gözlerini devirdi. "Tanrıça" olduğu için onun daha saygı duyulası biri olacağını düşünmesi içler acısıydı. Zira bu tanrıça "Saygı duyulası" sıfatının yakınından bile geçmiyordu.

"Teşekkürler." Kadına ters ters baktı. "Sanırım."

Epith buna karşılık yüzüne garip denilebilecek bir gülümseme almıştı. "O zaman ben gidiyorum." dedi neşeyle.

Kamaraya girdiği pencereye şimdi de oradan çıkmak için yaklaşırken kendi kendine mırıldanıyordu Epith "Diğeriyle uğraşmak çok kolay olmuştu oysa."

"Bir şey mi dedin?" Zoro pencereden çıkabilmek için büyük çaba sarf eden Epith'e şüpheli şüpheli baktı.

"Yok yok." diye itiraz etse de kadın, Zoro bakışlarını bozmamıştı.

Hitotsu no Yume//zosanWhere stories live. Discover now