♧2♧

238 13 0
                                    


2. BÖLÜM

"YENİ HAYAT"

Dün 18. yaş günü mumlarımı üflemeden hemen önce içimden bir dilek dilemiştim. Ama sanki hayatım benimle alay ediyormuşçasına dileğimin tam tersi gerçekleşmişti.

Güzel bir yıl dilemiştim. Huzurlu bir yıl istemiştim sadece. Şimdiyse neyle karşı karşı olduğumu bile bilemeden yerimde çaresizce oturmuş zamanın geçmesini bekliyordum. Ürkütücüydü.

Nasıl bir oyunun içinde olduğumu bilmiyordum. Aklım yeterince karışıktı. Anlamlandıramayacağım şeyler yaşıyordum ve biri çıkıp 'hepsi benim oyunum. Artık sen benim hayatımı yaşayacaksın!' Diyordu. Ne hissetmem gerektiği de meçhuldü.

Zilin sesini duymamla beraber kalabalığın içinden sıyrılarak okulun arka tarafına doğru yürüdüm. Beni takip eden veya boynuma yapışacak başka biri daha yok gibi görünüyordu. En azından böyle olmasını umuyordum.

Kenardaki banka oturup sabırsızca beklemeye başladım. Bütün bu olanların bir açıklaması olmalıydı ve umuyordum ki bu kişi her şeyi ortaya çıkaracaktı. Kendi aklınca oynadığı bu oyun, hiç eğlenceli değildi. Bunu bilmesinde yarar vardı.

"Hey!" Diye bir ses duydum. Çok kısıktı ama bir kıza ait olduğu çok net anlaşılıyordu. Sesin kaynağını bulmak için etrafıma bakındım ve hemen ilerdeki çalılıkların arasından  birisi bana elini sallıyordu. Hızlıca oraya gidip tellerin üzerinden atladığımda artık okul sınırları dışındaydım.

Kafamı kaldırıp karşımdaki kızın yüzüne baktım.

Baktım.

Ve yaşadığım şokla gözlerim kocaman açıldı.

O ise benim bu halimi çok normalmiş gibi karşılıyordu. Bana doğru uzattığı elinden kaçmak için geriye doğru bir adım atmamla beraber ayağımın altındaki tümsekten dolayı dengemi kaybederek yere yapışmıştım.

Karşımda duran kişi, bendi.

O, bendim.
Ben, oydum.

Ses tohumla, görünüşümle.

Benim bir ikizim mi vardı yani?

Kendimi karşılaştığım bu manzaranın ardından birkaç kere tokatladım.

Rüya görüyor olmalıydım. Eğer bu bir rüya olmazsa her şeyin bir açıklaması olacaktı ama ben buna rağmen yaşadığım bu şok edici anın bir rüyadan ibaret olmasını diliyordum.

"Kendini tokatlamaya devam edecek misin? Fazla vaktimiz olduğunu sanmıyorum." Dedi kendini bilmiş bir tavırla.

"Neler oluyor, biz... Sen..."

Uzattığı elini bu sefer istemeye istemeye tuttuğumda beni sertçe ayağa kaldırdı ve onu takip etmemi işaret etti. Sessizce ve şok içerisinde onu takip ettim. Kimsenin bizi göremeyeceği, duyamayacağı bir yere ulaşmıştık.

"Sana anlatacağım. Ama sakin olacaksın. Lafımı da asla bölme."

Kafamı onaylarcasına salladım. Merak, tehlikeli bir zehirdi aslında. Sizi daha farkında olmadan sarıp sarmalar ve nefesinizi kesene kadar da sıkardı.

"Güzel. Öncelikle kendimden bahsedeyim. Adım Alin Sözeri.
Babam çok zengin bir iş adamı. Annem ise ünlü bir modacı." Giyindiği şeylere istemsizce bir göz attım. Annesinin mesleğini kendisi de gayet güzel yansıtıyordu. Benim asla giymeye yeltenmeyeceğim çok uyumlu ve göz alıcı bir elbise takımı vardı üzerinde.

THEMISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin