"Bebeğe bir şey olmasını istemem. " diyerek fısıldadıktan sonra ona şaşkınca bakan kadına verdi ceketi. Araba anahtarını ve arka koltuğa attığı cep telefonunu alıp çıktı arabadan. Merve'nin yanına gelmesini bekleyeyip gözlerini kapadı.

Karla kaplanmış adeta beyaz pamuk şekere benzeyen yola baktı Yiğit. Ardından da arkasından yavaşca yaklaşan, topuklu ayakkabıyla karların üzerinden yürürken penguene benzeyen karısına baktı.

"Yürüyemiyorum ki! "

"Banane?" derken omuzlarını silkip Merve 'nin önonden yürümeye basladı Yigit. Bir kaç adımdan sonra arkasından gelen mırıldamalar ile arkasına döndü. İncecik ayakkabılar ile boyu kadar karda yürüyen kadına baktı.

Kendisi de çok üşüyordu. Merve 'nin bu soğukta ölmesi olası bir şeydi. Çenesini kaşıyarak iki adım yaklaştı kadına. Topuğuyla sağ ayağında ki ayakkabıyı çıkardı. Aynısını sağa da yapıp eğildi; Ve Merve'nin önüne kendi ayakkabılarını koydu. Siyah çorapları anında kardan ıslanırken hlç bir şey olmamış gibi tekrardan yürümeye başladı.

Merve açık olan ağzını kapatarak önünde ki ayakkabılara baktı. Yiğit önünden arkasında bir depo patlamış gibi yürürken o da ayağında ki ince topuklu olan ayakkabılarını çıkarıyordu.

Siyah, dışı kadar içi de yumuşak olan ayakkabıları giydiği an ısındığını hissetti Merve. Elinde ki gelinlik ayakkabılarını yolun ortasında bırakarak kendine on numara büyük gelen ayakkabılar ile yürümeye başladı.

"Hasta olacaksın! "

Önünden giden adama bağırırken gelinlik eteklerinucunu kaldırıp koşmaya başladı. Yiğit'in yanına gelir gelmez adamın kolunu tutarak durdurdu.

"Bir şey olmaz bana, sen iki canlısın. "

"İyi o zaman. Ben ve bebeğim teşekkür ederiz. "

"Sen ve salaklığından bahsetmiştim. Ama o da olur. "

Yiğit omuz silkerek tekrardan yürümeye başladığında Merve aniden patlayacak olan bir bombaya dönüşmüştü. Yiğit'in ona hem laf sokmasından, hem de bilip bilmeden konuşmasından daha ilk saniyelerden nefret etmişti.

Sessizce o da Yigit 'in arkasından yürümeye başladı . Giydiği ceketi kendisine daha da çok sardı. Hayatında hiç iliklerine kadar üşümemişti. Şuanki durum onun için içler acısıydı. Önünden giden adama bakmaya başladı.

Siyah saçlarının arasında , sanki özenle serpiştirilmiş gibi beyaz teller vardı. Işık sireklerlnden gelen ufak ışıkta bile parlıyorlardı. Beyaz gömleğinin örtemeyeceği kadar kalıplıydı. Pek kaslı sayılmazdı; Fakat yinede yaşına göre iyiydi.

"Resmen ırzıma geçtin. Söyleseydin önünde büyük bir zevkle soyunurdum. "

"Aman! Kalsın, buruşuk bir taraflarını görmeye niyetim yok. Ne de olsa da yaşlısın sen benden. Bir kaç yıla ölürsün, değil mi? "

Yiğit cevap vermeden yürümeye devam etti. Bir kaç dakika sonra renkli ışıkların olduğu yere geldiler. Merve halinden memnundu; Ayakları nerdeyse sıcaktı ama Yiğit için aynı şey söylenemezdi.

Bir kaç katlı binaya yaklaştıklseı zaman küçük bir motel olduğunu anladılar. Yiğit rahat bir nefes verirken kendini soğuktan uyuşmuş ayaklarıyla attı içeri.

Kapıyı açar açmaz calan küçük zil ile kendine gelen görevli gözlerini şok ile açarak önünde ki ikiliye baktı. Yiğit kaçkın gibi
yalın ayak ona doğru ilerlerken Merve ise televizyonda ki ölü geline benziyordu.

"Kalacak oda. Hemen, şimdi. "

Resepsiyonda ki görevli elinde ki bezi masaya bırakarak Merve'nin yakasında ki küçük altınlarda gezdirdi gözlerini. Ceren Hanım nikah töreni başlamadan önce gelinine bir kaç altın takmıştı.

"Gecesi 300 Lira. "

Yiğit homurtuyla elleilnl ceblne sokarken cüzdanını bulamanın verdiği hayal kırıklığı ile Merve'ye döndü. Merve durumu anlayıp ellerini göğsünün üzerinde takılı olan bir kaç altına götürdü.

"Ne yapıyorsun sen? Arabada uyuruz, piç nasılda bakıyor. "

"Saçmalama! Yeterince yürüdük zaten. "

Merve bir altını çengelli iğneden alarak resepsiyonda ki adama uzattı. Adam bilmişce gülümseyerek arkasında döndü ve anahtarlardan bir tanesini alıp kimlik sormadan Merve'ye uzattı.

Vakit kaybetmeden yaka kartından 'Veli' yazan adamdan anahtarı alıp Yiğit'e baktı . Kabul etmese bile karşısında ki adamın gözleri dahil kızarmıştı.

"Hadi gidelim. "

Yiğit karşısında ki kadına kafasını sallayarak uydu ve onun pesinden merdivenlerden çıkmaya başladı. Ayakları uyuşmuştu, hatta hissetmiyor bile denebilirdi. Merve anahtarlıkta ki oda numarasına bakıp sakince gülümsedi. Küçük motelde kimse yoktu ve ilk oda onlarındı.

Yavaşça oda kapısına yaklaştı, kilidi açtı ve ayakkabılarını daha doğrusu Yiğit 'in ayakkabısını çıkararak girdi içeri. Sıcak hava adeta yüzüne vururken üzerinde ki ceketi atıp arkasında ki adama baktı.

"Buranın banyosu vardır. Sıcak bir duş al, çok üşüdün. "

Yiğit sadece kafasını sallayarak küçük odada ki kapıyı açıp iceri baktıktan sonra girdi banyoya. Üzerinde ki beyaz gömleği, paçaları sırılsıklam olmuş siyah kumaş pantalonu ve çamaşırlarını rastgele yere atarak duşakabine girdi. Sıcak suyu acar açmaz yumuşayan hatlarını bıraktı, ve buz tutan her uvzunun ısınmasını bekledi.

Aralık olan banyo kapısından balındı. Merve'yi göremeyince buzlu duş kapısını kapatıp duvara yaslandı. Sıcak suyun altında on dakika kaldıktan sonra çıkmak istemese de çıktı kabinden.

Çevresinde bakıldığında gördüğü beyaz bornozu giyip çıktı banyodan. Ayaklarını televizyonun önünde ki kucuk sehbaya uzatmış, ellerini her zaman ki gibi karnına koymus Merve 'ye baktı.

"Bavulları almayı unutmuşuz."

"Ha? Şey aşağıda ki adam bir kaç temiz eşya getirmiş. " derken ayağa kalktı ve yanında ki eşofman takımını Yiğit'e uzattı.

Genç adam önünde ki kadına bakarken kafasını salladı ve sonradan aklına gelen bir sey ile ona daha fazla yaklaştı. Ellerini genç kadının beline koyarak kendi bedenine yapıştırdı.

"Ne yapıyorsun sen! "

Merve'nin itirazına karşılık o sadece sustu ve gülümsedi. Sağ eli kızın üzerinde ki gelinliğin boyun kısmına girdi. Merve odaya geçer geçmez gelinliğinin bir kac düğmesini açtığı için pişman olmuştu.

Yiğit'in eli, parmak uçlarına kalın bir şeye denk kalana kadar ilerledi. Merve nefesini tuttu ve karşısında ki adamın elinin göğsünde oldugunu unutmak istedi.

"Bu bende kalsın. "

Yiğit elini hiç zorlanmadan kırmızı evlilik cüzdanı ile çıkarırken bilmişçe gülümsedi ve Merve'yi arkasında şaşkınca bırakarak elinde ki eşofmanı giymek için banyoya geri döndü.

Ha bu arada Sözleşme Epsilon Yayınları ile raflarda yerini alacak, haberiniz ola 💃 /Sözleşme Öykü ve Levent’in hikayesi 🙊💞❤️

KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşklar Serisi 2 • FİNAL| #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin