**********

Dadın seni çağırmıştı. Uykudan uyanmana da onun sesi neden olmuştu.

''Hadi güzel kızım, bak baban çağırıyor.'' Demişti dadın.

''Dadı uykum var benim.'' Demiştin poponu ona dönerken.

''Hergeleye bak.'' Dedi senin popona vururken '' Kalk çabuk!''

''Off ya!'' mızmızlandın ve yattığın yerden doğruldun. ''Neden onun ayağına ben gidiyorum.?''

''Buraya gelsin de canım oğlan şu halini görüp korksun mu?''

''Ne varmış halimde!'' dedin gözlerini ovuştururken.

''Git de kendine bir çeki düzen ver. Öyle aşağı gel.''

''Off!''

''Oflama bana... hadi bak hem senin sevdiğin turtadan da yaptım. ''

''Turta mı?'' gözlerin anında genişlemişti. ''Elmalı olandan mı?''

''Hmm, hadi bir an önce görüşmeyi bitir de mutfağa gel tamam mı?''

''Sen bunu daha önce deseydin ya Ayame-chan'' dedin yerinden fırlarken. Dadın Japondu.

''Seni hergele.'' Demişti sen banyoya giderken. ''Koca kız oldu ama hala o minik kız çocuğu.'' Seni o büyütmüştü. Anneni erken yaşta kaybetmiştin. Sana annelik etmişti. Öz annenin yerini dolduramazdı ama bir şekilde sevgisini hissettiğin -babandan sonraki- tek insandı.

Elini yüzünü yıkayıp saçlarını şöyle bir düzeltip aşağı inmiştin. Kısa saçların vardı.

Babanın odasının kapısına geldiğinde hafifçe çaldın ve müsaade istedin.

''Gel.''

''Baba'' dedin içeri girerken. ''Beni çağırmışsın.''

''Gel kızım. Sana dediğim koruman ile tanış.''

Bakışların babandan, sırtı sana dönük olan adama kaydı. Omuzları gözüne takılmıştı. Baktığın beden sana döndü.

''Merhaba küçük hanım.'' Demişti. Yüzünde oldukça içten bir gülümseme vardı ve sen gözlerini kırpıştırarak bakakalmıştın.

''Baekhyun, bu kızım *kendi adınızı kullanın* ; tatlım bu da koruman Baekhyun.'' Baban sizin adınıza tanışma işini halletmişti.

''Merhaba'' dedin. Bu çocuk muydu yani senin koruman. Resmen bebek suratlının tekiydi. Üstelik çevik ya da kaslı birine de benzemiyordu. ''Bu mu beni koruyacak?'' istemsizce ağzından çıkıvermişti.

Baekhyun, denen adam hala gülümsüyordu. '' Görünüşümün aldatıcı olduğunun farkındayım ama merak etmeyin küçük hanım. İşimde oldukça iyiyimdir.''

''Hıh!'' dedin burun kıvırarak. ''Baba emin misin bunun beni koruyabileceğinden?''

Babanın kızdığı belliydi. Kaşları çatılmıştı. ''Tatlım seninle konuşmuştuk bu konuyu.''

''Her neyse!'' dedin omuz silkerken. ''Ben geri odama gidiyorum.'' Odadan çıkıp gitmiştin. Şu an için elmalı turta daha cazipti.

''Sen onun kusuruna bakma oğlum. Annesi öldükten sonra ona fazlaca ilgimi verince biraz şımardı, ama özünden gerçekten iyidir. Sadece kendini sevdirmeye çalış.'' Baban Baekhyun'a söylemişti.

Baekhyun, babana döndü. ''Önemli değil efendim. Size kim olduğumu anlattım ve beni kabul ettiğiniz için gerçekten minnettarım. O yüzden onun beni yıldırabileceğini sanmıyorum.'' Dedi Baekhyun.

Baban gülümsedi. ''Peki madem. Onun hakkından gelirsen, sana izin verme konusunda fikrim değişmeyecek.''

Baekhyun, içten içe heyecandan deliriyordu. ''Teşekkür ederim efendim. Onu korumak için elimden geleni yapacağım.'' Dedi ve eğildi.

''Peki, öyle diyorsan. Sana emanet ediyorum. Şimdi istersen kâhyanın yanına git ve sana evi gezdirsin. ''

''Peki efendim.'' Dedi Baekhyun ve yeniden selam verip, odadan çıkmak için ilerledi. Yıllardır bekliyordu ve bu fırsatı kaçırmak gibi bir niyeti yoktu.

********

Baekhyun'a olan aşkımı bir şekilde dökmem gerekiyordu... Bölümleri kısa ve öz olsun istiyorum. Umarım yazıp yazıp atarım *-*

OC yi sevin <3<3<3

Şu omuzlar T^T

Şu omuzlar T^T

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
THE BODYGUARD ✔Where stories live. Discover now