Gül Dikeni-10 Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Bana ihanet ettin sen." Sesim öfkeli değil kırgın çıkıyordu.Kırık bir sesle konuştum.

"Niye bunu bana yaptın?"

Gözümden düşen damla eline doğru düştü.

Fısıldadım."Niye..?"

Gözünden bir damla gözyaşı aktı.

Ona son kez baktım ve arkamı döndüm.

"Songül!" Gürledi Arda.

Kapıyı açacakken durdum.

Saçlarımı arkaya ittim ve arkamı döndüm.

"Gitme... Nolursun!"

Burukca gülümsedim.

"Sordun ya hani Canımın ağırıp ağırmadığını? "

Herşeyi bulanık görüyordum.
Gözümden bir damla akıyor diğeri geliyordu.

"Canım çok ağırıyor Arda!"

Bana aldığı bilekliği çıkarıp yanı başımdaki kitaplığa bıraktım.

"Yarama sebep'ken, artık merhem olamazsın."

Bazen bir şeyi sebepsizce unutamıyor insan.İstese de unutamıyor.

Hani demiştim ya ben hiç aşık olmadım olmuştum öyle olmuştum ki içine kapanık kimseye güvenmeyen birine dönüşmüştüm.Kimseyle konuşmayan biri olmuştum.O neşeli hertarafa neşe saçan biri yoktu artık.Çünkü o ihanet Songülü yıkmıştı.

İnsanlar yanlış yaparak doğru olur.Düştüğünde kendin kalkmayı öğrenmelisin.Hep düşsende dimdik ayağa kalkmalısın.Sen güçlüsün çünkü. Kimse yıkamaz yelkenlerini.
Ne yazıkki yelkenlerimin birçoğunu yıktılar.

Çok acı verdi.Çok şey kaybettirdi.

Ayaklarımı zemine indirerek kalktım elimdeki resimleri çekmeceme koydum ve kapağını kapattım.
Sabah namazımı kıldıktan sonra merdivenlerden inerek mutfağa yöneldim.
Sulayı alıp bir bardak su doldurdum.
Besmele çektikten sonra içtim ve bardağı mermere bıraktım.
"Çok şükür."dedim.
Biraz sonra Tülay ve Yıldız abla mutfakta olacaktır.Duvarda asılı olan saate baktım.
5:48 geçiyordu.Bu demektir ki iki dakika sonra burada olurlar.
Ayaklarımın donmasıyla bakışlarımı ayaklarıma indirdim.Ah! neden terliklerimi giymedim? Giyseydim şuan ayaklarım bu mermerlerden çekmezdi.
Koskocaman mutfaktan çıkmak için kapıya ilerledim.
İçime sanki bir enerji doldu.Şuan çok enerjik hissediyorum.Biraz daha hızlandım.Derken kapıdan çıkacağım sırada ayağım birbirine dolandı ve birine çarparak kafamı bir yere vurdum sonrası yere yüz üstü düştüm.
Ağzımdan bir inleme sesi yükseldi.
Elimi belime ve diğer elimi de başımda tuttum.
"Söngül hanım!"dedi.Sesinden anladığım kadarıyla Yıldız ablaydı bana seslenen.hemen yanıma çöktü.
"İyi misiniz? Annenize haber vermemiz lazım! Hatta Ambulansı arayalım.Tülay hemen Ambulansı ara!"
Cevap vermesine izin vermeden konuştum."Hayır,hayır!"dedim telaşlı."Sadece küçük bir kaza.Hiç bir şeyim yok! Sadece düştüm.Anneme de söylemeyin." dedim.Kararsız bakışlarını görebiliyordum.Tülay abladan"Ama..." "Gerçekten birşeyim yok!" Diye hayıflandım. Gözlerimi ona dikip"Gerçekten."

Sonra yardım alarak odama çıktım.

Gittiklerinden emin olduktan sonra başımdaki yazmayı çıkardım.Bırakacaktım ama elimdeki ıslaklık dikkatimi çekti.Ve yazmamdaki büyük lekeyi görmem le şoka uğradım.
Başımdan aşağı sonra kaşımdan yanağıma aktı bir şey. Elimi yanağıma sürdüm ve baktım,kan'dı.
O sırada bunun şokunu yaşayamadan kapı birden bire açıldı ve benim kalbim az kaldı duracaktı.
"Kızım!"
Annemin telaşlı sesi yankılandı odada.
Hemen yanıma gelip yüzümü avuçladı."Başın ne hale gelmiş! Hemen hastaneye gitmemiz lazım.Osmana haber ver arabayı çalıştırsın!biz biraz sonra aşağıdayız." Annemin telaşlı ve ayrıca keskin sesi ürpermeme neden oldu."Anne..." Dedim ki Annem lafımı böldü."Sakın konuşma!Sana çok kızgınım.Nasıl bana böyle birşey söylemezsin? Yıldız söylemeseydi haberim bile olmazdı."

Ondan sonrası hastaneye gittik ve başıma pansuman yapıldı.Restoranta gittik ve yemek yedikten sonra Osman zaten bizi eve bıraktı.
Annem zile bastı.
Hizmetlilerden Büşra kapıyı açtı.
İçeri girdikten sonra odama yönelecektim ki bir ses buna mani oldu.
"Songül buraya geliyorsun."
Babamın otoriter sesi beni durdurdu ardından odaya geçtim koltukta oturan Recep bey ve yanında Eyüp'ü görmem le duraksadım ardından gözlerimi kaçırarak annemin yanına oturdum.
çekinerek"Bir şey mi oldu?"

"Düğün gününü ayarlamaya geldik kızım.Biz aslında çabuk olmasından yanayız.Sen istemiyorsan....olmak zorunda değil."dedi Recep bey.

Babama hiç bakmadım ama,delici bakışlarını üstümde hissediyordum.
"Siz nasıl uygun görüyorsanız."

Recep Bey'in yanında oturan şahısa kaydı gözlerim hipnotize olmuş gibi gözlerini bir an bile benden ayırmıyordu.
Utanarak gözlerimi kaçırdım.
Recep bey ve Eyüp birşeyler fısıldadıktan sonra ikisi de ayağa kalktılar.
Babam da Recep bey ellerini tutarak "Birdahaki sefere görüşürüz" dediler.
Eyüp babamın elini tuttuktan sonra annemin elini öpüp ardından anlına bastırdı.Bende Recep beyin yanına yaklaştım ve bana uzattığı elini öptükten sonra anlıma bastırdım.Elimi sıktıktan sonra"Kendine iyi bak kızım."
"Sizde Recep bey." dedim ki
"Baba." Dedi bir ses.Benden üç adım uzak olan Eyüp'e yönelttim gözlerimi."Baba'ma Baba diyeceksin artık."

Yüzümün pancara döndüğüne eminim.
Gözlerimi Recep babaya sabitledim.
titrek bir nefes alarak konuştum."Kendine iyi bak Baba."

Tombul yüzünde aydınlanan tebessüm içimi ısıttı sanki.Kendi Babam'dan hiç böyle tebessüm görmemiştim.Gel gör ki Kayınbabam dan artık göreceğim.

"Biz Düğün tarihini netleştirdik."

Hem heycanlıydım hemde biraz korkuyordum.Merakla bekledim.

"İki hafta sonra Düğün olacak.Herşeyin çabuk ilerlemesi için elimden geleni yapacağım bundan hiç şüpheniz olmasın.
İyi Akşamlar." Gözlerimi fal taşı gibi açarak Eyüp'e baktım.
O ise başını eğip ensesini kaşındırdı.
Evet sırıttığını görüyorum!
Recep babanın söylediklerine inanamıyorum!

Aman Allah'ım!

İki hafta sonra düğünüm var!

***
Beğenme yıldızına basmayı unutmayın!

Gül DikeniWhere stories live. Discover now