22. Bölüm Final Part III / SON ~~

3.9K 144 398
                                    

Selamlar canlarım!

Uzun zaman oldu görüşmeyeli ama bu defa gerçek anlamda vedalaşmaya geldim sizlerle...

Yazdığım ilk hikayemin, ilk heyecanımın sonuna gelmiş olduk.

Multimedia'da 2 güzel paylaşım sizi bekliyor...

Keyifli okumalar!

***


~~ SON ~~

Günler birbiri ardına, mutlulukla akıp giderken Gabriel ve İpek, Defne'de bir ev tutmuş, Gabriel'in turist vizesinin süresi dolmadan da nikâhları kıyılmıştı.

Füsun Ana, her ne kadar anlı şanlı bir düğün yapmak istese de İpek, annesiyle babasının yokluğunu en derinden hissettiği o anlardan birini daha yaşamak istememişti. Bunu da uygun bir dille anlatmaya çalışmış ve ikna etmişti senelerce kendisine annelik yapan bu güzel yürekli kadını. Elbette o da isterdi beyaz gelinlikler ile sevdiği adamın olmayı ama kader alnına yazmamıştı demek ki... Ellerine kınası yakılırken ağlayacak annesi, beline kuşağı bağlanırken bir köşede gizlice gözyaşı dökecek olan babası yokken ne önemi vardı ki çalgı çenginin... En sade haliyle gitti sevdiği adama ve en güzel şekilde kabul edildi.

Acı bir tesadüftür ki Gabriel de aynı sadelikle gitti sevdasına ve en güzel şekilde kabul edildi. Bu iki gencin ana baba yönünden yüzü gülmemişti belki ama hayat onlara aşkın en saf ve temiz olanını sunmuş, birbirine hem anne hem baba hem eş olmuşlardı... Gabriel'in tek varlığı, İpek'iydi. Sonsuza dek birlikte yaşamayı dilediği... Ve Gabriel, İpek'in kalbinin tek sahibiydi. Ömrünün sonuna dek her gün yeniden seveceği...

Tüm bu süreçte Havin ve Devrim de iyice yakınlaşmışlardı. Genç adam, Gabriel ve İpek için nikâh tarihi almaya gittikleri o günden beri her fırsatta sevdiği kadını kendi evlilik tarihleri konusunda sıkıştırıyor, nefes aldığı her an onunla olmak için can atıyordu... Bugün de o günlerden biriydi işte... Genç kızın odasının kapısını hafifçe tıklayıp usulca içeri süzüldü. Yalnızca birkaç saniye sonra, boy aynasının karşısında, saçlarını omuzlarının iki yanına hizalayan sevdiğini buldu ya gözleri bir kez daha nefesinin kesildiğini hissetti genç adam...

Minik ayaklarına geçirdiği çiçekli, bez ayakkabısı, ince uzun bacaklarını gözler önüne seren mini kot bahçıvanı, göğsünün hemen altında bitip göbeğini ve belini açıkta bırakan beyaz atleti ile yeryüzünün en sade ama en güzel kadınıydı, Havin...

Bir süre, arkasındaki kapıya yaslanarak sevdiği kadını izledi, Devrim. Yıllarca uzaktan uzağa, korkarak dolanan bakışları şimdi daha büyük bir aşk ve aidiyetlik ile dolanıyordu sevdiğinin her bir zerresinde... Sahip olduğu kadar da aitti Devrim. Her şeyiyle. Seven kalbi, yıllarca vuslatı bekleyen yaralı ruhu ve tüm benliği ile karşısındaki bu peri kızına aitti...

Havin, kapıdan girdiği an dönüp bakmak istemişti sevdiği adama, ama bedeninde gezinen bakışlar o kadar yoğundu ki istese de hareket edememişti. Aynanın imkân verdiğince takip etti sevdiğinin gözlerini... Bacaklarından, belinin çıplak kalan kısmına kadar anlamını çözemediği derin bakışlarla dolanmıştı genç adamın gözleri ama gözlerine ulaştığı an yine rehin almıştı tüm benliğini. Sanki yalnızca o an vardı yeryüzünde, yalnızca sevdiği adamın o gece karası gözleri... Koşup sarılmak istedi, binlerce defa şükürler göndermek istedi göklere, aralarında paravan olan aynadan kurtulmak... Ama sevdiği adam, kapıya yaslanıp iki kolunu göğsünün üzerinde kavuşturunca kalakaldı. Hafifçe ala çaldı yanakları...

Son zamanlarda çok daha sık yapmaya başlamıştı Devrim bunu. Sanki yeryüzünde yapılacak başka hiçbir şey yokmuş gibi, büyük bir dikkat ile gözlerini üzerine dikiyor, dakikalarca izliyordu genç kızı. Gözlerinin önündeki güzelliğin bir hayal olmasından delicesine korkarak...

~~Havin~~ #TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin