Bölüm 9: Ölüyorum ~~

4.4K 188 52
                                    

Selamlar canlarım! (:

Öncelikle hepinize mutlu ve keyifli bir hafta diliyorum! Önceki bölüm o kadar kısa olunca yeni bölümü hemen paylaşmak istedim.

Bölümü şarkıyla birlikte dinleme şansınız olur umarım.

Keyifli okumalar!

***

9. Bölüm: Ölüyorum ~~

Yıllar sonra, genç kızın kapısına kadar gelmişti de eli bir türlü varmıyordu, kapının tokmağına. Dakikalar belki de saatlerce öylece kaldı kapının karşısında ama yine de cesaretini toplayamadı ve gerisin geri döndü. Onca seneden sonra, kızı bir kez olsun aramamış, zorla bilmediği bir memlekete göndertmişken nasıl çıksındı ki karşısına? Nasıl anlatsındı yüreğinin yangınını? Nasıl sığınsındı? Yaşattığı onca acıdan sonra nasıl bencilce canım acıyor, yardım et, desindi?

Aklında dolanan ikilemler ile önüne dahi bakmadan attığı adımları çarptığı bir şeyle kesildi. Kafasını kaldırma gereği dahi duymadan "Pardon," dedikten sonra kulağına ulaşan şaşkınlık dolu o ses, geri dönmekte de geç kaldığının habercisiydi. Ürkekçe kaldırdı kafasını ve gece gözleri buluştu derin yeşilliklerle. Farklıydı gözlerinin kavuşmak için öldü gözler, masmavi okyanuslardı rehin kalkmak istediği ama yine de tanıdıktı karşısındaki yeşillikler. Hayatı boyunca tek sığındığıydı...

Genç kız, atışı hızlanan kalbinin, şaşkınlıktan kocaman açılan gözlerinin normale dönmesine izin vermeden tekrar etti. "Se..sensin... Buradasın."

Genç adamın o andan sonra dayanacak gücü kalmamıştı. Tutunacak tek dalıydı karşısındaki kız. Çaresizce tutundu... Hıçkırır gibi döküldü kelimeler dilinden.

"Ölüyorum İpek!" dedi. "Ölüyorum. Yardım et..."

Son sözleriyle birlikte çözülürken dizlerinin bağları, neredeyse küçücük bir çocuk gibi yere yığılacaktı koca adam. Üzerindeki şaşkınlıktan sıyrılıp öne atıldı genç kız. Sımsıkı sardı hayattaki tek dayanağını. Evet, belki yıllardır görüşmemişlerdi, ona kızgın ve de kırgındı ama bu adam tek dayanağı olmuştu yıllarca, acının yüreğinde yer ettiği tüm o zamanlarda... Birlikte gelmişlerdi her şeyin üstesinden. Tam her şey bitti, artık aydınlık olacak doğan her gün derken çekip gitmiş, bir kez olsun kendisine ulaşmasına izin vermemişti ama yine de tek ortağıydı, kollarında acıyla titreyen bu adam. Sırtını dönemezdi ona hiçbir zaman...

Genç adamın kolunu omuzunun üzerinden geçirip bir koluyla sımsıkı sarıldı beline. Evinin kapısına doğru ilerledi güçlükle. Son üç yılda inanılmaz derecede zayıflamış hatta tabiri caizse eriyip gitmişti ama yine de yalnızca 1.60 boylarında kırk yedi kilo bir kadın için yeteri kadar zorlayıcıydı onu omuzlamak.

"Çok canım acıyor, İpek. Çok canım acıyor..." dedikçe adam, kızın da canını yakıyor, kalbinin sızlamasına neden oluyordu, bilmeden.

Adamın, salonda bulunan beyaz L koltuğun üzerine uzanmasını sağladı. Ayakları koltuktan sarkıyordu ama en azından biraz toparlanana kadar orada idare edebilir, diye düşündü. Hemen yanda duran battaniyesini alıp üzerini örttü. Geri çekilip ne yapacağını bilemez bir halde bir süre öylece kalakalsa da kendisine daha fazla düşünme şansı vermeden adamın kafasını kaldırıp koltuğa oturduktan sonra kucağını kullandı yastık yerine. Parmakları alıştığı bir ahenkle dolanırken saçlarının arasında, "Ağla derdim. N'olur bari bu sefer ağla..." dedi ve yalnızca birkaç saniye sonra adamın sarsılan omuzları ile birlikte genç kızın da gözlerinden birer damla yaş aktı. Sonra bir damla, bir damla daha...

~~Havin~~ #TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin