Bölüm 18: Hasretlik? ~~

5.9K 191 53
                                    

Merhaba arkadaşlar!

Yeni bölüm ile karşınızdayım. 18. bölümü biraz fazla uzun olmasından sebep -bu bölüm bile iki bin kelimeyi geçti :)- iki part olarak yayınlayacağım.

Keyifli okumalar!

***

18. Bölüm: Hasretlik?

Havin'in hayatında, birçok şey değişmişti. Sevdiğinden ayrı, bilinmezler içerisinde bambaşka bir kadın oluvermişti... Her sabah uyanır uyanmaz annesinin koynuna koşup onu öpücüklere boğan, kahvaltı sırasında etrafına gülücükler saçan, gelen her müşteriye kocaman tebessümler sunup arkadaş olan Havin'i bulmak öylesine zorlaşmıştı ki... Bazı günler evladını tanımakta zorlanıyordu, Gazel Hanım. Biricik kuzusu günlerce çıkmıyordu odasından. Yazdıkça yazıyor, sürekli aynı şarkıları dinliyor, ondan gelen mektupları tekrar tekrar okuyor hem kendini hem de anacığının yaşlı yüreğini hüzne kurban veriyordu...
Bazı sabahlar alışılagelen düzende oluyordu elbette. Odasına kilit vurup annesine koşuyor, bir anda eski hayat dolu hallerine bürünüyordu. Bazen de koşa koşa, ona gidiyormuşçasına bir heyecanla o eve gidiyor, Füsun Ana'sının göğsünde huzuru arıyordu.

O sabah ise, umutsuzluğun yüreğindeki saltanatında, mahkûmdu yine. Kalemi elinde sayfalardır içindekileri döküyordu, satırlara...

"Kalbim,

Acıyor artık. Hissediyorum... Damarlarımda dolanan kan değil artık, umutsuzluk. Füsun Sultan'la göz göze gelmekten bile kaçınıyorum. Senden bir haber gelmedikçe yüreğim kanıyor da ruhum, cehennemle sarılıyor acımasızca geçen her bir saniyede...

Sahi, cennetindim ya hani ben senin. Nasıl oldu da terk ettin cennetini? Nasıl amansız bir cehenneme saldın yüreğimi?

Âdem ve Havva'dan beri cennetten ayrılışların sebebi yasak elmadan yemiş olmak mıydı? Yalnızca yasaklanan bir elma mıydı, tüm acı dolu ayrılıkların sebebi? Yoksa aşktan mı korkmuştu tüm o cezalı yürekler? Peki ya senin gidişin? Neydi onun sebebi?

Bir anlık gafletle seni geride bırakmış olmam mı? Yoksa hayatımın en büyük hatasını, en büyük bilinmezime yapmış olmam mı?

Söylesene kalbim! Neydi seni benden alan? Yüreğimi özlem yağmurlarına kurban ederken ruhumu kor ateşlerde yakan neydi?..

Oysa ben gideceğini hiç düşünmemiştim ki... Gelirsin sanıyordum. Gözyaşlarımla uzaklaşırken senden, düşündüğüm, arzu ettiğim tek şeydi elimden tutup gitmeme izin vermemen. Böyle olmaz demiştin, benden gidemezsin... Öyleyse neden ilk adımımda bıraktın ellerimi? Neden engel olmadığın gibi sen de gittin? Beni nasıl sensiz bıraktın! Tüm benliğim varlığına alışmış, yüreğim seninle dolup taşmışken, nasıl?..

Özledim! Kahretsin! Seni, nefes almak istemeyecek kadar çok özledim!..

Kafamı çevirdiğim her anda gözlerimi esir alan o gece karası gözlerini özledim!

Ne olduğunu çözemediğim ama benliğime ilk andan beri güven duygusunu aşılayan o kendine has kokunu özledim!

En önemlisi de ne biliyor musun? Varlığımı çevreleyen varlığını, özledim...

Bir zamanlar anlamını çözemediğim, ama şimdilerde "Aşk!" diye haykırdığım, ruhumu ele geçirip soluklarımı kesen o kuytu, derin bakışlarını özledim!

Özledim işte! Başka hangi söze gerek var ki? Yalnızca özledim... Tüm yüreğimle...

Havin'in, terk ettiğin, yalnızlığa mahkûm ettiğin cennetin..."

~~Havin~~ #TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin