×.13

3.2K 340 52
                                    

(Bu şarkıyı dinlemenizi şiddetle öneririm.)
(Bir konuya değinmek istiyorum. Okunma sayısıyla vote sayısının arasındaki uçurum beni çok rahatsız ediyor sadece bunu belirtmek istedim.)

Seokjin kafenin önüne geldiğinde Ga Yeon'u dışarıdaki masalardan birine oturmuş gökyüzüne bakarken buldu.
Hava karardığı için kafenin ışıkları açılmıştı ve Ga Yeon o ışıklar sayesinde daha güzel gözüküyordu. Seokjin onu izlemeyi kestiğinde arabadan indi ve kızın yanına doğru yürümeye başladı.

Ga Yeon ise Seokjin'i düşünüyordu.
Tanışalı neredeyse iki ay oluyordu ve hangi ara bu kadar yakın olduklarını hatırlamıyordu.
Belkide ona karşı ilk haftalardan beri bir şey hissetmeseydi bu kadar yakın olmazlardı diye düşündü.
Düşünceleriyle boğuşurken omzuna konulan elle istemeden de olsa küçük bir çığlık attı ve olduğu yerde sıçradı.
Gelen kişiye baktığında düşüncelerini süsleyen kişiyi görünce gülümsedi.

Seokjin kızın tepkisine güldü ve özür diledi ardından da eğer bir şey sipariş etmediyse hemen gidebileceklerini söyledi ki sonradan bunun Ga Yeon ile daha az vakit geçirmek anlamına geldiğini hatırlayıp kendine kızdı.

Ga Yeon bir şey sipariş vermediği için hemen arabaya bindiler ve Seokjin arabayı çalıştırıp radyoyu açtı.
Şanslarına diğer kanallarda da güzel bir şarkı gelmeyince radyoyu geri kapattı Seokjin ve araba sıkıcı bir sessizlikle doldu.

"Ee? Annen bebeklerini geri verdi mi sana?" Ga Yeon sıkıcı sessizliği bozmak için aklına gelen şeyi sordu.

"Daha değil ama ısrarlarıma devam ediyorum. Sen nasıl MJ'i görmeden yaşıyorsun?"

"Fotoğraflarına bakıyorum zaten hafta sonları geri döndüğüm için ve bütün iki hafta boyunca içli dışlı olduğumuz için zor olmuyor."

"Anladım. Gideceğimiz yer neresiydi?"

"Ben onu söylemeyi unuttum doğru." Diyip güldükten sonra gidecekleri yeri söyledi. Seokjin orayı bildiği için, arkadaşlarıyla birlikte birkaç kez gitmişti, arabayı gitmeleri gereken yere doğru sürmeye devam etti.

"Tahminimce yirmi dakikaya orada oluruz. Bu arada saat daha çok erken neden bana verdiğin korku filmi sözünü tutmuyoruz?"

"Aslında olabilir saat daha sekiz ve sınıfta birinin yeni gelen bir filmden bahsettiğini duymuştum ama benim merak ettiğim filmi de izleyeceğiz unutma."

"O zaman anahtarları aldıktan sonra sinemaya gidiyoruz. Ve o filmi de izleyeceğiz söz." Diyerek serçe parmağını uzattı.
Ga Yeon'da serçe parmağını Seokjin'inkine doladı ve baş parmaklarını birleştirdiler.

"Ev arkdaşların nasıl?"

"İyiler, biri Kakaotalk sayesinde tanıştığı bir kızla çıkıyor ve inanabiliyor musun çift dövmesi yaptırdılar! Diğeride annesinin ikinci düğünü için yine annesinin ısrarları üzerine dans dersleri almaya başladı. Sırf onu dans ederken izleyebilmek için annesinin teklifini kabul ettik ve o düğüne gideceğiz."

"Sen ve Namjoon mu?"

"Ve diğer dört aptalla, aslında Taehyung gelir mi emin değilim kendisi insanları ve kalabalığı sevmezde. Namjoon kesin sevgilisi ile gelir."

"Acaba tam olarak kaç kişilik bir gruba sahipsiniz?"

"Yedi, kalabalık gelebilir ama tanıştığında öyle olmuyor. Çünkü Taehyung dediğim gibi insanları sevmiyor, biz hariç sanırım, en küçüğümüz Jungkook'ta yine kakaotalk sayesinde tanıştığı bir kızla çıkıyor ve kızı o kadar çok seviyor ki elinde olsa kendisiyle birlikte eve hapsedecek kızı."

"Çok sevimli. Sanırım kakaotalk bu iki arkadaşına uğurlu gelmiş."

"Aslına bakarsan banada uğurlu geldi, sende bana kakaotalktan mesaj attın ve şuan buradayız."

"Haklısın aslında. Ama onlar aşık oldukları kişiler olmuş sonradan."

"Belki bizde öyle oluruz." Seokjin bunu kısık sesle söylemişti ama Ga Yeon yinede duymuştu ama kalbi yüzünden konuşmamıştı çünkü lanet olası organ gereğinden hızlı atmaya başlamıştı.
O kadar hızlıydı ki sesi dışarıdan duyulmasın diye Ga Yeon radyoyu açtı.

Radyodaki şarkıyı dinlemek yerine Seokjin'in dediklerini düşünürken araba durdu.

"Geldik." Seokjin arabadan indi ve ardından Ga Yeon'da indi.

"Biraz uzağa park ettim çünkü genelde oralarda hiç yer olmuyor biraz yürüyeceğiz kısaca." Ga Yeon başını sallayarak onayladı ve ikisi yürümeye başladılar.
Kısa süre sonra ışıklarla ve gürültüyle dolu bir sokağa girdiklerinde oda arkadaşının dediği mekana doğru hızla ilerlediler. Görevli ikisini içeri aldığında Ga Yeon girdiği anda oradan çıkmak istedi. Kalabalıkla arası değildi ve kalabalıkla arasu iyi olmayan birinin geleceği en son yerlerden biri her halde bir bardır. Telefonunu çıkarıp oda arkadaşını ararken biraz daha Seokjin'e yaklaştı.

Kızın nerde olduğun öğrendikten sonra Seokjin'i kolundan tutup sürüklemeye başladı. Uzaktan oda arkadaşını ve odaya getirdiği erkeklerden birini dans ederken gördüğünde daha da hızlandı ve yanlarına ulaştı. Tek istediği hemen anahtarı alıp buradan gitmekti çünkü başı ağrımaya çoktan başlamıştı.
Dans eden kızın omzunu hafif sert bir şekilde dürttü ve kız onlara dönüp Seokjin ile ikisini hızlıca inceledi.

"Anahtar çantama bir saniye." Dedi kız ve arkasındaki masadan çantasını aldı.

"Rahatsız ettiğim için üzgünüm." Dedi Ga Yeon, kız çantada anahtar ararken.

"Önemli değil, erkek arkadaşınla odada işiniz vardı sanırım." Dediğinde kız, Ga Yeon yüzünün yandığını hissetti.

"Biz arkadaşız." Dediğinde Ga Yeon, kız anahtarı buldu.

"Ama çok yakışıyorsunuz neyse al anahtarı, geri vermene gerek yok ben iki gün sonra geleceğim zaten."

"Teşekkürler."
Ga Yeon yine Seokjin'in koluna yapışıp yürümeye başladı.

Seokjin ise hala kızın oda arkadaşının ikisi için dediklerini düşünüyordu.
Demek ki kendisinden başka onları yakıştıran da vardı.

"Direk yurda mı dönmek istiyorsun?"

"Evet, yarın için eşyalarımı toplamam lazım."

"Doğru Busan'a dönecektin. Peki o zaman gidelim."

Arabaya bindiklerinde Seokjin arabayı çalıştırdı.

"Ha Ni'nin dedikleri için üzgünüm arkadaş olduğumuzu bilmiyordu."

"Ha Ni?"

"Oda arkadaşım. Adını daha önce söylememiş miydim?"

"Hayır ilk defa duyuyorum. Neyse önemli değil odaya hiç uğramadığı için bilmemesi normal."

"Evet odaya uğramadığı için söyleyemedim."

"Yanındaki çocuğu gördün mü? Hiç iyi bir zevki yok."

"Bencede, yanında babası gibi duruyordu."

"Ama bizi yakıştırdığına göre biraz göz zevkine sahipmiş."

"Kapa çeneni ve arabayı sür." Dedi Ga Yeon gülerek.

(Anlatım yapmaktan nefret etmeye başladım umarım bu son olur)

The Boy Who Loves Animals .KSJ. 3Where stories live. Discover now