Lütfen Ölme

52 3 0
                                    

Türkiye'de geçirdiği süre boyunca gördüğü yüzler arasında Esin'i saymazsak hiç görmek istemesede belkide unutmayacağı tek yüz bu adamın yüzüyken şimdi gelmiş karşısında Esin'in yanı başında öylece duruyordu. Hemde Yong bu buluşmanın olmasını engellemek için saatlerce uğraşmışken. Uzaktan öylece seyretmek Yong'un içini kemirmeye başlayınca yanlarına gidebilmek için bir bahane bulmaya çalıştı. Aklına ilk gelen içkiler olmuştu. Masada duran kadehi alıp kafasına diktiğinde gözü sadece barda olanlara odaklanmıştı ki Minhyuk'un sesiyle bir an için gözünü Esin'den ayırdı.
"Hyung o benim içkimdi."
O an için yanlış bardağı aldığının bile farkında değildi ama şuan için onu tek ilgilendiren bara gidiş bileti olan boş bardaktı.
"Gidip sana yenisini alacağım Minhyuk."
Yong daha ayağı kalkmamışken Minhyuk elindeki bardağı alıp ayağa fırlamıştı bile.
"Ben yenisini alırım hyung."
Tek kullanımlık bileti Minhyuk'un ellerinde bara doğru yola çıkmıştı bile. Eğer Esin'in yanındaki adam bardan ayrılıp sahneye geçmemiş olsaydı kafasında Minhyuk için ürkütücü planlar hazırlamaya başlayabilirdi. Minhyuk'un bardaki sevimli kızla konuşma çabalarını gördüğünde içindeki kızgınlık geçince yeniden Esin'e odaklandı. Esin gerçekten seviyor muydu bu adamı. Sevmese buraya neden çağırsın ki. Esin'in bir başkasını seviyor olduğu düşüncesiyle bile Yong çıldıracak gibi oldu. Bu sefer kendisine ait olan kadehten bir yudum almıştı ki gelen akort sesiyle sahneye döndü. Ne yani gele gele bu adamın sahne aldığı mekana mı gelmişlerdi. Yong bu ihtimali hiç düşünmemişti. Hem nasıl düşünsün ki adamın sahne aldığını nereden bilebilirdi. Bir an için onun çaldığı bir mekanda olmak Esin'in onu davet etmiş olması ihtimalinden daha cazip geldi. Yeniden Esin'e odaklandığında ikinci içkisinide bitirdiği fark etti. Basit bir eğlence gecesi için fazlasıyla hızlı gidiyordu. Gitarın slow tınısıyla bakışlarını yeniden sahneye çevirmişti ki adam mikrofonu alıp konuşmaya başladı. Söylediklerinden bir kelime bile anlamayınca Türkçe öğrenmesi gerektiğinide aklına not etti. Bir arayış içindeyken adamın konuşmasını alkışlayanlar arasına katılan Fatih'e çeviri yaptırmak aklına geldiğinde ilmi bir keşfin mucidiymiş edasıyla sevindi.
"Ne söylüyor. Neden alkışladı herkes."
"Esin'in kendisine önceden verilmiş sözü varmış. Şarkı söylemesi için sahneye davet ediyor."
Yerinden kalkmaya niyeti olmayan Esin elindeki kadehi kaldırıp sahneye doğru selam verdi. Esin'in selamının ardından tezahüratlar yükselmeye başladı. Sesler kesilmek bilmeyince elindeki bardağı bar sehpasına bırakıp sahneye doğru yürüdü. Her adımını seyretti Yong. Sahneye kadar olan adımlarını, sahnenin basamaklarını çıkışını, sahneye yerleştirilmiş sandalyeye oturuşunu, mikrofonu uzanışını.. Ardından Esin'de bir kaç kelime söyledi Esin.
"Bu gecenin konseptine uygun mu bilmiyorum ama bu gece söylemek istediğim tek şarkı bu. Yalnızlık Senfonisi."

Esin şarkıya girince Yong'da hemen Fatih'e yöneldi ve şarkının her bir kelimesini tercüme etmesini istedi. Şarkının melankolik etkisiyle herkes kendinden geçmişken bir Yong aşk şarkısı olmadığı için aptalca gülümsüyordu. Şarkı söylerken yumduğu gözlerini kısa bir süreliğine aralayan Esin tamda bu anını yakaladı Yong'un.

 Şarkı söylerken yumduğu gözlerini kısa bir süreliğine aralayan Esin tamda bu anını yakaladı Yong'un

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
For One Fine DayNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ