.n.

6.6K 574 151
                                    


Yavaş yavaş sarıya dönen saçlarını karıştırdı esmer olan.

Bugün, buraya taşındığı günden beri sevdiği çocuk için begonya almıştı.

Park Jimin.

Üç yıl önce, yakın arkadaşı Jungkook'un intiharından sonra dışarıya adımını atmamıştı.

Kendini dünyadan, insanlardan ve hislerinden soyutlamış, sadece nefes sayısının biteceği güne odaklanmaya başlamıştı.

Ama Tae, yinede onla konuşacağını biliyordu. Bir şekilde iletişime geçeceklerini.

Çok uzun süre beklemişti. Yine bekleyebilirdi.

"En azından çiçeklerimi kabul ediyor." Diye fısıldadı eve dönerken.

Kendini yatağa atıp, ciğerlerine yapışan nefesi dışarı verdi ve bir süre, çiçek desenli tavanı izledi.

O sırada arka cebindeki telefonun titreşmesiyle rahatsızca kıpırdanmıştı kumral.

Telefonu göz hizasına getirdi ve bildirim çubuğundan gelen mesajı okudu merakla.

Jim_colors: Kes artık şunu.

Dudaklarının kenarı istemsizce kıvrılırken bekletmeden cevap yazdı.

Flowertae: Uhm, anlamadım?

Jim_colors: Her sabah kapıma çiçek bırakan sapığın sen olduğunu biliyorum.

Jim_colors: Yan komşum Kim Taehyung.

Dudağına ilişmiş arsız sırıtışlarının arasından fısıldamıştı bu seferde.

"Adımı biliyor."

Flowertae: Peki, bu konuyu neden yüz yüze konuşmuyoruz?

Jim_colors: Sadece. Siktir. Git.

Flowertae: Üzgünüm Park Jimin.

Flowertae: On iki yaşımdan beri siktirip gitmekten yoruldum.

Flowertae: Bundan sonra, istesende istemesende buradayım.

Jim_colors: Beni rahat bırak.

Jim_colors: Sadece bunu söylemek için Kakaotalk adını bulma zahmetine girdim.

Jim_colors: Ne sana, ne de bir başkasına harcayacak vaktim yok.

Flowertae: Bırakta bunu zaman göstersin.

Flowertae: Bu arada, siyah saçını turuncudan daha çok beğendim.

Flowertae: Böyle kalsın.

Jim_colors: Hey! Lanet olsun sen beni görebiliyor musun?

Jim_colors: Bundan sonra perdemi açmayacağım.

Flowers & crowns • VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin