Suçluluk-EMMA

2K 100 51
                                    

Yazarın ağzından;

Genç kızın bu sözünün ardından sarıldı ona genç kahraman.Düşmanların karşısında aslan kesilen bu kedi çocuk, şimdi suçluluk duygudu karşısında adeta bir yavru kedi gibi çaresizdi.Kalbini ele geçiren suçluluk duygusu sonucunda kalbinin yardım çağrısının çaresini ,bu melek kalpli kızda bulmaya çalışacaktı.Kızın kulağına yaklaştı, göz yaşları ve hıçkırıklarla birlikte şunları fısıldadı;
-Adı Emma.Daha beş yaşında.Benim yüzümden bir yıl boyunca yürüyemeyecek.Onu enkazın altında kalmaktan kurtaramadım Marinette.Yapamadım.Şimdi o zavallı yetim kız benim yüzümden koskoca bir yıl evlat edinilme şansını kaçıracak.Belki benim yüzümden hiç ailesi olmayacak.Hepsi benim suçum.
Dedi ve ağlamaya devam etti.
Bunun karşısında genç kız oğlanın altın sarısı saçlarını okşamaya başladı.Kalbi ise sanki ağzından dışarı fırlayacakmış gibi çok hızlı atıyordu.Çünkü bu genç kahramana aşık olmuştu.Yani kwamisi Tikki ve en yakın arkadaşı Alya öyle söylüyordu.Ama bir yandan da hâlâ Adrien'dan hoşlanıyordu.Şimdilik kendini düşünmeyi bıraktı ve kediyi teselli etmeye başladı.
M:Hayır Kara Kedi böyle düşünme.Sadece senin suçun değil,Uğur Böceği de kurtarabilirdi kızı.
K.K:Ama ayağı arabanın altında kalmıştı.
M:Sanada Korku'nun toplarından biri isabet etmişti.Kara Kedi, kendini suçlamayı bırak artık.O küçük kızın senin kendini böyle hırpalamana değil,onu mutlu etmene ihtiyacı var!
K.K:Haklısın Mari.Çok teşekkürler.Ben nasıl bir kahramanım böyle? Sorunlara çözüm bulmak yerine ağlıyorum.Böceğim benim yerimde olsa hemen Emma'nın yanına giderdi.Belkide artık kahraman olmayı bırakmalıyım
Marinette'in ağzından;
Bu sözünün ardından Kara Kedi'yi omuzlarından tutup sarstım.
M:Kara Kedi saçmalamaz mısın lütfen! Sen çok iyi bir kahramansın.İstersen yarın beraber Emma'nın yanına gidebiliriz.
K.K:Marinette sen en iyi dostumsun.Bu iyiliğin karşısında Adrien'ı sana ayarlayacağım.
M:Teşekkürler ama almayayım.Artık Adrien'a aşık değilim.
K.K:Ne oldu ki? Yoksa sana bir şey mi yaptı? Yaptıysa hemen söyle ona biraz kedi rüzgarı estireyim prenses.
Dejavu.Kara Kedi yine kedi rüzgarı dedi.Dur bir dakika, o bana prenses mi dedi? Bunu anladığım an kızardığımı hissettim ve fark etmesin diye başımı öne eğdim.
M:H-hayır o b-birşey yapmadı.Suç bende.Sevgililer gününde ona yazdığım notu imzalamayı unuttum.Onun doğum gününde sekreterine bıraktığım mavi atkıyı babasından sandı.Çok mutlu olduğu için mutluluğunu bozmak istemedim.Hep ona duygularımı açmaya çalıştım ama Chloe veya Lila engel oldu.Artık ona fark edilmeye çalışmaktan yoruldum.Hem de benim kalbimi başka biri çaldı.
K.K:Hmm kimmiş benim prensesimin kalbini çalan beyaz atlı prens?
Ay yine prenses dedi! Hatta prensesim dedi.Tabii ki sen diyecek halim yok.
M:Söyleyemem.Zamanı geldiğinde öğrenirsin.
K.K:Tamam prenses.
M: Pastaneye inmem gerekiyor.Az sonra gelirim.Sen burda takıl biraz.Ve bana bir daha prenses deme lütfen.
K.K: Peki prenses.Benim için bir purroblem olmaz.
M: (İç çeker) Ah kedicik bana prenses demekten vazgeçmeyeceksin değil mi?
K.K: Evet prenses.
M: Tamam ben az sonra gelirim.
Bir tabak kurabiye ve iki bardak süt getirmek için pastaneye indim.
Yazarın ağzından;
Marinette gidince Kara Kedi de onun odasında dolanmaya başladı.Birden çalışma masasında üstünde küçük bir etikette "Kara Kedi"yazan bir defter fark etti.Sonra açtığında ilk sayfasında şunlar yazıyordu:

Sonra açtığında ilk sayfasında şunlar yazıyordu:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
MUCİZEWhere stories live. Discover now