YENİYDİ AYRILIK

4 0 0
                                    


....bu son gittiği film gerçekten ruh dünyasını yansıtıyordu , arkadaşlarına haber vermemişti , bir başına gitmek farklı bir heyecan ve arayış için kendini dinlemek istemişti , yüzleşmek , kendisiyle baş başa kalmamıştı uzun zamandır , sinemadan çıktığında çiseleyen yağmura sevindi bile , filmin en göz yaşartıcı duygu bölümlerinden etkilenmeden edememişti , öyle ki "..kır kalbimi bin parçaya böl yemin ederim kırıldıkça çoğalıyor aşkın.." cümlesi yüreğine çoktan kurulmuştu , bu bahar yağmuru altında şimdi daha iyi hissediyordu kendisini , hava kararmıştı ama şehrin ışıkları gündüzünden daha güzel yaşatıyordu , ve insanı kendine çekiyordu , büyüklerin nasihatlarını hatırlamadan edemedi , sık sık kulağına her daim küpe yapmıştı büyüklerinin sözünü , gözü gibi sakındıkları biricik kız evlatlarının dış dünyadan etkilenmemeleri , bir kırılma ile erken yaşta incinmemeleri için sık sık uyarı sözler sarfederlerdi , en beğendiği hiç aklından çıkmayanı da "..korkum , yaralanmaman hayatta..." ah evet şimdi de kendi kendine bunu söylüyordu , bir yara almamalı ama nafile bu mümkün mü ? eğer bu hayatı seçmişsek , bu dünya , acı ,gözyaşı , ve zindan gibi duygular içinde geçmeyecek miydi ? içi burkuldu bir şeyler boğazına düğümlendi , yutkunamadı,canını yakan birkaç anı şimdi bu saatte , ruhunun kapısını çalan geçmişe ait sözleri istemeden içeri aldı "..hayatımın yapbozunu tamamlıyorum bir parça eksik kalıyor büyük bir parça hem de seni unutmadan yaşamak imkansızdır..intihar et benim için , bi eşikten atla mesela..çok mu zor ?.." bayağı saçmalamış olarak gördü kendini , kendine öfkelendi , aptalca sözler çıkmamalıydı ağzından , geride bıraktığı her şey güzelliklerle dolu değildi , ders de çıkarmasını bilmemişti , dağınık rüzgarlar gibi , kalbini alabora eden fısıltılardan , kulağa hiç hoş gelmeyen bu düşüncelerden sıyrılmak istiıyordu hemen , daha bahar , daha iç açıcı sözlerle duygularını geliştirmek iyi olacaktı ,son bir gayretle bir cümle kurdu ".. sende bir ağaç yürüse bende ormanlar koşacaktı..unutamıyorum işte unutulmuyor ama gel gör ki yaşıyorum (biyolojik olarak )..sende yağmurlar yağsa bendeki sel şehri basar.." diye bir çırpıda söyleyivermişti , bak işte , şimdi oldu dedi gülümsedi kendi kendine gülümsüyordu , düşününce tekrar gülümsedi güzel bir eğlence oyun bulmuştu işte bu frekansı tutturmalıydı devam etti "..gözlerini çek üzerimden korkuyorum .. gideceksen durma sakın , bu hayatı yalnız da yaşarım , gidişin son damladır , gidersin ve bende belki taşarım.." iyi gidiyor muydu kurduğu cümleler bunu sonra düşünecekti çiseleyen yağmurun artmasından çekiniyordu , canı tatlı çekti kadayıf mı ? künefe mi ? karar veremedi ama az ileride künefe üzerine tatlı yapan küçük temiz bir yer biliyordu , üzerine dondurma sıktırmak istiyordu , siparişini verdi beklerken yorulduğunu , yorgunluğunun oturunca daha iyi anlaşıldığını fark etti uykusu bile gelmişti , bazen böyle oluyordu ama künefe gelecekti az sonra "..uyurken seni izlemek vardı , şimdi seni uyandırmak için can atmak , ama kıyamamak..az önce yağmuru sen sanıp bi miktar yaşadım seni..dur gitme kal hem olumlu hem de olumsuz , oysa hepsi sana olan isyanımın anlamı , gitme dur! kal .." söylemeye çalıştığı sözlerin sonunu getiremedi , masaya tatlı servisi yapılıyordu , çay içer misiniz sorusuna daha sonra demişti ama yine gülümsemeden edemedi bir yere yazdığı cümlesini hatırlamıştı "..iki çay söylemiştik orada, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni..." bir anlamı var mıydı veya insanlar neyi anlamalıydı şimdi tekrar üzerinden geçince böyle gizemli bir cümleyi kurduğu için önündeki tatlının hepsini üstelik dondurmayı da afiyetle iştahla tükettiğine üzülmeyecekti , hiç de diyeti düşünecek halde değildi , bu akşam şu serin güzel havada çok da güzel düşüyordu,evet gelen çayı da içti , şimdi dönüşe geçebilirdi, evi ve odasını özlemeye çoktan başlamıştı ...

Mustafa kaya
30.05.2012/ beylerbeyi

Kendime MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin