"Bilmiyorum Hala ne yaptı?"

"Senin bu Havalı mı havalı güzel mi güzel sevimli mi sevimli becerikli mi be- ay ne beceriklisi elimden hiçbirşey gelmez benim,herkesin içinde bana evlenme teklifi etti."

"Eee,etmiş işte niye ağlıyorsun?"

"Başka bir şey söyledi."

"Ne dedi?"

" 'Mantı yapabiliyorsan benimle evlen'."

Birkez daha hiçkırdığında kendimi tutamadım ve telefonu yastığımın altına koyup gözlerimden yaş gelene kadar gülmeye başladım.Karnımı tuttum ve sakin olmaya kendimi zorladım.

Bırak Mantı yapamyı hala'm yumurta bile kıramaz.

Telefondan sesler geliyordu.Sanırım Elif Hala'mı sakinleştirmeye çalışıyor.

"Ya,Hala!Her tarafı peçete etmişsin.Bu dondurma paketin kapağının benim yatağımda ne işi var ya?!"

"Ne var? Yerken orda kalmış işte.Bu yaşta sana hesap mı soracağım?"

Ağlamaya başladığında sanki birsi içimden birşey koparmış gibi hissettim.

"Görmüyormusun hâlimi? Günü alişverişle başlayan, deli dolu ne varsa yapan, arkadaşlarıyla eğlenen, ergen gibi hareketler yapan,bu Halacığının hâlini görmüyormusun?
İki sene! Koskocaman iki sene beraberiz.Bana doğum günümde ne verdi biliyormusun? bana hiçbir zaman kimsenin hediye edemeyeceği birşey verdi.Bana Kalbini verdi! İlk defa bana beni sevdiğini söyledi Elif!
Ben dayanamıyorum."

"Kalbim acıyor..."

"Hala-" dedi elif.

"Yalnız kalmak istiyorum."

"Özürdilerim."
Elif'in sesi de kötü çıkıyordu.

Ses gelmeyince gittiğini anladım.

"Seni sonra ararım canım."

Telefonu kapattığında öylece durdum.

Babam'la konuşmam lazım.Almanya'ya gitmek zorundayım.Hala'mı o halde orda bırakamam.

Nasıl söyleyeyim bilmiyorum ama,haram olduğunu kaç kez söylemiştim ona,dinlemiyordu beni.Seviyorum,yapamam gibi laflar ediniyordu.
Belli bir süre sonra vazgeçmiştim onu kabullendirmek için.

Annem birden kapıyı açtığında yüreğim iniyordu.Bu nasıl kapı açmaktır ya?

"Anne!"
"Ödüm koptu yaa!"

"Songül,hatırlıyormusun benim Sanem adında bir arkadaşım vardı?o doğum yapmış gel bir yarım saat oturalım eve dönelim."

"Hani kıvırcık saçları vardı?"

"Kız ayıp!ayıp!öyle denilir mi?"

Gülmeye başladık ve ben hazırlanmaya başladım.
Beyaz saten eteğimi giydim ve pembe bluzumu eteğimin içine soktum.Pembe Eşarbımı aldım ve iğneleri de sıkıştırdım.

Askıdan duran feracemi aldıktan sonra giydim.Krem çeketimide giydikten sonra aşşağı indim.Annem ayakkabılarını giyiyordu.
Babetlerimi giydim ve çıktık.

***

"Hadi kendine iyi bak Sanem.Biz kalkalım. Allah bebeğini bağışlasın hayırlı kaderler nasip eylesin inşallah."

"Âmin.Niye erken kalkıyorsun otursaydın ya."

"Yok,yok.Biz kalkalım.Artık birdahakine geliriz."

"Öyle diyorsan..."

Annemle sarıldıktan sonra bende sarıldım ve evin yolunu tuttuk.

Eve vardığımızda direkt odama geçtim ve Feracemi çıkarıp astım.

Arkamı döndüğümde lacivert gözlerle karşılaşmayı beklemiyordum.

Küçük bir çığlık kaçtı ağzımdan.

"Burda ne işin var?"

"Nişanlımı görmeye geldim."

Eli yanağıma dokundu.

Başımı ileriye çekmemle boynumdan tutup eşarbıma dokundu.
Yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

"Pembe..."

Eşarbımın önünü elleri arasına alarak düzeltmeye başladı.

"Ş-şey,b-ben yaparım."

Elimi kaldırdığım sırada elimi tutarak indirdi.

Elimi,ellerinden çekecekken elimi hafif sıktı.

"Pembe çok yakışmış."

Yanaklarımın Pembe elma ağacına benzediğine eminim.

***

Tebessüm Sadakadır.

Selamünaleyküm!
Nasılsınız iyisinizdir inşallah?
Heyecanlı ve bir okadar hüzünlü bir bölüm oldu değil mi?
Songül'ün Hala'sının acısını biraz dinledik.
Ve aynı şekilde Eyüp'ün az çok Songüle karşı yaklaşımını öğrendik.

İNŞALLAH beğenirsiniz.
Vote ve yorumları unutmayın!

Selametle.

Gül DikeniWhere stories live. Discover now