Gittiğine daha çok sevinmiştim...

55.9K 2.5K 145
                                    

Açık pencerenin önündeki perde rüzgarın azizliğine uğrayıp havaya kalktı. Akşamın serin havası yüzüme çarptı, Hakan'ın son lafından sonra bu esinti çok iyi gelmişti. O sırada annem kapıda belirdi ve eliyle ağzını kapatıp şaşkınlıkla çocuklarını inceledi.

"Kuzularım benim." derken ağlamıştı bile. Onlar benim için önemli adamlardı, annem içinde öyleydiler. Çocukken anneme, anne derlerdi. Bizimkiler kimsesizlerdi. Anamı ana bellemişler, beni de kardeşleri bilmişlerdi.

Hepsi teker teker annemin elini öpüp saygıyla alnına değdirmiş uzun uzun sarılmışlardı. Hakan en son kolunu annemin omzuna atıp benim olduğum tarafa baktı.

"Seni de kendileriyle sürüklediler güzel anam." Laflarının altındaki manayı anlamamak için aptal olmak gerekiyordu. Beni incitmeden durmayacaktı. Yüreğimi parça parça etmek istiyordu.

Şimdi daha iyi anlıyordum; gidişimle Hakan'ı ezip geçmiştim. Acımadan, gaddarca...

Murat abi, Kenan abi ve Kadir abi üçü birden alt katta kalıyorlardı. Bina üç katlıydı. En üstteki boş daireye biz oturacaktık. Eşyalarımız yarın burada olurdu, düzenlemek için can atıyordum.

Hera hemen yanımda rahat bir şekilde uyuyordu fakat benim uyumak gibi bir derdim yoktu; aslında uyuyamıyordum. Buraya geldiğimden beri karnımda feci bir ağrı vardı ya da sıkıntı mı demeliydim? Yatakta kıvranarak kendimi harap ediyordum.

Bana rahatsız gelen yastıktan başımı kaldırıp yataktan ayaklarımı sarkıttım. İlk günden sözleri bana ağır geldiyse devamını nasıl getirecektim? Burada bir ömür nasıl kalacaktım?

Hera'nın odasının karşısında Hakan'ın odası vardı. Odadan çıkmayı hiç düşünmezken kendimi Hakan'ın kapısının önünde buldum. Kapı aralıktı, odası tertemizdi. Eminim kendisi toparlamıştır. Böylesine de düzenliydi Hakan. Kendi işini kendi yapardı. Dağınık, pasaklı insanlardan hiç hazetmezdi. Temizdi.

Ceketleri, keten pantolonları her zaman jilet gibi ütülenirdi. Gereksiz gülmezdi mesela, oturmayı kalkmayı iyi bilirdi. Mahalleninde dediği gibi harbi adamdı Hakan, o hayatımda gördüğüm en taş kalpli yardımseverdi. Cebinde ne kadar para olursa olsun dert etmez ihtiyaç sahibi olanlarla bölüşürdü. Dedim ya Hakan delikanlı adamdı.

Hala uyumamıştı yatakta oturur bir vaziyetteydi. Elleriyle hızla tişörtünün kenarından tutup başının arasından çıkardı.

 Elleriyle hızla tişörtünün kenarından tutup başının arasından çıkardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Geniş omuzlarından aşağısı yara izleriyle kaplıydı. Onlar geçmeyen yaralarıydı, yanıkları çok belliydi. Ensesindeki sigara sönüklerini görünce kalbime bir ağırlık çöktü, burnum sızladı yumruklarımı sıkarken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Hareketlendiğinde geri çekilip sırtımı yandaki duvara yasladım. Ellerimle ağzımı kapatıp nefes almayı kestim, kulakları çok keskindi. Burada olduğumu görseydi, dilinden düşemezdim.

Mahallenin Ağır Abisi (DELİKANLI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin