Bar

7.7K 190 25
                                    

Multimedya: DURU' NUN ELBISESI
(Hatırlatma: bir önceki bölümde anlattığı elbise. )

Öyle böyle derken sonunda havaalanına gelebilmiştik. Defne 'yi beklerken oluşan sessizlikten rahatsız olup konuştum
"Defne sevgilin mi ?"
Yuh artık şak diye sorulur mu ?

ne alakası var olabilir yani

"Hayır. Nereden çıktı? " dedi ve tek kaşını kaldırdı. 

"Ne bileyim. Diğerlerinden önce geliyor yani. "
"Bilerek önce çağırdım onu. "
"Neden ?"
"Onunla iyi anlaşılacağına eminim. Haftaya salıya kadar..."
Önümüzde bir kız durdu. Turuncu saçlı çok tatlı bir şey. Bir anda Mert ' e yapıştı. Mert de ona sarıldı. selamlaşma ardından konuştu.
"Seni buraya çağırma sebebim Duru. "
Dedi ve eliyle beni işaret etti. Sonra devam etti.
"Duru bu da Defne. " dedi ve elimi uzatıp
"Tanıştığımıza menun oldum. " dedim. Melim melim yüzüme bakarken bir anda sarıldı. Çok cana yakınsın anladım da kotktum be.
"Anladığım kadarıyla bundan sonra beraberiz. Ve araya resmiyet girsin istemem. " dedi. Gülümsemeyle yetindim. Mert konuştu
"Hadi yemek yiyelim acıktım. "
"Olur. Bende açım. " dedi Defne.
Çok iç açıcı bir kız. Yani eğlenceli, konuşkan ve hayat dolu. Turuncu uzun saçları arkasına saklanmış uzun yüzünde orantılı derin gözleri... sempatik biri olması yanına çok da tatlı konuşuyor. Mert haklı olabilir. Böyle bir kıza ihtiyacım var.
Arabaya geldiğimizde arka kapıyı açtım. Doğal olarak Defne öne oturmalı.
Açtığım gibi kapı geri kapandı. Defne 'ye bakıyordum. Gayet ciddi bir tipi vardı. Gözlerinin içine baktım ve kapıya döndüm. Açtım ve bir daha kapattı. Bir kaç kere tekrarlandıktan sonra durdum. Ve ellerimi göğüslerim de birleştirdim ve buyur işareti yaptım. Arabaya bindi. Yanına binmek için yan kapıya ilerlendiğimde kapıyı çeksem de kapıyı tuttuduğu için açamıyordum. Sonunda vaz geçtim. Mert binmemi bekliyordu.
"E hadi Duru " dedi.
"Binemiyorum."
"Neden ?"
"Defne hangi kapıya gitsem tutuyor. "
"Nasıl yani ?" Dedi ve arka kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açtı ve Defneyle konuşmaya başladı. Yanima geri geldi. "Öne bin. " dedi ve cool bir şekilde arabaya bindi. Ben olaylardan habersiz bir şekilde öne bindim. Araba çalıştı. Merakıma yenik düşüp sordum.
"Neden arabaya binmeme izin vermedin ?" Defne yerine Mert cevap verdi.
"Bazen gelirler ona. "Dedi ve güldü.
"Ya ! Öne binmen için yaptım. "
"Söyleseydi-" sözümü kesti.
"Binmezdin. " peki dercesine kafamı salladım.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Restorana geldik. İçerisi fazlasıyla janjanlı babamın sürekli iş yemeği yediği yerlere benziyordu. İçeri girip Mert 'in bize önerdiği yemekleri sipariş ettik. Masa donandıktan sonra yemeye başladık. Defne
"Ee kimin yanına geldin. Paris'e? "
"Teyzemin. "
"Ne tür müzik dinlersin ?"
"Yabancı olduğu sürece her türlü. Tabi rep, hip hap dışında."
"E hep ben soruyorum sende bir şey sor "
"Sen hangi müzik türleri dinlersin? "
"Aman allahım ne kadar ilginç bir soru. " dedi samimi bir şekilde. Hep beraber güldük.
"Bende seninle aynı türleri dinliyorum. Panic at the disco 'yu biliyor musun ?"
"Tabi kii en favorilerimden !" Dedim heyecanla oturduğum yerde dikleştim.
"Bu kadar enerjilenip, sevineceğini bilsem daha önce sorarim. "
"Panic 'i seven çok kişi yok. "
"Katılıyorum." Yemekleri yedikten sonra arabaya bindik. Mert
"Az önce ki Duru 'dan eser kalmadı. Eğlenen Duru 'ya ne yaptın?" Dedi aynadan bana bakarak. Haklıydı. Defne gelince kendimi yanlız hissetmeye başladım. Çünkü onlar uzun zaman geçirmişler ve birbirlerine anlatacak şeyleri var.
Saçmalama. Sen yeni tanışıyorsun. Senin anlatacak daha çok şeyin var. Onla alakalı değil bilirsin işte. Onlar eskiden arkadaş araları daha sıcak... anlasana işte?!!
Fazla sessiz kalınca cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki konu kapandı. Şarkının sesi açıldı. Ve arkama yaslanıp gözlerimi kapadım.

***

Sabah gözlerimi açarken bir nevi işkence çekiyordum. Tuvalete gidip rutin işleri halledip aşağı indim.
Teyzem daha uyanmamış. Biran, hevesle Mert 'i aradım ve Defne 'yi de alıp kahvaltıya gelmelerini istedim. Onkar gelene kadar kahvaltıyı hazırlamalıyım. Mükemmel bir şekilde sofrayı donatdıktan sonra teyzemi uyandırmak için odasına gittim ama yoktu. Arayıp nerde olduğunu sordum. Bir kaç işi varmış.
Kapı çalınca bende üstümü giyinmiş hazır bir şekilde bekliyordum. Koşarak kapıyı açtım. Mert ve Defne gelmişse sonunda kahvaltı yapabiliriz.
Masaya geçip bardakları ve tabakları doldurdum. Mert yardıma gelmişti.
"Yardım etmeye geldim. Hadi bana bir görev ver. "
"Yuuuooo " dediğimde şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bir anda gülmeye başladım. Kapıda birinin olduğunu hissedip oraya doğru baktım. Defne bizi izliyordu.
"Ne zamandır oradasin. " dedim gülümseyerek.
"Biraz oldu. " dedi. Bir süre bekledikten sonra içeriye doğru yürümeye başladı. Ve tekrar konuştu.
"Söylemezsem içimde kalacak. Siz ne kadar yakışıyorsunuz öyle. " dediğinde şok içinde yüzümü buruşturarak Defne 'ye döndüm.
"Bence içinde kalmalıydı. " dedim. Sırıtıyordu. Önüme geri döndüm ve tabakları masaya yerleştirdim.

Değişim Where stories live. Discover now