9- Yangın

90.5K 4.3K 1.4K
                                    

Herkese yeniden merhabalar 👋

Küçük yıldızımıza basıp satır arası yorum yapmayı unutmayalım olur mu? 🧡

Bölümü keyifle okuyacağınızı umuyorum. Bölüm sonundaki fikirlerinizde görüşmek üzere 🌸 🙏

"Yiğit abi.." dedi kaşlarımı çatmama sebep olarak. "Telefonda. Her şeyi öğrenmiş."

  Öylece dakikalarca baktım elinde telefonla beni bekleyen Nisaya. Telefonun diğer ucunda olan kişinin abim olduğuna mı bana Nisadan ulaşabilecek kadar her şeyi öğrenmiş olmasına şaşırmalıydım emin değildim. Sadece elimi uzatıp alamayacak durumda hissetmemin sebebinin şaşkınlığın yanında korku olduğundan emindim.

"Ahsen?" diye yeniden konuştu Nisa. Bakışları ile telefonu gösterdiğinde Arslan da elini belime yerleştirmişti hareket etmemi sağlamak istercesine.

Kendime gelmişçesine titrek bir nefes çektim içime. Ardından uzanıp telefonu aldım.

"Alo?" dediğimde sesimin karşı tarafa ulaşıp ulaşmadığı bile şüpheliydi.

"Ahsen?"

  O an da özlemin her zerresini hissetmiştim iliklerimde. Sırtımda tonlarca yükü taşıdığımı abimin dudaklarından dökülen ismimle anladım. Yorulmuştum. Hayatım haftalar içerisinde değişmişti ve ben belki de benliğimi kaybetmiştim bu hızın içerisinde.

Evimden olmuştum. Okulumdan, oradaki arkadaşlarımdan.

Bir baba kaybetmiştim fakat çocukluğumu yeniden kazanmıştım. Hemen yanımda tüm kızgınlığına rağmen elini destek verircesine belimden çekmeyen adamla sevdayı tatmıştım.

Ve tüm bunların farkına abimin sesini duyduğum bu anda varmıştım.

"Ahsen?" diye daha tedirgin bir sesle yeniden konuştu. Bu beni kendime getirdiğinde "Abi?" dedim titreyen sesimle.

Neden bir anda böyle içimin dolup taşacak gibi olmuştu kestiremedim.

"Nisa?" dediğini duydum Arslanın. Her ne işarette bulunduysa Nisa eve doğru ilerlemeye başlanmıştı.

"Ahsen iyi misin?" dedi abim hızlı hızlı. Bende beni görüyormuşçasına kafamı sallamıştım. "İyiyim abi. Sen nasılsın asıl?"

"Bırak şimdi sen beni. Duyduklarım doğru mu?" Nisa önüme bir ayakkabı bıraktı. Arslan bunun için işaret vermiş olsa gerekti. Bu halde bile beni düşünebiliyordu.

"Ne duydun?" dedim kendimden bekleyemeyeceğim bir şekilde sakince. Sahi ne duymuştu? Babam tarafından evlendirilmek istendiğimi mi yoksa evden kaçtığımı mı?

Yada tüm bunların dışında kardeşim dediğini insanın hayatına girdiğimi mi?  Hangisini duyması daha iyiydi kestiremiyordum.

"Ahsen laf cambazlığı yapma bana. Konuştum annemle haberim var her şeyden." dedi öfkeli bir soluk bırakırken. Hayır, neyden haberi olduğunu söylese ona göre yanıt verecektim. Daha ılıman bir sesle devam etti. "Şimdi bana doğruyu söyle. İyi misin Ahsen?!"

Tüm bu sinirinin benim başıma gelenler, gelebilecekleri düşündüğü şeylerdendi. Endişesini, korkusunu buradan bile hissedebiliyordum.

"Abi iyiyim ben. Gerçekten. Endişelenmeni gerektirecek bir durum yok artık." Ses tonumu güven vermesini istercesine düz tuttum.

"Sesin?" dedi bir şeyi çözmek istercesine. "Sesin öyle gelmiyor ama?"

MÂHPAREWhere stories live. Discover now