Lanet olsun ki hala çok karanlıktı sadece sesler vardı sadece sesler..

Bir adım daha atacaktım ki aniden bütün fısıltılar kesildi. Sanki o yüzlerce kişi tartışmayı nihayete erdirmiş huzur sağlanmıştı.

Aniden girdiğim odanın tavanında irili ufaklı taşlar parıldamaya başladı. Bu durum istemsiz bir çığlık daha atmama sebep olmuştu.

Her yer mor renk loş bir ışık ile aydınlanmış etraf artık karanlık örtüden sıyrılmıştı.

Kafamı tavana kaldırıp incelediğimde mor renkte bir sürü taşın tavanda asılı olduğunu gördüm. Doğal bir taş türüne benziyordu renginden dolayı olsa gerek parıldayınca mor bir ışık odada yayılmıştı.

Taşların büyüleyici bir aurası ve şüphesiz sakinleştirme özelliği vardı. Bütün korkum aniden kaybolarak benden uzaklaşmıştı.

Etraf aydınlandığı için artık bulunduğum yeri net bir şekilde görebiliyordum. Önümde iki yanı kitaplarla dolu sekiz raf bulunuyordu. Raflar odanın içerisinde koridor gibi uzanmış ileriye doğru uzanıyordu.

Rafların önüne konmuş olan tahta eski masa ve üzerinde antik gaz lambaları bulunuyordu.

Gaz lambalarından birini ben devirmiştim oldukça eski yapım olan bu lambaların hepsinde cam olmasına rağmen benim düşürdüğümde yoktu.

Bu yüzden düşürdüğüm gaz lambasında kırılma sesi yerine sadece demir sesi duymuştum.

Anlayamadığım bir nokta vardı doğal taşlarla aydınlanabilen bir odada niçin gaz lambalarına ihtiyaç duyulmuştu ? Zaten odayı aydınlatan bir şey vardı bu durum garipti.

Etrafta dolaşmaya başladım raflardan oluşan koridorlardan birine girdim.

Ortam öylesine havasız ve tozluydu ki burası uzun süredir kapalıyım diye her dakika bağırıyordu sanki.

Görmüş olduğum kitaplar oldukça eskimiş ve yıpranmış kitaplardı. Bazılarının yarısı yok olmuş bazılarının kenarı köşesi çürümüş bazılarınınsa ciltlemesi bozuk sayfa sayfa tomar halinde raf kenarlarında sıkıştırılmıştı.

Bu kadar eski ve yok olmaya yüz tutmuş kitapları niçin buraya saklama ihtiyacı duyulmuştu anlam verememiştim.

Raflar arasında gezinirken elimi rastgele bir kitaba atarak tozlu raftan çektim.

Kitabı açarken kalkan toz tekrar öksürmeme sebep olmuştu. Tozdan nefret ediyordum.

Kitabı açtığımda bilmediğim bir dille yazılmış bir şey ile karşı karşıya gelmiştim.

Bilmediğim garip resimler mürekkep kullanılarak yanına yazılmış bir sürü metin vardı.

Kitap sayfaları sararıp solmuş bazı yerlerde ki yazılar hafif silikleşmişti.

Bu kitaplar kaç yıldır buradaydı böyle ? yıllar mı yüz yıllar mı ? aklım karışmıştı.

Bilmediğim bu dili nasıl okuyabileceğime dair en ufak fikrim yoktu. Kitabı aldığım yere umutsuzca geri koymak zorunda kaldım.

Çok fazla oyalanamazdım kütüphaneyi ayağa kaldırmıştım eğer buraya girdiğim fark edilirse sabote edilebilirdi.

Bir an önce bir bilgi ya da ipucuna ulaşmam lazımdı. Rafların arasında ilerlemeye koyuldum.

Çok fazla eski kitap mevcuttu bu kadar kitabın arasında açıkçası ne bulmayı umuyordum bende bilmiyordum.

Sanırım yapılabilecek en doğru hareket okuyabildiğim dile sahip kitap ya da kitaplara ulaşmak olacaktı burada saklandıklarına göre beni bir ipucuna götürme olasılığı yüksekti.

MAHFİ BAŞLANGIÇTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang