Acaba Kiminle Evlensem? (Raflarda)

Bozuk Plakları Dinlemeye Son

Şarkı söylemenin en güzel yanı,

Aynı sözleri tekrarlamaktan bıktığını fark edebilmektir.

Aynı şeyleri duymaktan bıktınız. Bunu çok iyi biliyorum. Bundan ben de sıkıldım. Hep aynı şeyleri yapmak, hep aynı fikirlere saplanıp kalmak. Aynı doğrularla günü kurtarıp bir sonraki günün daha farklı geçeceğini ummak.

Birisi sizden bir şey yapmanızı istiyorsa, bilin ki, onu öncelikle kendisi için istiyordur. Fikirler satılık olamaz. Onları satamazsınız. Onları alır ve kullanırsınız. Onlar zaten sizindir.

Ancak insanoğlu uzun zamandır fikirlerin satılık olduğu düşüncesine çok fazla saplanıp kaldı. Dışarıdan yardım istemek, fikirlere bağımlı bir insan neslinin üremesine yol açtı.

"Acaba Kiminle Evlensem?" i öncelikle kendim için yazdım. Bu konuda bencil olduğum için özür dilerim. Ama biz yaptığımız her şeyi önce kendimiz için yapmaz mıyız? Neden önce kendim için yazdığıma gelince. Sizin, keşfedeceğiniz yepyeni bilgilerle, hayatınıza katacağınız şeyler aynı zamanda beni de mutlu edeceği için.

Bizler uyurken, bilinçli durumda değilizdir. Uyuyan bir insanın farkındalığı, bilinç düzeyinde değildir ve uyur haldeyken, hayatımızın kontrolü üzerinde bir gücümüz yoktur. Narkoz almış bir hastanın vücudunu kesip parçalayabilirsiniz. Hiçbir şey hissetmeyecektir. İnsanların çoğu uyanık bir narkoz durumunda yaşarlar. Hayatları tıpkı ameliyathane masasındaki bir hastanın vücudu gibi paramparça olmuştur, ama bunu hissetmezler.

Gerçek güce ulaşmak ve kontrolü elimize almak için, uyanmanız şarttır. Uyanmadan, değişmek olanaksızdır.

Uyanın! Açın gözlerinizi ve hayatın sinsi narkozundan çıkın. Paramparça olmuş hayatlar, uyku halinde yapılmış seçimlerin sonucudur.

İlerleyen sayfalarda okuyacaklarınızın tümü bir seçimle ilgilidir. Seçimler hep "Acaba..." diye başlayan sorgulamalardan sonra ortaya çıkar. Seçimleriniz kadar sizi özgür yapan başka bir güç yoktur. Özgür bir insanla, bir köleyi ayıran şey seçim yapabilme becerileridir.

Seçtiğiniz şey hayatınızın yönünü belirler. Peki, seçimi biz mi yaparız gerçekten? Yoksa seçimlerimizi bizim dışımızdaki bir güç mü yapar?

Hayatı gelişigüzel yaşayan insanlar, seçimlerini de gelişigüzel yaparlar. Böyle bir hayat, şansa çok fazla ihtiyaç duyar. Çünkü seçimleri sizin yapmadığınız bir hayat, tamamen şansa bağlıdır.

İnsanlar bir beraberliğe başlarlar, evlenirler ve sonra her şey alt üst olur. Çünkü direksiyonda siz yoksunuzdur. Bir başkasının kontrolünde ilerliyordur arabanız. Böylece bozuk bir yola girdiğinizde ya da sert bir dönemeçle karşılaştığınızda kolayca kaza yaparsınız.

Seçimlerin olmadığı bir dünya kölelerin yaşadığı bir dünyadır. Köle demek, seçim yapamayan demektir. Bağımlı demektir. Bu yaşam tarzına alıştığınızda ise, artık size çok sıradan ve normal gelmeye başlar. İnsan pis bir kokuyu uzun süre koklarsa, artık onu hissetmeyecektir. Eğer insan alışırsa, ateş bile onu etkilemeyecektir. Eğer insan alışırsa, buzun içinde bile yüzebilecektir.

Yaşam tarzınızı değiştirmek seçimlerinizi değiştirmekle başlar. Seçimlerinizi değiştirmek, içinizdeki zincirlere isyan etmek demektir. İsyan etmek, ayaklanmak ve zincirleri koparmak demektir.

Zincirleri koparmak ise, özgürlüktür...