*Dar Sokak*

7.3K 251 22
                                    



Multi medya - Kumsal



Ilık gece rüzgarı saçlarımı savurarak şiddetli bir şekilde esti. Gözümden bir damla yaş süzülmüştü ve yeni yeni, gözlerimin dolduğunu fark ediyordum.

Bir dakika ya neden gözlerim dolmuştu benim?

Hızla kaşlarımı çattım ve kendime gelmek için kafamı iki yana sallamamla kafamda ki yarayı hatırladım. Kanama biraz olsun durmuştu ama yine de sızlıyordu. Yüzümü ekşittim.

Hava soğuklaşmaya başlamıştı ve içeri girmeliydim. Arkamı dönmemle Emir'in göğsüne çarpmıştım. Geri geri gideyim derken ayağım çimenlere doğru kaymasıyla yeri boylayacakken Emir son anda beni belimden tuttu ve kendisine çekti. ''Sağol.'' diyerek elini belimden ittim ve aramıza mesafe koydum.

Emir kaşlarını çattı ve bir süre etrafa baktı. Bir kaç saniye sonra tekrar bana döndü ve ''Ne işin var burada?'' diye sordu. Omuz silkerek ''Hava almaya çıkmıştım.'' diye umursamazca konuştum. Yalan söylemekte ustaydım. Çünkü ne zaman abimden gizli bir yere gidecek olsam yalan söylerdim.

Abim mi? Hah! O eskidendi değil mi? Artık abim falan yok benim için, öldü o! Diyerek kendimi uyardım.

Emir bir kaç saniye bana baktıktan sonra gerildiğini hissettim. ''Yalan söylüyorsun.'' deyince ağzım açık kaldı. Fazla mı zekiydi bu?

''Bunu da nereden çıkarttın? Ben senin gibi yalancı bir insan değilim, beni kendinle karıştırma Keskin.'' diyerek yine umursamazca konuştum.

Emir iyice kaşlarını çattı ve bana yaklaşmaya başladı. ''Bak Kumsal, eğer abinle birlik olup bana oyun oynamaya kalkışırsan veya taraf değiştirmek gibi... Sonuçları çok fena olur.'' Kaşlarım havalandı ve omuzlarımı dikleştirerek bu sefer ben Emir'e yaklaştım ve ''Hadi ya? Ne olacakmış, anlatsana biraz?'' Emir alayla gülümsedi ve nazikçe, eliyle saçımı kavradı. ''Emin ol güzelim, şuan sonuçlarını sana uygulamalı olarak gösterirdim ama... Benim tarafımdasın ve sana zarar vermeyi düşünmüyorum. Ha, çok istiyorum dersen bunu zevkle yaparım.''

Kaşlarım iyice havalandı. ''Neymiş o zevkle yapacağın şey, öldürmek mi?'' diyerek küçümcercesine konuştum. Emir kısık sesle güldü ve beni belimden kavrayarak kendine çekti. Daha ne olduğunu anlayamadan eli kalçalarıma gitti. Bir anda vücudum buz kesmişti.

''İstersen sana, şuan, şu dakika zevkle yapacağım şeyi göstereyim ha? Ne dersin?'' Korkuyla yutkundum ve onu hafifçe(!) iterek bahçeyi terk ettim.

Odama geldiğimde nefes nefeseydim. Kapıyı kapattım ve kapının arkasına yaslanarak yere çöktüm.

Allah'ım ben ne yapacağım şimdi? O anlık sinirimle o gün Emir'in tarafına geçeceğimi söylemiştim ama... Şimdi ne yapacaktım? Bu kadar ciddi olacağımızı hiç düşünmemiştim. Ne yani, şimdi hayatımın sonuna kadar Emir'in yanında olup, onun kötü işlerine mi bulaşacaktım?

Gözlerim dolmuştu. Küçücük bir yanlışım da Emir'in bana neler yapacağını hayal bile etmek istemiyordum. Neye bulaştım ben böyle?

Gözlerimden bir damla yaş düşünce elimin tersiyle göz yaşımı sildim ve hızla ayağı kalktım. Saat sabahın beşi veya altısı olmalıydı. Hava yeni yeni aydınlanıyordu.

Tam yatağa yönelecekken kapının sesiyle durdum ve başımı kapıya çevirdim. Gelen Emir'di.

''Hadi, hazırlan bugün işimiz çok.'' deyince kaşlarımı çattım. ''Ne işi?'' diye merakla sordum. Emir, gözlerini devirdi. ''Planlar...''

KAÇAK AŞK #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin