*Uçurum*

16.6K 523 67
                                    

Multi - Kaan

Abimin ölümünün ardından 2 hafta geçmişti. 2 hafta içinde cenaze işlemlerini yaptık derken geçmişti zaman... Abimin cesedini o depodan polisler çıkartmıştı ama ne kadar Ares'in yaptığını söylesem de polisler 'Bir delil olmadan onu suçlayamayız.' deyip duruyorlardı.

Yine lanet ederek kalktım yataktan. Lavobaya gittim ve aynaya baktım. Ağlamaktan ve uykusuzluktan şişen gözlerim... Dağılmış saçlarım... 2 haftadan beri değiştirmediğim pis kıyafetlerim... Ölüden bir farkım yoktu. Çete desen benden ne kadar saklasalarda gece ağladıklarına eminim.

Lavobadan işlerimi halledip çıktım. Çağatay yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu ve ben de suratına boş boş baktım. Son günlerde hiç kimseyle konuşmuyordum. Gerçi konuşacak kim vardı ki? Bir çete bir de beni 2 haftadır yalnız bırakmayan Masal. Sahi harbiden dost acı günde belli olurmuş.

Milyonlarca arkadaşım var ve Masal sadece sıra arkadaşımken tek onun destek olması anormal değil mi? Bu iki hafta da herkesin gerçek yüzünü öğrendim. Simay mesela. Ben onu kardeşim yerine koydum. Peki o ne yaptı? Bir mesaj dahi atmadı.

Arkadaşlarını iyi seçeceksin. Mutluluğunu herkes paylaşır, şahit olur ama acı gününde çekip giderler. Asıl acı gününde yanında olan sayılı kişiler senin dostundur .

Düşüncelerimi bırakıp tekrar odama girdim. Onu çok ama çok özleyecektim. Aldığım nefes az gelince camı açtım ve gözlerimi bahçede gezdirmeye başladım.

Bir an gördüğüm sluetle yerimde çivilendim. Gözlerimi kırpıştırdım ama bahçedeki adam abimin ta kendisiydi.


-MASAL'IN AĞZINDAN-

2 haftadır Kumsal'ın yanındaydım ve ona destek oluyordum. Neden dersem ben de bilmiyorum. Bir şey çekiyor beni sanki o kıza. Çok benziyoruz. Sanki onda kendimi görüyorum.

Huy olarak tamamen aynıyız zaten. Sadece bir sıra arkadaşımdı. Fazla konuşmuşluğumuz yoktu ama içimden bir ses hep onunla yakın olmamı söylüyordu.

En ilgincide o kadar arkadaşı varken 2 haftadır kızı neden arayıp soran yoktu?

Aslında sebebini biliyorum. Kumsal'la arkadaş olanların çoğu ya abisine yakınlaşmak için ya da parası içindi. Sırf para için dostmuş gibi davrananlardan nefret ediyorum!

Parayı sevgiyle, güvenle karşılaştıracak kadar paragözler gördüm ben.

Kumsal günden güne daha çok kötüleşiyordu. Son günlerde hiç konuşmuyordu hatta.

Kumsal'ın kahvaltı tabağını hazırladım ve odasına doğru tepsiyle hem yürüyor hem de olanları düşünüyordum. Ares Kaan'ı acaba neden öldürmüştü? Neden öldürdüğünün bir önemi yoktu Kumsal'ı bu hale sokmaya hakkı yoktu! Bir insanın hayatına son vermek bu kadar kolay olmamalıydı. Sebebi ne olursa olsun.

Kapıyı tam tıklatacakken içeriden Kumsal'ın çığlığını duyunca panikledim. Yoksa yine kabus mu görüyordu?

Hemen tepsiyi yere bırakarak içeri daldım. Kumsal camın tam önündeydi ve cama dehşetle bakıyordu.

Kumsal'ın yanına gidip "Kumsal iyi misin ne oldu?" Der demez bütün çete odaya toplandı.

'Ne oldu' dercesine bir bana bir Kumsal'a bakıyorlardı.

"M-masal... Ben... A-bimi gördüm..."


- KUMSAL'IN AĞZINDAN -

Masal kaşlarını çattı. "Kumsal halisünasyon görmüşsün bahçede hiç kimse yok ki."

"Ya eminim! Neden bana inanmıyorsunuz? Siz gelince gitti!" Dedim inanmalarını umarak.

Masal bana acıyan gözlerle bakıyordu. İyice sinirlendim ve elime ne geçerse duvara fırlatmaya başladım. Emre kolumdan tuttu ve sakin olmamı söyledi.

Dayanamıyordum!

Abimin yokluğuna, bana deli muamelesi yapmalarına dayanamıyordum.

Yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Masal yanıma gelmeye başlayınca yerden kalktım ve "Lütfen... Yalnız bırakın. Biraz hava almaya çıkacağım." Masal tam itiraz edeceği sırada "Masal beni en iyi sen anlarsın lütfen. Yalnız kalmaya ihtiyacım var." Deyince hepsi odadan çıktı. Elimi yerden destek alırcasına sabit tutarak ayağa kalktım.

Dolabımı açtım. İçinden siyah tayt ve siyah kazak aldım. Gözümün altındaki şişlikleri ve morlukları fandotenle kapatıp odadan dışarı çıktım.

Abimin odası benimkinin tam karşısındaydı. Abimin odasını görünce hüzünlendim.

Kapısının üzerine 'Hayvanlar Giremez' yazmıştı. Altına da benim resmimi yapıştırıp üstüne kocaman bir çarpı işareti koymuştu.

Salak.

Burukça gülümsedim. Onu çok özleyecektim...

Aşağı indim. Çete işi olduğunu söyleyip çıkmıştı. Masal da kanepede oturmuş bir şeyler düşünüyordu. Hemen kapıya yöneldim.

"Ben çıkıyorum!" Diye seslenip bir şey demesine fırsat vermeden kapıyı açıp çıktım.

Sinirlendiğimde veya üzüldüğümde hep gittiğim bir uçurum vardı. Yine oraya gidecektim.

Bir keresinde abimle çok kötü bir kavga etmiştik. Ve her zamanki gittiğim uçuruma gidip saatlerce ağlamıştım. Ben de buydum işte...

Annemin göğsüne başını koyup ağlayacağıma uçurum kenarında yalnız başıma ağlardım.

İstediğin kadar bağır içini dök orada. Kimse seni duymuyordu.

Hem yürüyor hem de eski günleri düşünüyordum. Vardığımı anlayınca uçurumun kenarına gidip ayaklarımı aşağı sarkıttım ve şehir manzarasını izledim.

Fırından ekmek çalan çocuklar... İşe zamanında yetişemeyip taksiyi beklemeden yolda koşturan amca... Trafiğin ortasında arabadan çıkıp birbirlerini söven insanlar...

Herkesin ayrı bir derdi vardı işte. Kimilerine göre önemli, kimilerine göre önemsiz.

Çoğu kız, sırf sevgilisinden ayrıldı diye depresyona giriyor. Oysa şu hayatta ne dertleri olan insanlar varken küçücük bir şeye bu kadar çok üzülmeleri çok saçma değil mi?

Şimdi ki hayatımla eski hayatımı karşılaştırınca 5 yaşından önce ne saçma şeylere üzüldüğümü fark ettim. Zaten sonrası hep mücadelelerle geçmişti. Hayatın gerçekleri birden yüzüme vurmuştu.

Daha 5 yaşındaydım ailem öldüğünde. Bu kadar erken olmak zorun da mıydı? Ne olurdu hayatın acımasız olduğunu biraz daha geç anlasaydım?

Gözlerim dolmuştu. Aklıma yine abim gelmişti. Daha fazla üzülmeden gitmeliydim. Bu uçurum bana hep anılarımı hatırlatıyordu.

Oturduğum yerden tam kalkacakken omzumda bir el hissettim. Daha yüzüne bakamadan birden uçurumun boşluğuna yalpalandım.


Sizce Kumsal ı uçurumdan kim itti? Çoğunuz Ares olduğunu düşünüyorsunuz bence. Kim olduğunu bir dahaki bölümde göreceksiniz tabii Kumsal ölmezse! ;)

KAÇAK AŞK #Wattys2017Where stories live. Discover now