♓21♓

83 20 8
                                    


Pelin

Mesajla adeta donmuştum. Kesinlikle elinde düşündüğüm şey vardı. Birceye geri döndüm.

"Tamam ya boşver sonra anlatırım annem mesaj attıda." diyip hemen ayaklandım ve odama geçtim kapıyı kilitleyip yatağıma oturdum ve onu aradım.

"Tamam söylemedim nolur yapma." kahkasını duydum ve dediklerini dinledim.

"Tamam anladım olmucak bir daha." diye telefonu suratına kapattım ve yatağa uzandım. Pişmandım yapmamalıydım hiçbirini yapmamalıydım. Bu kadar gelmişken pes etmemem lazımdı. Ona haksızlık edemezdim. Devam ettirmem gerekiyor. Çünkü sonuçları kötü bitebilir.

Birce

Biranda gidişi beni şaşırtmıştı. Ne diyecekti? Kesinlikle ortada kötü bir şey vardı ama pek üstüne gitmemem lazımdı. Eğer zorlarsam kırılacağından emindim. Biraz nefes almak için balkona çıktım. Çıkar çıkmaz köşede Arası gördüm. Arabasına yaslanmış balkona bakıyordu. Bağırmak istemediğimden el hareketleriyle
"Ne istiyosun? Niye geldin?" dedim. O da aynı el hareketleriyle "seni" dedi. Etrafımı yokladıktan sonra kendisine orta parmağımı gösterdim ve tam içeri gireceğim zaman "NOLUR?" diye bağırmıştı.

Gitsem mi diye düşünürken canımın sıkıldığını farkedip üstüme bişeyler giyip çıktım. Peline bir şey dememiştim. Babamda işteydi zaten. Kapıdan çıkıp yanına gittim ve kollarımı birleştirip,

"Noldu?"

"Canım sıkıldı sadece benimle gelir misin?" bir şeyler seziyordum. Arkamı dönüp "Kendine oyi baaak" diye bağırıp eve doğru yürüdüm. Koşma sesleri kulağıma gelmişti.

"Gel hadi cidden bir şey yapmayacağım." inanmak istemiyordum. Sürekli inanıp gidiyordum ve galiba yine gidecektim. Ve bir şey demeden arabaya ilerledim ve ön koltuğa oturdum. Ardımdan koşarak oda bindi ve araba hareket etmeye başladı.

Pelin

Yanına oturdum ve ona baktım.

"Merak etme her şey hazır " dedim. Yine biraz azarladı sabahki olaydan dolayı. Binevi haklıydıda bana bu oyun için birçok şey vaad etmişti ve bende kabul etmiştim. Yani sözleşme gibi bir şeydi bu. Elimi saçlarına uzattım ve oynamaya başladım. Bana bakmadan karşısına bakıyordu. Saçlarından inip tenine dokunmaya başladım. Verdiği tepkiye karşı
"Pardon, özür dilerim." kollarımı birleştirip yaptığı şeyi düşünmeye başladım.

Birce

"Nereye gidiyoruz?"

"Kumsala gidiyoruz." sıkıldığımı bello edercesine nefes aldım ve arabanın orta aynasında arkaya baktım. Koltukta mavi karton bir poşet vardı. Pek fazla üstelemeyip yolu izlemeye başladım. Kumsala doğru yaklaştığımızda emniyet kemerimi çıkardım ve bekledim durunca arabadan indim.

Ben kumsala doğru ilerlerken Arasda poşeti alıp gelmeye başladı. Dalganın gelemeyeceği yere geçtim ve denizin kokusunu içime çektim.

"Gel otur." diye Aras yanına çağırdı. Hadi yine saf olan iyi olan ben olayım diye düşünüp yanına gittim ve oturdum. Karton poşetten küçük bir radyo çıkardı ve dügmesine bastı. Bir süre sessiz kaldık.

"Neden?" dedim

"Neden böyle saçma şeyler yapıyorsun?"

"Sevdiğimdendir" dedi ve gülümsedi.

"Seven böyle mi yapıyor?"

"Hayır." dedi. Yine bir şey diyecekken paketten bişey çıkardı. Nutella kutusu ama arkası dönüktü ve içinde sayamayacağım çeşit çikolata vardı. Nutella bantında galiba ismim yazıyordu çünkü arkasındaki 'İçindekiler' kısmında bir takım şeyler yazıyordu.

'Birazcık masumluk içerir, birazcık sevimlilik %100 tatlılık ve kıskançlık içerir.' gibi daha bir çok şey yazıyordu. Yüzümde istemsizce oluşan gülümsemeyle ona baktım. O da bana aynı şekilde bakıyordu.

"Bu ne şimdi?"

"Bilmem." dedi. Ah hadi ama bu kadar basit miydi? Allahım nolur bu sefer bir şey çıkmasın nolur ona inanayım diye dualar ediyordum. O sırada Aras ayağa kalktı ve bana baktı.

"Seni seviyorum..." sözünü tamamlamadan nutella kutusunu aldı ve önünü çevirdi.

"...Begüm." dedi

...

MANOLYAWhere stories live. Discover now