*Kayıp*

20.5K 600 64
                                    

Medya - Ares

Kaan ellerini sıkıntıyla cebine koydu ve Ares'e baktı.

"Bu fikir çok boktan biliyorum ama başka çarem yok anla." Ares kaşlarını çattı.

"Farkındayım, en kötüsü de bu zaten. Başka çaremiz yok."

Kaan burukça gülümsedi ve elini Ares'in omzuna koydu.

"Ona iyi bak kardeşim."

"Gözüm gibi bakacağıma emin olabilirsin."


×××

Sabah gözlerimi açtığımda ilk defa uykumu tam almış bir şekilde uyandım. Bir dakika uykuya aşık biri için bu fazla anormal değil mi? Üstelik abim de uyandırmamıştı. Yatağımdan esneyerek kalktım ve saati görmemle gözlerimi kocaman açtım. Saat 13.40'tı ve abim beni uyandırmamıştı?

Lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim. Abim koltukta oturmuş telefona odaklanmış bir şekilde bişeyler yapıyordu.

Hızla elinden telefonu çektim ve ''Böö!'' diye anırdığım sırada abim yerinden sıçradı ve ''Ver şunu!'' Diye kükredi. Sırıttım ve tam kaçacakken abim kolumdan tuttu. "Bak sana hala sinirliyim zaten. Sen sen hangi cesaretle Ares in yanına gidersin? Adam sana biz gelmeden ya bir şey yapsaydı?" Diye tısladı. Al işte yine başlıyoruz.

Dünden beri bağırıp duruyordu. Bir kere ben onun yanına gitmemiştim o benim yanıma gelmişti ama orada öylece beklediğim, kaçmadığım için beni suçluyordu.

"Abi yeter bıktım senden! Senin şu küslüklerin yüzünden zarar göremem anlıyor musun? Bir de gelmiş utanmadan ne hakla yanına gidersin diyorsun. Sanki ben çocuğa bir şey yapmışım gibi konuşuyorsun." Dedim sinirle. Abimin gözlerindeki bütün öfke gitti birden.

Gözlerini başka bir yere çevirdi. "Bugün Ares olayını hallediceğim ve bugün evden çıkmayacaksın."
Durdu ve gözlerini gözlerime odakladı ve bir kaç saniye sonra devam etti.

"Bak Kumsal eğer gelmezsem sakın telaşlanma bundan sonra yanında olamayabilirim ama Mete, Barış, Emre, Çağatay kısacası çete senin yanında olacaklar seni koruyacaklar tamam mı?"

"Ne? Ne saçmalıyorsun?" Dedim anlamaz bir şekilde abime bakarken.

"Ares'le görülecek bir hesabım var ve," derin bir nefes verirken devam etti. "Yaşayabilir miyim bilmiyorum."

Boğazımda düğümler oluşurken "N-ne? Ne demek yaşayabilir miyim? Ya ne saçmalıyorsun sadece saçma sapan bir küslük!" Dedim bağırarak.

"Değil." Dedi abimin gözleri yerde oyalanırken. "Biraz sonra yüzleşmeye gideceğim."

Gözlerim dolmaya başladığında kalbime büyük bir ağırlık çöktü. "Bak eğer ceza diye şaka yapıyorsan,"

Sözümü kesti ve "Ciddiyim." Dedi. Tam ağzımı açacağım sırada abim dolaptaki silahı çıkardı ve beline koydu.

"Sen ciddisin..." diye mırıldandım.

Şimdi onu bir daha göremeyecek miydim?

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Benim tek ailem oydu. Tek yoldaşım tek kanımdan oydu ve şimdi o da mı gidecekti?

Gözlerimin karardığını hissettiğimde yanımdaki koltuğun sapına tutundum sonrası ise karanlıktı.

×××

Çok mutluydum.. Annem babam ben ve abim. Çok güzel bir karavan almıştık. Tatile gidiyorduk. Babamın işleri düzelmişti. Artık durumumuz çok iyiydi ve doyasıya vakit geçiriyorduk. Daha 5 yaşındaydım. İlk defa tatile gidecektik.Tatile varmamıza daha 2 saat vardı ve havuza girmek için çok heyecanlıydım. O kadar mutluydum ki sanki biri bozacakmış gibi her olanları aklıma kazıyordum. Bu anları asla unutmamak için her şeyi yapardım. Annem karavanın içine şişme bir havuz almıştı. Üstümdekileri çıkarttım altımda mayo vardı. Şişme havuzuma girdim ve sevinçle içinde zıplamaya başladım böyle bir havuz hep hayalimdi. Bana ait küçük ve pembe. Annemide yanıma çağırdım. Annemde kırmayıp içine oturdu. Şuan ki mutluluğum resmen gözlerimden ilk görüşte okunduğuna emindim.

KAÇAK AŞK #Wattys2017Where stories live. Discover now