41. Bölüm

5.8K 523 561
                                    

"Sonra o gün ben de gidip onun arabasını parçalara ayırmıştım. O öfkeli bakışları hala aklımda. Tanrım hatta o gün öleceğimi düşünmüştüm gerçekten."

"Şu an size karşı o kadar nazik ki buna inanmak çok güç gerçekten." Karşımdaki genç kız başından itibaren anlatmaya başladığım hikayeyi dinlerken keyif alıyor gibiydi.

"Sen onu bir de bana sor. Sırf diğerlerinin gözünde iyi görünmek istediği için böyle."

"Peki sonra ne oldu? Nasıl bir anda size karşı sevgi beslemeye başladı?"

"İnan bana bunun nasıl olduğunu ben de bilmiyorum. Ben hala en son beni öldürmek istediği gündeyim. Nasıl sevdiğine dair herhangi bir fikrim yok. Gerçi hala beni öldürmeye çalışır gibi bir hali var. Özellikle geceleri." Son cümleyi fısıldadığımda yeni çalışan kız kıkırdamıştı. 

"Görmeden inanmam herhalde." Kızın gözlerinin içi gülerken iç çekmiştim. Bizim hikayemizi şu güzel olan romantik hikayelerden biri sanıyordu ama değildi. 

Hiç değildi. 

Özellikle bu sabah gürültü yaptığım için beni yastıkla boğmaya kalkan bir Sehun'dan bahsediyorsak hiç değildi.

"Ama sanırım her şey onun öfke krizlerine girdiği bir günde olmuştu. Canlı yayındaydı, öfkeden gözü dönmüştü ve o an ona engel olmuştum. O zamandan beri bana bakışlarının değiştiğinin farkındaydım."

"Devamında ne oldu sevdiğini itiraf mı etti?" O sırada mesaj gelen telefonum konuşmamızı bölmüştü. Bildirimlere baktığımda gönderen kişiyi görünce yüzümde gülümseme belirmişti.

"O kadar kolay değildi hiçbir şey. Fakat şimdi anlatamam gitmem lazım. Ben yokken burayla sen ilgilenirsin. Görüşürüz." Odadan çıkarken kız hikaye yarım kaldı diye dudaklarını büzerken ona öpücük atıp odadan çıkmıştım.

"Luhan!" Kapıdan çıkar çıkmaz önüme çıkan ufak çocukla yerimde sıçramıştım.

"Bongeun!" Korkuyla kalbimi tutarken küçük çocuk beni korkuttuğu için mutlu gibi görünüyordu.

"Nereye Luhan?"

"Luhan mı? Sana kaç defa bana Luhan diye seslenme dedim. Müdürüm ben müdür!"

"İki yıl önce benimle kart oyunu oynardın. Şimdi seni müdür olarak göremiyorum." Çocuk dil çıkartarak koridorda uzaklaşırken sinirden kızarmıştım.

"Yeni gelenlere sakın bundan bahsetme! Yoksa yemekhaneye adımını atamazsın anlaşıldı mı?" Cevap bile verme gereği duymadan giderken üzerimdeki ceketi düzeltip yoluma devam etmiştim.

Evet, aradan bir yıl geçmişti.

Müdüranne benim gibi birine vasiyetiyle yurdu bırakmıştı. Yurdun borçlarını Sehun'un hesabındaki bütün parayı kullanarak ödemiş ve ne kadar normal olabilirse o kadar normal bir hayata başlamıştık.

Tamam belki hala beni arkadaşı olarak gören çocuklar vardı, ancak iyi bir iletişim halindeydik.

Bongeun'a bakmayın, son oyunda Marvel kartlarının birçoğunu aldım diye hala bana öfkeli. Onun dışında burada gayet otoriter, sözü dinlenen, saygı duyulan biriyim.

"Luhan pembe gömlekle tam bir kıza benziyorsun."

"Senin bu saatte uyuyor olman gerekmiyor mu Jinseok!" Odasının kapısından bana bakan çocuğa bağırdığımda kahkaha atarak kapısını kapatmıştı.

Tamam, o kadar saygın ve otoriter biri değildim.

Ama kendi sınırlarım içinde, evimde bütün söz hakkı bendeydi.

Elephant ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin