-Seni uyandırmaya geliyordum.

-Çoktan uyandım.

-Ozaman , gel kahvaltıyı hazırlayalım.

-Yeşim çoktan hazırladı.

-Neden bu kadar erken uyandınız ?

-Biz erken uyanmadık canım sen fazla uyudun. Ee , nasıl hissediyorsun kendini ?

-Daha iyiyim . Çok acıktım , hadi.
Beraber holü geçip mutfağa girdik.

-Günaydın.

-Günaydın , sen seviyorsun diye yumurtalı patates yaptım . Nasılsın bugün ?
Birtanesin sen , teşekkür ederim. Daha iyiyim.

Genelde yemek seçmez çoğu şeyi yerdim. Mantar hariç tabi. Ama yumurtalı patatesin tadı bir başkaydı benim için. Yanına ilerleyip yanağına öpücük kondurdum. Hemen sol yanağını da çevirdi öpmem için .
Bir süre öyle birbirimize oyy diyerek sıkıca sarılmış vaziyette ayakta dikildik.

-Yeter , ayrılın midemi bulandırdınız.

-Kıskanma canım kıskanma.

İkimizde masaya geçtikten sonra kahvaltıya başladık. Dün geceden midem de birşeyler kalmadığından dolayı tıka basa yiyordum. Yiyordum da yedikçe biraz daha beter oluyordum. Henüz ağzımdaki lokmamı yutamamışken boğazımdan yukarıya doğtu acı bir tat yayıldı. Sonuçta yine klozetin başında midemdekileri çıkarırken bulmuştum kendimi. Üstelik dün akşam ki halimden daha bitkin hissediyordum.

-Tekrarladığına göre sen hastalanıyorsun Mehir. İstersen bir hastaneye falan gidelim .

-Yok hayır gerek yok bu saatte hiç hastane kokusu çekemem.

-Ozaman , sen iyisi bugün gelme , iyice dinlen.

-Bende öyle düşünüyorum.
Siz çıkın ben etrafı toparlarım.

-Madem hastane ye gitmiyorsun ozaman bir daha tekrarlarsa diye bulantı hapı mı çıkarıyorum sana . Ama bir daha tekrarlarsa içersin . İki kereden birşey olmaz , belki midendeki zehri atmışsındır.

-Tamam tamam hadi siz geç kalmayın.

Onların ardından bende yüzümü yıkayarak çıktım . Yeşim tekrarlarsa demişti ama umursamadım bir kere daha kusmaya katlanamayacaktım. En nefret ettiğim şey midemin bulanmasıydı. Genelde zorlardım kendimi kusmayayım diye ama bu sefer hep hazırlıksız yakalanmıştım. Bıraktığı ilacı içip etrafı toparlamaya başladım . Yarım saat içinde ilaç etkisini göstermiş olmalı ki bulantım hafiflemiş etrafı toparlamaya başlamıştım.
Küçük bir temizlik yaptıktan sonra akşam için yemek yapmaya başladım.
Sonraki birkaç saat içerisinde hazır çorba , pilav , salata ve canım çektiği için de ıslak kek yapmıştım .
Kızlar gelmeden odama geçip biraz kitap okusam iyi olurdu genelde Yeşim' in ilgi alanına girmediğinden onun yanında pek okuyamazdım. Sena severdi ancak onunla da tarzlarımız pek uyuşmazdı .
Henüz popomu yatağıma koymuş daha kitabımın kapağını açamadan kapı ısrarla çalmaya başlamıştı. Bunu yapmalarından nefret ediyordum . Biri zile biri de kapıya abanıyordu . Bilerek yavaştan kitabımı rafına koyup yine aynı sakinlikte gürültünün biraz daha arttığı kapıya ilerledim .

-Patladınız mı ?

-Bilerek yapıyorsun değil mi ?

-Evet aceleciliğiniz sinirlerimi bozuyor.

-Bir daha ki sefere bende sana kapıyı açmayacağım .

-Anahtar alırım.

-Ağzını açmış birşey söylemek üzereydi ki Yeşim araya girdi.
'Kesin dırdırı . Karnım aç benim . Sofra hazır mı ?'

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin