Eskisi Gibi Olabilmek

2.7K 223 44
                                    


                Balonun hayal edildiği gibi düzenli, güzel giden bir yanı vardı. İçimdeki karmaşaya hiç benzemiyordu. Ailem bir yerde, arkadaşlarım bir yerde, Ali nerede olduğunu hiç bilmediğim bir yerdeydi. Ve ben de öylece duruyordum. Çevremdeki koşuşturmaca ve eğlence 12'ye henüz 2 saat daha olmasına rağmen hız kesmiyor, yavaşlamıyor ya da boyut değiştirmiyordu. Bu insanların her birinin eminim ki bazı sorunları vardı. Ancak o an çok güzel görmezden geliyorlardı.

Aslına bakılırsa bunu ben de yapabilirdim. Yapmıştım. İçmiş, dağıtmış ve her şeyi mahvetmiştim. Kimin umurundaydı? Sorunun olmayan ya da olan bir şeyler olduğunda hayatının içine etsen de aklından çıkarabiliyorsun. Ama sorunun seninle aynı alanda bulunup, aynı havayı soluyan biriyse ve bunu biliyorsan, aklından bir an bile çıkaramıyorsan attığın kahkahaların robotik sesine yakalanıyorsun. Bir süre sonra, gerçekten güldüğün fikrini kendine yutturamıyorsun.

Sütunlardan birine yaslanmış, salonun ortasında Savaş'ın kollarında bir porselen bebek gibi dans eden Nazlı'ya baktım. Ardından gözlerimi görevlilerle konuşan Tuğçe'ye çevirdim. Kış gününde açık alanda su balesi yaptırmış ve balerinleri hasta etmemek için suya ısıtma sistemi ve hatta dışarıya da birçok ısıtıcı yerleştirtmişti. Hatta bu ısıtıcıları bile dekoratif kullanmak için yaydıkları ışıkları renklendirmişti. Harika bir iş çıkarıyordu. Şimdi onu yeni yıla girdikten sonra bir açık arttırma töreni bekliyordu ki bu da eminim ki stresliydi.

Aslına bakılırsan bunların hiçbirine gerek yoktu. İnsanlar o an bile delice eğleniyorlardı. Öyle değil miydi?

Bir anda müzik kesilip kalabalığın gürültüsü belirginleştikten hemen sonra sessizlik oluştu. Gözlerimi çevremde gezdirdim. Emre'nin bana doğru geldiğini gördüğümde endişeyle ona baktım.

"Ne oluyor?"

Başını iki yana salladı Emre. "Bilmiyorum."

"Selin!"

Tuğçe'nin hemen yanımızda endişeli gözlerle belirmesi üzerine, cevabı benden alacağını umduğunu fark ettim. Ancak ben de onlar gibi hiçbir şey bilmiyordum.

"Ne oluyor ya?" dedi Emre gözleriyle birilerini ararken. Derken Nazlı gelip Tuğçe'nin kolunu yakaladı.

"Ne yaptırıyorsun kızım? İnsanlar tedirgin oldu." Dedi.

Tuğçe gözlerini kocaman açarak çevresinde gezdirdi. Ciddi manada insanlar tedirginlerdi. Ancak Tuğçe'nin de bir şey bildiğini sanmıyordum.

"Ben bir Haluk Amca'yı bulayım. En azından onun bir fikri vardır diye umuyorum." Dedi yanımızdan fırlayarak giderken.

Tam o anda bir gürültü, uğultu tarzı bir şey duyduk. Kapının oradan geliyordu. Emre hızla oraya yönlenirken peşinden gittim. İçimde kötü, çok kötü bir his vardı. Bir şeyler dönüyordu.

Emre'nin kolunu yakalayıp kalabalığın içinden geçerken onu takip ettim. Ve kalabalığın sonuna geldiğimizde onu gördüm. Kalabalığın önünde, kollarından tutmuş iki güvenlik görevlisiyle.

"Ali?"

Ali'nin babasının yanımdan geçtiğini fark ettiğimde gözlerimle onu izledim. Ali'yi kolundan tutarak dışarı doğru iteledi. Yüzlerce insanın önünde, Ali'yi sert bir şekilde iteleyerek dışarı çıkardı. Ne oluyordu?

"Abi ne yaptın ya?" dedi Emre endişeyle Ali'nin peşinden bakarak. Ancak ben bunu izlemeye devam edecek değildim. Benim ne olduğunu öğrenmem lazımdı. Ali, ne yapıyordu böyle?

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin