Bir Kutu Çikolata

4.8K 288 31
                                    


                Ali'yle o konuşmayı yapmamın üzerinden bir hafta geçmişti. Ve sonuçta, kendi isteğim dışında bir şeyi yapmış ya da sadece olmasına izin vermiştim. Emre'yle bir haftadır adı konmamış bir ilişkimiz vardı. Yani, bana göre adı konmamış bir ilişki. Çevremizdeki herkes bize sevgili diyordu, Emre de bana canım diyordu. Bense ona hala Emre diyordum.

Emre gruptan kızlarla birlikte olmazdı. Yani en azından hiçbir zaman Tuğçe veya Melisa'ya şans tanımamıştı. Bu durum yüzünden, Nazlı'nın yaptığı "Emre sana gerçekten aşık" konuşmasıyla beraber her şey Emre'nin kapının önüne gelip sana aşık oldum demelerini sarhoşluğun verdiği bir abartmadan ibaret olmadığını gösteriyordu. Emre, bana gerçekten aşıktı. Ve ben, hala Ali'ye olan aşkımla can çekişiyordum.

Ali, kimilerine göre eski Ali olmuştu. Ancak bunu benim külahıma anlatabilirdi. Ali, bir aydan uzun ilişkiler yaşamayan, yaşadığı ilişkiler eğlenceler, geceler ve içkilerle ilgili olan biriydi. Evet, öyle biriydi o. İçindeki yaralı insana dokunmadan herkesi çevresinden savıyordu çünkü. Kalbini değil, gömleğinin düğmelerini açacak kızları tercih ediyordu. Ancak hiç bu kadar ileri gitmemişti. Ve şimdi, bunu fark edenin yalnızca ben olmadığımı anlamaya başlıyordum.

"Ali iyice zıvanadan çıktı." Dedi Emre yüzünü buruşturarak.

"Katılıyorum." Dedi Melisa başını sallayarak. Nihayet birileri benimle aynı fikirdelerdi.

"Bir hafta içinde yedi kızla takıldı sanırım. Yani arada kaçırdığım yoksa, 7 saydım." Dedi Nazlı el kaldırarak.

"Ve işin kötüsü, çevresindeki kızları bitirip eski sevgililerine sarmaya başlamış." Dedi Savaş boğazını temizleyerek. "Sıranın size de gelmesi an meselesi."

Yok artık dedim. Bu mümkün değildi.

"Ne oldu biliyor musunuz? İçinizde bilen hiç kimse var mı?" dedi Tuğçe hepimizde gözlerini tek tek gezdirerek. Başımı iki yana salladım. Ne olduğunu biliyordun aslında ama neden olduğunu kesinlikle bilmiyordum.

"Bir şey olmuş olması lazım." Dedi Emre bana bakarak. "Beni sizin evin oradan aldığı gece sana bir şey dedi mi?" diye sordu bana.

"Öyle... Öyle özel bir şey değildi. Seni eve bırakacağını söyledi o kadar." Dedim şaşkınlık ve gerginlikle. Şu an, şu ortamda aramızda yaşanan o tuhaf şeyi de, onunla konuşmak istememin sebebini de kime anlatabilirdim ki. Kimseye... Birini kendime yakın bile hissetmiyordum. İnsanlar güvenimi yıkmışlardı ve bunu hep birlikte yapmışlardı. Potansiyel düşmanım değillerdi, potansiyel düşman grubumdu onlar benim. Biri değil, hepsi birlikte ve tek sebepten nefret edebilirdi benden. Daha önce sebepsiz yere olmuştu ve bu seferki geçerli bir sebepti.

"Normaldi o gece yani." Dedi Emre bu defa Tuğçe'ye dönerek.

"Bana hiç bakma. Eş değiştirdikten sonra uzun süre dans etmedi. Bir köşeye geçip içmeye başladığını gördüm. Zaten olayın o gece olduğuna da emin değilim ben. Sabah oldu bence." Dedi Tuğçe. Bu konuşma beni iyiden iyiye geriyordu.

Yerimden kalktım. Biraz kendime gelmeliydim.

"Nereye?" dedi Emre, sevgilim olduktan sonra aldığım soluktan hesap sormaya başladığı için.

"Lavaboya gidiyorum." Dedim ve ardından kimse peşime takılmadan lavaboya yürüdüm. Lavaboya girip, ellerimi yüzümü yıkadım. Ardından da makyajımı toparladım. Aklımı Ali'den ve o sabahtan, o geceden, Ali'yi böyle nasıl değiştirdiğini anlayamadığım şeyden uzak tutmaya çalışıyordum. Bir işe yaramıyordu ama. O gece oraya gelmişti. O gece, oraya Emre'yi almak için değil beni görmek için gelmişti. Emre'nin benim için geldiğini bilmeden. Bulanık aklının onu bana getirmesini engelleyemediği için gelmişti. Bunu görebiliyordum. İnkar edemezdim. O gece, Emre'nin bana olan itirafını duyup gerçek dünyaya dönmeden hemen önce, onu engelleyen bir şeyin içinden geçerek gelmişti. Ama ne demeye gelmişti? Ne için gelmişti?

Sen Ve Ben İhtimaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin