"Evet." dedi Açil. Sesi örtüden dolayı boğuk çıkmıştı. Dario içinden üçe kadar saydıktan sonra hızla örtüyü çekti. Açil şaşkın bakışlarla ona bakıyordu şimdi. Dario Açil'in yüzündeki her mimiği görmek için dikkatle ona bakıyordu. "Pişman mısın?" diye fısıldadı sonra.

Açil bir süre ona bakan mavi gözlerin tadını çıkardı. Sonra dün onunla öpüştüğü aklına gelerek elini dudaklarına götürdü."Beni öptün." dedi Açil rüyadaymış gibi.

Dario muzip bir gülümsemeyle baktı ona. "Bence daha fazlasını da yaptım ama sen oradan başlamak istiyorsan..." dediğinde Açil yastığı Dario'nun kafasına fırlattı. "Sakın peşimden gelme." diyerek örtüyü bedenine sararak odadan çıktı hızla.

Açil dışarı çıktığında şaşkın bakışlarla ona bakan Cassandra ile göz göze geldi. Cassandra tam ağzını açacakken "Sakın." dedi Açil hızla. "Sakın bir şey söyleyeyim deme." dedikten sonra hızla odasına geçti.

Yatağa oturduğunda elleriyle yüzünü kapattı. "Ne yaptım ben?" diye söylendi kendi kendine. Dün gece Dario'nun onu öpmesinden etkilenmişti. Fazlasıyla etkilenmişti ama bunu yapmasının hiçbir mantığı yoktu. İç geçirerek "Şimdi ne yapacağım?" diye söylendi.

Bir süre ne yapması konusunda düşündükten sonra her şeyin normal olduğunu düşünerek hareket etmeye karar verdi.Her zamanki gibi duşunu alacak, saçlarını yapacak ve aşağı inecekti. Evet en doğru karar buydu ona göre.

Kararından vazgeçmeden önce bunları hızla yapması gerektiğine karar verdi. İşlerini bitirdiğinde aynaya baktı. İç geçirip "Her şey normalmiş gibi görünmek kolay. Öyle davranmak zor olan." diye mırıldandı.

Kapı çalındığında Açil kalbinin hızlanmasına lanet ederek "Kim o?" diye sorduğunda Dario içeri girip "Benim." dedi.

Açil en güzel gülümsemelerinden biriyle gülümseyip "Bir şey mi oldu?" diye sordu.

"Olmadı mı sence?" 

Açil güçlükle yutkundu. Bakışlarını kaçırarak "Senin için sıradan bir sabah, değil mi?" diye sordu neşeyle. Sonra Dario'nun yanına ilerleyip "Karnım çok aç. Kahvaltıya iniyorum." dediğinde Dario belinden tutup onu kendine çekti.

"Gerçekten mi Açil? Böyle mi davranacaksın?" .

Açil yanan bakışlarla Dario'ya baktı. "Diğer kadınlar ne yapıyordu Dario? Bileyim de ona göre davranayım." 

Dario gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldıktan sonra "Sadece ortamı yumuşatmaya çalışıyordum." dediğinde Açil gözlerini devirdi.

"İstediğini aldın işte. Şimdi benimle kavga edip sonrasında öpmene gerek yok. Aklından sevişirsek ne olur diye geçirmene de gerek yok. Biliyorsun çünkü artık. Şimdi izninle, aşağı ineceğim." diyerek Dario'yu itti ve odadan çıktı.

***

Ariel eşyalarını toplayan Breanna'ya baktı. "Erken değil mi?" diye sorduğunda Breanna gülümsedi.

"Artık gitmem gerek Ariel. Biliyorum çok acımasızca bir şey yapıyor olacağım ama annem ve babamla büyümek nasıl bir şey bunu merak ediyorum."

"Peki siz her şeyi değiştirdiğinizde ben sizi unutacak mıyım?" 

Breanna içten bir şekilde gülümsedi. "Valerie'yi sana bıraktığım için unutmayacaksın Ariel. Gelecekten bir şey yanında olduğun sürece geçmişinin değişmesinin bir önemi yok."

"Siz ailenizle büyümek için giderken kızınızı ailesiz bırakacaksınız." dediğinde Breanna bir süre yerinde kaldı. Sonra ayağa kalkıp Ariel'in yanına geldi. "Geri döneceğim Ariel. Ne olursa olsun geri gelip kızımı alacağım. Sana söz veriyorum."

"Peki Açil ve Dario'nun size teyzenizden daha iyi bakacağına nasıl emin olabiliyorsunuz?" 

Breanna iç geçirdi. "Bilmiyorum Ariel ama benim annem ve babam onlar. Bana en iyi bakacak insan onlar olmalı, değil mi?" 

Ariel'in bakışları Valerie'yi buldu. "Belki kavga etme nedenleri başka bir kadındı ve bu kaybolduğunda bütün sorunlar çözülecek." dedi Ariel heyecanla.

Breanna bir süre endişeyle ona bakan arkadaşına baktı. Sonra "Bir kız ağaçtan düşmüştü hani, hatırlıyor musun Ariel?" dediğinde Ariel'in gözleri irileşti.

"O küçük kız Açil miydi? Biz zamanda daha geriye de mi gittik?" dedi Ariel şaşkınlıkla.

"Sadece o zaman. Benim annem aslında o zaman yaralanıyordu. Ve tüm güzelliğine rağmen dans etmek gibi hızlı hareket etmesi gereken şeyleri yapamıyordu." dedikten sonra iç geçirdi. "Sadece ona bu şansı verdim. Babamla eşit olma şansını. Tüm kavgalarının nedeni de annemin bu küçük sakatlığı kendince büyük sorun haline getirmesiydi."

Ariel bu kadar çok gerçeği üst üste sindirmekte zorlanıyordu. Yine de Breanna gitmeden önce bilmek istediği şeyleri sormalıydı. "Peki siz zamanda seyahat edebildiğinizi nasıl fark ettiniz?" dediğinde Breanna içten bir şekilde gülümsedi. Muzip bir ifadeyle "Bunu bilmek istemezsin belki." dediğinde Ariel "Bilmek istiyorum." dedi.

"Torunumuz gelip beni buldu. Kendisi çok yaramaz bir kız çocuğu." 

"Yani.. bizim çocuklarımız evlenecek mi?" 

Breanna başını sallayarak onayladı. "Serena da seyahat yeteneğine sahip. Bu sadece büyükanneden kız toruna geçiyor ve sadece bir toruna geçiyor. Serena Stephan'ın öldüğü gece zamanı geri sardı. Yoksa Stephan ölmüştü. Adam şah damarını kesmişti. Ve Serena o gün ölen birini geri getirdiği için tüm gücünü yitirdi."

"Ama siz de..." 

"Ben kraliçeyim. Normal bir gezginden çok daha güçlüyüm Ariel."

Ariel başını salladıktan sonra gülümseyerek "Nasıl biri?" diye sordu.

Breanna gülümseyerek "Torunumuz mu?" diye sordu.

Ariel başını sallayınca Breanna iç geçirdi. "Prenses Elizabeth hayatımda gördüğüm en güzel kız." dedi neşeyle.

19.09.2019

Başkasına Aitsin -Tamamlandı-Where stories live. Discover now