0⃣2⃣

75 6 0
                                    

Gözlerimi açtığımda karşımda tahminen 23-24 yaşlarında üç tane oğlanla karşılaştım.''Nerdeyim ben?''dedim ve başımı tutarak yataktan doğruldum.  Kısa boylu olan çocuk uzun süren sessizliğin ardından konuşmaya başladı,

"Burası bizim evimiz. Ben D.O."

"Ben Kai."

"Bende Chanyeol."

Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. "Birincisi ben size adını sormadım, ikinciside benim burda ne işim var acaba söyler misiniz?'' dedim sinirle.''Bak seni buraya götürmek zorunda kaldık lütfen başımızın etini yeme.'' dedi isminin Kai olduğunu öğrendiğim esmer çocuk. ''Ben mi sizin başınızın etini yiyorum? Pardon ama sen beni buraya getiren sendin ve benim kardeşim- KARDEŞİM!''

{Alanis'in Ağzından}

"Off nereye kayboldu bu ya?" diye söylenirken aynı zamanda da eve doğru yürüyordum. Bir kaç adım attıktan sonra birisinin kafama vurmasıyla gözlerim kapandı.

(1 Saat sonra)

Gözlerimi  açtığımda çok karanlık bir yerdeydim.

"Aldın mı kızı?''

''İçeride.''

''Neyse ona sonra bakarım."

İyiki yanımda bir tane bıçak taşıyormuşum. Ne olur ne olmaz diye kurtlardan korunmak için hep yanımda silah olurdu. Adrienne'nin bildiğimden haberi yoktu. Bildiğini ne kadar bizden saklamaya çalışsa da bildiğini biliyorduk.

Oyalanmadan elerimdeki ipleri kesmeye başladım. Hemen bileklerimdekini de kesip el fenerini alıp, açtım. Sessizce kapıya doğru yöneldim.''Kahretsin!" Pet şişeye basmıştım ve ses çıkmıştı.

''O neydi?''

"Bakıyorum hemen ''

''Hadi bakalım!''deyip bıçağımı çıkardım. İçeri girdiğinde ense kökünden bıçağı sapladım. O da pençeleriyle benim bacağımı kanattığında acıyı umursamadan koşmaya başladım. "YAKALAYIN!'' diye bağırdıkların duydum. Peşimden koşuyorlardı. Bir kurt üzerime atlayıp beni yuvarladığında beni yakaladılar.''BIRAKIN BENİ!" dediğimde arkadan bir uluma sesi geldi. "Defolun. Buradan."
Scott? Kurtlardan biri insan haline dönüşüp kahkaha atmaya başladı. "Hadi ama Scott...O sadece değersiz bir insan. Hem o avcıların soyundan gelme. Beni durdurman için bir sebep yok?" dedi. Çocuğu tanımıyordum fakat piç olduğu belliydi. Scott gülerek bana yaklaştı. "Değersiz dediğin geleceğin kurtuluşu Nathan. Her neyse, şimdi. Kızı rahat bırakıyor musunuz Yoksa anladığınız dilden mi konuşayım?" Scott gerçek bir alfa olduğu için kimsenin ona bulaşabilecek gücü yoktu. Fakat aklıma takılan tek şey bana geleceğin kurtuluşu demesiydi.

İsminin Nathan olduğunu öğrendiğim çocuk ellerini havaya kaldırarak önümden çekildi. "Al senin olsun." Açıkçası yine de Nathan'ın bir bokluk çıkaracağını düşünüyordum. Scott'tan yüz ifadesine bakarsak, o da beklemiyor gibiydi.

Beni kucağına alıp koşmaya başladı. Resmen saniyelerle onların evine geldik. Allison (kuzenim)'da buradaydı. Hemen sarıldım.''İyi misin?'' dedi endişeyle. Gülerek, ''Bacağım dışında iyiyim.''

Hemen pasuman yaptı. Aynı zamanda da Scott da olayları anlatıyordu.''İnanmıyorum ya peki Adrienne neredeydi?" diye sordu Allison. ''Onu bilmiyorum markete gittim ve beklemesini söyledim. O sırada da bir yere gitmiş."

"Nasıl yani?"

''Bilmiyorum ki Scott. Marketten çıktığımda yoktu."

''Arasana bir Allison."

"Tamam."

4 kere aradığı halde açmamıştı. "Bir saat sonra terkrar ararım.'' Kafamı olumluca sallayıp beklemeye başladım.

[Adrienne'nin Ağzından]

"Ya kardeşim nerede ya of!" dedim aynı zamanda da bir sağa bir sola gidiyordum. Yerimde durup çocuklara döndüm. ''N'olur beni evime götürün n'olur''

''Olmaz orası şuan olmaz güvenli değil. Kökünü alabilirler. Kardeşin için endişelenme. O iyi olacaktır." dedi Kai.''Ya sizde gelin benle ama eve gitmem gerek n'olur'' "'Tamam,'' dedi Chanyeol.''Kai, biz varken kokusunu alamazlar.'' dedi D.O, Kai'a bakarak. Kai pes ederek, "Off peki '' dediğinde yerimde zıplayacakken durdum. Ne yapıyorum ben ya?

Kai bizi ışınlamak için hazırlanırken D.O, Kai'ı durdurdu. "Henüz o kadar güçlü değil. Eminim ilk sefer ki gibi bayılacaktır ya da daha kötüsü...Onu tehlikeye almayı istemeyiz." Kai haklısın der gibi kafasını salladı.

Henüz o kadar güçlü değil.

Henüz derken?

Eve yürüyerek gitmeye karar vermiştik. Sonunda eve varıp kapıyı açtığımda Direk Alanis'in odasına gittim. Orada yoktu.''Eee ne yapacağız burada?'' diye sordu alayla Kai. ''Siz mutfağa gidin ben geliyorum.''dedim. Pekala onları kandırmıştım. Alanis'in bulmam gerekiyordu.

Hemen yeniden yukarı odama çıkıp okumu aldım. Soyumuzda avcılık vardı. Bunu uzun zamandır biliyordum. Bu yüzden kendi kendimi geliştirmiştim. Ne olur ne olmaz diye de babam gizliden beni çalıştırıyordu küçükken. Sanırım sadece ben biliyordum.

Alanis'i nereye kaçırdıklarını düşünürken aklıma eski okul geldi. Oraya kimse gitmeye cesaret edemezdi. Eminim oradaydılar. Camdan atlayacaktım zaten 1. kat bir şey olmaz. Değil mi? Bir anda kendimde o cesareti bulup camdan aşağıya atladım ve koşabildiğim kadar koştum. En sonunda nefes nefese eski okula vardığımda kapıyı açtım. Kapı gıcırdadığı için sesi duymuş olmaları lazım ama yine de içeri girdim. Arkamdan bir çatırtı geldiğinde birinin beni fark ettiğini anlamış ve koşmaya başlamıştı. Hemen okumla bacağına ve gözüne isabet ettidim. Öbürkileride gelmeye başlıyordu. ''Hadi şimdi başlayalım.'' Takla atarak ''Burdayım!'' deyip yüzüne isapet ettirdim.

Birden karşıma o 3 aptal belirdi ''Lanet olsun sizin burada ne işiniz var?!'' Arkamı döndüğümde bir kurt adamın bana yaklaştığını gördüm. Okumu karnına isapet etirdim. O sırada tam başka bir kurt adam pençelrini karnıma saplayacakken D.O önüme geçti. "D.O?! Hayır!"

...

Huh! Biraz geç geldi farkındayız. Aslında dün gelecekti hatta hazırdaydı ama bir aksilik çıktığı için yayınlayamamıştık. Lütfen oy ve yorum yapın!! Özellikle YORUMMMMMMM...

Multi: Alanis

- Zeynep

Red MoonWo Geschichten leben. Entdecke jetzt