4.

3.8K 262 9
                                    

Not: Multimedia'da bölüm şarkımız var. Bir de Kralı hayal etmenizi istiyorum. Sizce dış görünüşü nasıl? Lütfen yorum ve vote yapın. İyi okumalar!

4. 

“Bayan Ivory’yi getirin.” Bu emre koşmaktan son anda vazgeçen kralın sağ kolu olan adam –Fallon- krala geri döndü.

“Hangisi, efendim?”

“O küçük ca- o küçük şeytandan soyadıyla bahsedecek kadar hazzetmiyorum. Gwael Ivory.” Açıklamaya gereksinimi yoktu ama canı istemişti. Fallon kafasını olumlu anlamda sallayıp dışarı çıktı.

5020. odanın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. 5000’li odaları sevmiyordu. Oradaki insanlar genelde acınası durumda olurdu. Kapı tanıdık “bzzzt” sesiyle açıldı.

“Ne istiyorsunuz?” dedi Gwael. Her zamanki gibi kapıya sırtı dönüktü.

“Kral seni çağırıyor Gwael.”

“Fallon?” Gwael yüzünü ona döndü.

“Evet,” dedi adam yarım bir gülümsemeyle.

“Sen çağırma işlerine gelmezdin?” Bu bir soru değildi ama Gwael anlamamış gözlerle ona bakıyordu.

“Ivory’ler söz konusu olduğunda ben çağırıyorum artık, canım.”

“Pekala. Bu sarayda bana iyi davranan tek insanın beni çağıracak olmasına sevindim. Diğerleri… bilirsin… sürüklüyorlar.”

Fallon’ın gözleri acımayla parladı ama bir şey diyemedi.

“Haydi gel, Kral Pauperem bir laf etmesin.”

“Kim bilir ne istiyor gene…” diye mırıldanarak Fallon’u takip etti Gwael. Bu sarayda sevdiği tek kişi Fallon’dı. Nazikti ve kölelere acı çektirmeyi sevmezdi. Gwael Fallon’ın kırılganlığını seviyordu.

***

Küçüklüğünden beri, Magnabellum’un ne olduğunu bilen tek kişi Gwael’di. Ona inanmış ve yardım etmişti. Şimdi kralın onun cadı olduğunu öğrenmesini sağlayabilecek tek insanın Gwael olduğunu biliyordu Bellum. Ailesinden başka bir tek annesine söylemişti o da inanmayınca bir büyüyle unutmasını sağlamıştı.

Gwael’e nasıl söyletmişti bunu kral kim bilir. Sinirle tırnaklarını avuçlarına batırdı. Şimdi lanet olasıca bir işi vardı; saçlarını yapmalı ve ona verilen kıyafetleri giymeliydi. Z rütbesi kralın karşısına çıkacaktı. Tabi ki gece için. Magnabellum içinden onu seçmemesi için dua ediyordu. Maalesef bu sarayda büyü yapmasına imkan yoktu!

Şimdilik. Bellum bir yolunu bulacaktı.

***

“Bana küçük Ivory’nin sırrını söylediğin için teşekkür ederim, Gwael Ivory.” Kral küçümseyici bakışlarını Gwael’in üzerine dikmiş, gülümsüyordu. “Artık kardeşinle birlikte kalacaksın. Benim için çalışmasının şartı buydu.”

“Senin iç- sizin için çalışması mı?!” Gwael adamın üzerine saldırmamak için kendiyle savaşıyordu.

“Evet, canım, benim için. Özel güçleri boşa mı gitsin?” Kral çalışanlarının yanında Magnabellum’un cadılığıyla ilgili tek kelime etmiyordu. Bu sarayda onun cadı olduğunu bilen üç kişi vardı;

Kral Pauperem, Gwael ve Magnabellum. Kral Fallon’a bile söylememişti ama adam bu sırrı Gwael’den öğrenmeyi planlıyordu.

“Onu kullanmayın,” diye tısladı Gwael.

“Onu düşüneceğine sevinsene! Z rütbesi biriyle kalacaksın. Çekilebilirsin.”

Gwael Fallon’ı takip ederek Bellum’un odasına gitti. Eşyaları götürülmüştü bile. Magnabellum hararetli bir şekilde hazırlanıyordu. Gwael’in geldiğini görünce sevindi, ama sırrını söylediği için hala ona kızgındı. Yine de bu konuyu sonra açmaya karar verdi.

“Bu akşam Z’ler kralın huzuruna çıkıyor. Hazırlanmamı emrettiler.”

“Ah, anladım. Yardım edeyim mi?”

“Ben makyaj yaparken saçlarımı yapsan fena olmaz.” Eskiden olduğu gibi kıkırdadı Bellum. Ablasını çok özlemişti ama ona kırgın olduğundan fazla sevgi gösteremiyordu. Gwael onun bildiğini düşündü, herhalde sonra konuşmak istiyor, diye geçirdi içinden.

Birbirlerini iyi tanıyorlardı.

Yarım saat sonra Bayan –Magnabellum- Ivory hazırdı. Çok güzel olmuştu. Bu kadar güzel olmayı istemiyordu aslında.

“Kesin beni seçecek,” dedi ablasına. “Bana işkence etmek istiyor. Bir ucubeyim gözünde.”

Diğer kızların sıralandığı yere gitti ve beklemeye başladı.

Uzun saçları beline geliyordu, ablası onları dalgalı yapmıştı. Kendisine verilen altın sarısı, gösterişli elbiseyle çok… çok çekici görünüyordu. Elbise dar kesimdi ve vücut hatlarını gözler önüne seriyordu.

Kral, Fallon’la beraber kızların önünden geçti. Onları süzüyordu.

Magnabellum’a asır gibi geçen dakikalar sonucu isim dudaklarından döküldü.

“Magnabellum Ivory.” Kız, içinden sağlam bir küfür savurarak bir adım öne çıktı. Ağlamak istiyordu. Ona bu seçimin ne için olduğu söylenmemişti, ama Magnabellum bunun ne olduğunu tahmin ediyordu.

Belki de tahmininden farklı bir şeydi.

Bir Cadı; MagnabellumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin