Sinirle onu itip "Onat dur!" diye emreden sesim üzerine , dudaklarımdan uzaklaşarak yolunu değiştirmeyi tercih etmişti.
Engel olacağımı bildiğinden kollarımı bedenimin iki yanına sabitleyerek kazağımdan açıkta kalan boynumu öpmeye başladı.

Artık çıldırmanın eşiğine gelmiştim. Resmen isteğim dışı beni taciz ediyordu! Yüksek bir sesle bağırarak öfkeyle "Onat!" dedim. "Hiçbir şey anlayamıyorum. Bu ne? Ne yapmaya çalılıyorsun sen?"

Önümde diz çöküp kafasını kaldırdı. Şaşkınlıkla gözlerinin etrafının kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Sanırım ben kızlarlayken epey daha içmişti. Kısa olan kazağımdan görünen göbeğimi küçük ısırıklarla öpmeye başladı. Kısa süreli bir şoka girmiş olduğum yerde bir süre kalakaldım. Onat ilk defa bu kadar ileri gidiyordu.
Ne istediğini tamamen belli ediyordu biliyordum fakat bunu konuşmuş olmamıza rağmen neden böyle davrandığını bir türlü anlayamıyordum. Ne değişmişti?

"Onat yeter artık , dur! Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Bak bu konu hakkında konuştuk , buna hazır olmadığımı biliyorsun. İstemiyorum! Lütfen tekrar başlamayalım."

"Başlamıyoruz zaten güzelim bu gece direkt neticeye bakıyoruz." diyerek ilerleyip arkamda kalan yatağa itti beni. İşte şimdi tedirgin olmaya başlamıştım. Üç aydır beraberdik , daha öncede yanımda içtiği olmuştu ama ilk defa bana böyle davranıyordu. Tanıdığım Onat değildi sanki. Beni dikkate bile almıyordu!

Kazağımı bir kuvvetle çekiştirip çıkardıktan sonra üzerime uzanmıştı. Altında sadece sutyenle kalmıştım. Sakin olmaya çalışarak bekledim. Sırf acaba isteyecek miyim diye bekledim. Boynumdan başlayıp aşağıya doğru ilerledi dudakları. Bütün bu olandan zevk almam gerekmez miydi ? Oysa ben istemiyordum bile. Midem bulanmaya başlamıştı ve bunun kesinlikle içtiğim bira ile alakası yoktu. Doğru düzgün içtiğim bile söylenemezdi ki!

Harekete geçtim. "Onat yeter artık! İstemiyorum anlamıyor musun?" dedim altından kalkmaya çalışarak. Sesimi daha da fazla yükseltmiştim , başka türlü onu durduramayacaktım.

"Mehir beni zorlama , bu iş bu gece bitecek! Yeter , kaç aydır bekliyorum. Yeter artık! Hem neye hazır değilsin , söylesene? Anlayamıyorum. Sadece ufak bir acı. Hem sonrasında çok seveceksin inan bana.

Duyduklarım karşısında beynimden vurulmuşa döndüm. Bütün bunlar aslında gerçek düşünceleriydi. Hiç dile getirmemişti , şimdi sarhoş kafayla bütün hislerini ve varsa döküyordu. Hem duyduklarım hemde yaşadığım şu anın etkisiyle gözlerim dolu dolu "Bana bunu zorla mı yapacaksın yani?" diye sordum.
Kafasını kaldırıp suratıma baktı. Yüzünden kararsızlığı okunuyordu ama biliyordum. Bir anlık kararsızlıktı bu , beni dinleyemecekti. Durmayacaktı.
O sırada boş bulunmasından yararlanıp bedenini üzerimden sağ tarafa atıp yataktan kalktım. Öylece uzanmış kafası karışmış bir halde bana bakıyordu.

"Eğer bunu seninle yapacaksam da sarhoş olmamanı yeğlerim. Bu şekilde değil!"
Yatağın üzerinden kazağımı alıp kapıya doğru ilerledim. Yaptığına inanamıyordum!

Ben odanın dışına çıkarken aynı anda karşımdaki odadan bir adam çıktı. Kafamı biraz kaldırınca göz göze geldik. Kaşlarımı kaldırarak adamı incelememe engel olamadım. Pek elimde değildi açıkcası. Muhteşem saçlar, canlı yeşil gözler, sanırım gördüğüm en güzel yeşiller! Sanki haftalarca güneşte bronzlaşmış gibi esmer bir ten, iri bir vücut ve topuklularımla bile heybetli görünen upuzun bir boy. Ve şaşırtıcı bir şekilde oda beni kesiyordu. Ya da hayır aslında gözleri tam olarak boynumun bir karış aşağısı ile göbeğimin bir karış yukarısındaki bölgeye odaklanmıştı. Bakışlarını takip ederek baktığı yere baktım. Seslice bir "Kahretsin!" koyuverdim.
Henüz kazağımı giymemiştim ki!
Bir çırpıda kazağımı üzerime geçirip tekrar kafamı kaldırdığımda demin baktığım yerde yoktu.
Gitmiş miydi yani ? Ne ara kaybolmuştu ?

Omuzlarımı silktim. En azından bu şekilde başka birine yakalanmamıştım. Eh o birini de bir daha nerede görecektim sanki.

Aşağı inip kalabalığın arasından geçerek oturduğumuz köşeye doğru ilerledim. Masadaki içkilerden birini yudumlayarak düşünmeye başladım. Neler olmuştu? Yanlış mı yapmıştım acaba? Fazla fevri tepki vermiş olabilir miydim ? Hayır hayır ben en doğru olanı yapmıştım. Hak etmişti!

Peki odadan çıkarken bana olan bakışları? Duygusuzca davranmış olabilir miydim? Aslında üşününce ben Onat ile öylesine bir ilişki içerisinde değildim ki. Bu meseleden dolayı biter miydi? Bu ilişkiyi bitirecek bir durum muydu? Evet!

Onat , ailesi , eğitim seviyesi , herşeyi ile bana uygundu. İç sesimi dinlemedim. Yanında olmalıydım. Varlığımı hissetmeliydi ve benden bu gece için özür dilemeliydi. Sonra her şey eskisi gibi olabilirdi. Bir daha yapmazdı ve tamam işte! Hayır!

Yerimden kalktım. Adımlarım beni tekrar bulunduğumuz odaya yönlendirdi. Uzun koridorda ilerleyip merdivenleri çıktım. Ve öylece de kaldım.
İleride tam Onat'ın odasının önünde bir kadın dikiliyordu. Buranın müşterisi olduğu belli sınırda mini bir etek, göğüslerinin altına ancak gelmiş bir büstiyer ve yandan gördüğüm kadarıyla bir çift iri göğüs. Ne! Beni fark etmemişti.
İyi de sevgilimin odasının önünde ne işi vardı bu şırfıntının? Kapıyı tıklattı. Bir saniye içeriye mi giriyordu o? Ha!

Donup kalmış şoktan hareket edemiyordum. Bir süre uyuşan beynimi kendine gelmeye zorladım. Olduğum yerde şöyle bir silkinip kapının önüne doğru koşmaya başladım. Kapının önüne geldiğimde kulağımı dayayıp dinlemeye çalıştım.
Ama hiçbir şey duyulmuyordu. Açsam ? Olmaz farkederlerdi. Başka ne yapabilirdim ?

Bakışlarım kapının kulpuna asılı 'Girmeyiniz' yazan kartı bulduğunda ne yapacağımı hemen bulmuştum. Kartı azıcık yana kaydırmayı denediğimde kapının biraz eski usule kaçan o anahtar deliği kısmının boş olan, hatta epeyce bir boşluk olan kapılar gibi olduğunu gördüm. Doğru tahmini etmiştim!
Etrafıma kısaca göz gezdirip kimsenin beni görmediğini iyice teyit ettikten sonra eğilip boşluktan odanın içini görmeye çalıştım.

Yatak odanın tam ortasına kurulmuş olduğundan ne halt yediklerini görmek hiç zor olmamıştı.
Kız odaya gireli daha beş dakika bile olmamıştı ve
eteği sıyrılmış Onat'ın üstündeydi! Daha fazlasını göremiyordum. Görmeyi istediğimden de emin değildim zaten. Onat bunu nasıl yapabilmişti? O peşimde kul köpek olan adam?
İçeride beni aldatıyordu! Üstelik yanından yeni ayrılmıştım, burada olduğumu bile bile yapıyordu bunu. Aşağıda sandığı varlığımdan dahi çekinmiyordu! Düşüncelerimden sıyrılıp kızın eteğinin üzerinden çıktığını fark ettiğimde midem daha fazlasını kaldırmıyordu.

Kendimi hızla geriye çektim. Çektiğim anda sırtımı duvara yaslamayı beklerken kendimi yerde bir bedenin üzerinde, sırt üstü uzanıyor halde buldum. Çok sert bir beden! Bitmemişti bu gece yaşadığım aksiyon!
Altımdaki bedeni görmek adına üzerinde kendimi döndürüp yüzünü görebilecek konuma geldiğimde aynı yeşil gözlerin kararmış haliyle karşı karşıya geldim bu sefer. Yine dayanamadım. Gözlerim yerinde durmuyordu! Yeşilleri yakından çok daha güzeldi. Esmer teninde nasılsa tek bir iz bile yoktu. Yüzü kusursuzdu. Hareli gözleri, çizilmiş gibi kaşları, burnu , herifin kirpikleri bile benimkilerden uzundu be! Hafifçe çıkmış sakalları ve dolgun dudakları ile hayranlık uyandırıyordu. Adaletsiz dünya!

Kaşlarımı çattım. "Acaba onları gözetlerken beni yakaladı mı?" diye düşünürken o , o mükemmel ağzını açtı ve kaşlarını sanki şaşırmış gibi kaldırarak aynen şöyle dedi: "Doğrusu bu kadar hızlı olmanı beklemiyordum."

KORजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें