16.Bölüm-Anlaşma

7.6K 529 38
                                    

Bugün fazlasıyla kötü bir ölüm haberi aldım.  Sayfalarca yazmak istesem de yaşananların ağırlığı, yazmamın önüne geçti. Son zamanlarda sınava da yoğunlaşmış bir şekilde olduğumdan, burayı boşladım. Bu yüzden bir karar aldım, müsait olduğum zamanlarda yazacağım sadece. Onun dışında kendimi daha fazla yıpratmayı düşünmüyorum. İyi okumalar dilerim.
❄️

Titreyen ellerimi kontrol altında tutmak adına hayli çaba harcadım. Zafer çanlarının sesi, kalbimin derinliklerinde yankılanıyordu. Küçükken sevmediğim birini kızdırdığım zaman bile bu kadar tatmin olduğumu hatırlamıyordum. Hades'in suratının ani değişimini izlemek, bana inanılmaz bir haz vermişti. Ne diyebilirdim ki, intikamcı bir yapıya sahiptim. Bir gün içimde ki intikam hırsının, beni bitireceğini bile bile hareket ediyordum.

Odamın içinde dönüp durmaktan vazgeçtim ve şömineye doğru yaklaştım. Bir kalem ve kâğıdım olsaydı alevlerin eşsiz ritmini renklerle ifade edebilirdim. Burası çok sıkıcıydı ayrıca annemi ve ne kadar itiraf etmek istemesem de Jamie'yi özlüyordum. Daha önce annemle hiç bu kadar uzak kalmamıştım. Ani ruh hâli değişiklikleri beni oldukça yoruyordu. Beş dakika öncesine kadar kahkaha atan ben, şimdi özlemimden ağlıyordum. Yeraltının havası bana iyi gelmemişti.

Saten çarşafı açtım ve yatağın içine kıvrıldım. Makyajımla birlikte akan gözyaşlarım, yastığın kılıfında simsiyah izler bıraktı. Uyuyunca geçeceğini umarak gözlerimi kapattım.

❄️

Yere düşen yağmur damlalarının sesi, rüyama hâkim olmuştu. Kafamı gökyüzüne doğru kaldırdım. Güneş, bulutların arkasına saklanmıştı. Üst üste çakan şimşekler, binevi Güneş görevi görüyordu. Bir tepenin üzerindeydim, ıslak çimenlerin üzerine boylu boyunca uzanmıştım. Güçlükle ayağa kalktım ve beyaz elbisemi düzelterek ilerlemeye başladım. Ben ilerledikçe fırtına artıyor, şimşek sesi daha yakından duyuluyordu. İçimden bir ses, bu rüyada annemin parmağının olduğunu söylüyordu. İçimde ki sesin doğru çıkmasını ümit ettim çünkü annemi fazlasıyla özlemiştim.

Rüzgârın melodik uğultusu, kulaklarımda yankılanmaya başladı. Tenimin karıncalandığını hissettim, rüyadan çok gerçek gibiydi. Sonra onu gördüm. Sapsarı saçları, rüzgârın etkisiyle geriye doğru savruluyordu. Fazlasıyla kilo vermiş, bitkin düşmüştü. Mavi gözlerini saran kırmızı halkalar taptazeydi. Jamie, tam olarak karşımda duruyordu. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Özlemimin ağır basması, şu an ağlıyor olmam gerekiyordu. Fakat hiçbirini hissedemiyordum.

O karşımda duruyordu ve ben, heyecanlı bile değildim. Bir zamanlar tüm kalbimi saran duygularım, tarihin tozlu sayfalarına karışmıştı. Hiç olmamış gibiydi, hiç yaşanmamış. Gözlerinde ki hüznü, her bir hücremde hissediyordum. Bir zamanlar en yakınım olan kişiyle aramıza buzdan duvarlar örülmüştü. Aşk, tüm duvarları yıkardı fakat içimde aşka dair bir şey kalmamıştı. En azından ona karşı.

Jamie bana doğru ilerlemeye başladı. Bedenim ilkel bir rahatsızlık ile dolup taşmıştı. Yine de sessizliğimi korudum. Zaten söylenecek ne kalmıştı ki geriye? Cümleler, tıpkı Jamie ve ben gibi yarım olarak kazınmıştı dudaklarıma ve kalbime. Jamie tam önümde durdu, keskin kokusu ciğerlerime doldu. Ellerini ceketinin dibine sokmuş, öylece bana bakıyordu. Acı bir tebessüm yayıldı yüzüne. Tam o an, yaptıklarımdan dolayı utandım. Bunu hak etmemişti.

''Kore,''dedi özlem dolu bir sesle. Titreyen nefesi, tenime sert bir şekilde çarptı.

''Jam,''dedim güçlükle. Başka ne söyleyebilirdim, bilmiyordum. Fakat o, kafamda kurduğum tüm cümle senaryolarını söküp attı ve bana sıkıca sarıldı. Parmaklarının tenimde ki baskısı, rüyadan çok gerçeği anımsatıyordu. Yine de öyle güzel sarılmıştı ki onu sevmediğim için pişman olmuştum.

Buzdan CehennemOn viuen les histories. Descobreix ara