8.Bölüm-Gökkuşağında ki Siyah

9K 638 123
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyin, iyi okumalar :)
-

Jamie, beni buradan uzaklaştırmıştı. Wings adlı bir mekânda oturmuş, hiçbir şey olmamış gibi kahvelerimizi içiyorduk. Öyle bir durumdaydım ki, makarna tanrısı gerçek deseler inanabilirdim.

İnançların uğruna savaşlar bile yapılmıştı. Herkesin, kendine göre savunduğu gerçeklikler vardı. Bu gerçeklikler, hayatımızın merkezindeydiler. Bir bina düşünün, neredeyse otuz katlı. İnançlar ve doğrularımız, bu binanın temelini oluşturuyor. Devamı ise sonradan edindiğimiz bilgiler. Bir deprem oluyor, temelinizi parçalara ayıracak şiddette. Binanın hasar almama olasılığı kaç? Tabi ki sıfır.

Tüm inançlarım, yıkılmıştı.

Yaşamım boyunca Tanrı'ya inanmamıştım. Hep sorgulamıştım, Tanrı insanoğlunu bu kadar seviyorsa neden onları terk etti, diye. Çok iyi hatırlıyorum, henüz sekiz yaşlarındaydım. Herkesin ailesi, okulun çıkışında çocuklarını almak için beklerdi. Kız çocukları, babalarına kocaman öpücükler verirlerdi. Beni, almaya gelen kimse yoktu.

Tanrı'ya dileklerimi bir balon eşliğinde yolladım, babamı istediğimi yazıp, balonun üzerine renkli bir not kâğıdıyla yapıştırdım. Yıllar boyunca bekledim, çocukluk aklı işte. Ne babam, ne cevap geldi.

Bende Tanrı'ya inanmayı bıraktım, tıpkı onun, beni babasız bıraktığı gibi.

Tanrı'ya inancımı bıraktığım gün, mucizelere ve iyiliklere de inanmamaya başladım.

Üzüntümü, sevincimi, her şeyimi içimde yaşadım. Gözyaşlarımı, kalbime akıttım. Kimsenin, gerçek beni ve duygularımı görmesini istemedim. Şimdiyse, ağlıyordum, geçmiş tüm yılların acısını çıkarırcasına.

Jamie, kollarını bedenime sardı ve saçıma öpücükler kondurdu. Uyuşturucu etkisi taşıyan dokunuşları vardı. O yanımda olmasaydı, ölümsüz olduğum söylendiği hâlde ölmeyi deneyebilirdim. Sonuç alamayacağını bildiğin hâlde intihar etmek, güzel bir şey olmalıydı.

"Sümüklerini tişörtüme akıtman çok romantik olsa da, ağlamana son vermelisin."dedi Jamie gülerek.

"Annem, beni kandırdı."

"Kore, kendine göre sebepleri vardı. Seni, Hades'ten korumaya çalışıyordu."

"Neden?"

"Moiralar, Hades'in, seni kaçıracağını söylediler."

"Moiraları sikeyim, Hades'i de sikeyim. Olimpos'u sike-"Güçlü bir şimşek, havaya hâkim olduğunda söyleyeceklerimi yuttum.

"Bence sikmeye son ver, yoksa baban şimşeklerini, götümüzde patlatacak."

"Peki, şimdi ne olacak?"

"Olimpos'ta eğitim göreceksin, eğitimin bittiğinde kalmak istemezsen buraya dönebiliriz."

"Ya eğitim görmeyi istemiyorsam?"

"Böyle bir imkânın yok."dedi ve burnunu, burnuma sürttü.

"Her şey bir anda değişti Jam, biz bile."

"Biz aynıyız sevgilim, yıllar boyunca senin yanındaydım Kore. Her seferinde sevgiliydik, birbirimize âşıktık. Hafızanın benle ilgili kısmını silmek zorundaydık çünkü her seferinde, yeniden karşına çıkacaktım."

"Bana, bizi anlat."

"Hayır, bu sefer değil. Bu sefer, yaşayacağız. Anlatmak yok."

Buzdan CehennemWhere stories live. Discover now