Serena bakışları uzaklara dalan adamı izledi bir süre. Bahçede birlikte koştukları zamanı hatırlayarak iç geçirdi. Zaman ne kadar çok şey alıp götürmüştü onlardan. Ve nedense sonrasında çok güzel şeyler verip yine bir taraftan almıştı. Sadece başını salladı. Bu konuyu konuşmak istemiyordu.

"Dario evlendi biliyor musun?" dedi konuyu değiştirmeye çalışarak.

"Bunu duyduğum için geldim zaten."

"Stephan kızı görmen lazım. O kadar tatlı ve güzel ki... Onu görünce sen de çok seveceksin." dedi.

Stephan başını salladıktan sonra "Kraliçe ve o kızın bağlantısı olduğunu biliyor musun?" dediğinde Serena durakladı. Saray insanlarından çok da hoşlanmıyorlardı iki kuzen. Bir zamanlar kralı çok sevmişti Serena. Uzaktan ve öylesine içten sevmişti ki bu aşk artık onu rahatsız ediyordu. Kralla tanıştıktan sonra yapabildiği tek şey onunla bir gece geçirmekti. Kral başka bir kadını sevdiği halde onunla birlikte olmuştu. Ve bir mendil gibi bir köşeye atılmıştı kral tarafından.

Serena yaşadıklarını unutmak için başını iki yana salladı. "Bilmiyordum." dedi sonra.

"Sonuçta kraliçeden Dario'yu evlendirmesini istemedin mi?" diye sordu.

"Kraliçe gayet kibar yetiştirilmiş iyi kalpli biri. Dayısı gibi herkesi korkutan biri değil. O yüzden gelinimin onunla bağlantısı olmasına sevinmeliyim aslında." 

"Kraliçenin eşi o adam ve kadının oğlu." dedi Stephan.

"Onlar birbirlerini sevdi Stephan. Biz fazlalıktık sadece. Kader beni kocamla seni de karınla karşılaştırdı."

"Ama hep kırık kaldı bir tarafımız."

Serena gülümsedikten sonra "Ben mutluyum, senin olmaman beni üzüyor. Neden seni deli gibi seven karına gitmiyorsun ki?" diye sordu.

Stephan iç geçirdikten sonra "Kalbim başka beynim başka yere çekiyor." diye mırıldandı.

Serena başını salladıktan sonra "Koltuğa oturalım ve sen bana yaşadıklarını anlat hadi." dedi neşeyle.

***

Dario önden giden karısı ve kardeşine baktıktan sonra bu kadınların neden Breanna'nın tam tersi olduğunu düşünmeden edemedi. Onu boğmak için üstün bir çaba harcamamış olmaları da canını sıkan başka bir konuydu. Breanna'yı daha da özlüyordu onlar böyle yaptıkça.

Arabaya bindiklerinde Cassandra surat asıyordu. Açil ise gözlerini kapatmıştı. İkisi de iletişim kuracak durumda değildi. Breanna olsa kafasını dağıtacak güzel şeylerden bahsederdi. Dario omuz silkerek gözlerini kapattı. Madem birileri surat asacaktı görmese daha iyiydi.

Eve geldiklerinde Cassandra "Bu kısa ve sinir bozucu gece için teşekkürler." diyerek arabadan hızla inip ilerledi. Açil de onun arkasından arabadan indi. Dario arabadan inince yavaş yürüyen Açil'e yetişip "Madem ayakların acıyor neden ayakkabıyı çıkarmıyorsun?" diye sordu.

Açil gözlerini devirdikten sonra "Neden bu kadar kafayı taktın sen buna?" dedi.

Dario omuz silktikten sonra "Hera'yı tanıyorum. Her an gelip seni görebilir ve böyle görürse iki saat onun dırdırını dinlerim." dedikten sonra alayla "Seni görecek kimse de yok etrafta." dedi.

Açil durduktan sonra Dario'ya baktı. "Cassandra bu elbiseyi çok sevdiğini söyleyerek bana verdi. Kirlenebilir ayakkabılarımı çıkarırsam."

Dario iç geçirdikten sonra Açil'in hiç beklemediği bir şekilde yanına geldi. "Çıkar şu ayakkabıları." dedi.

Açil anlamaya çalışarak kaşlarını kaldırdı. Bir anlam vermeyince de sormaya çekindi. Ayakkabıları iç geçirerek çıkardıktan sonra Dario'ya uzattı. "Al, bu ayakkabıları sen aldın sanırım. O yüzden kıymetli ayakkabıları çıkart diye tutturdun." dedi sinirle.

Dario bir şey söylemek yerine Açil'i kucağına aldığında Açil minik bir çığlık kopardı. Elinde ayakkabılar Dario'nun kucağında eve ilerlerken çok garip hissetti. Bu adamın içinde taş olduğunu düşünüyordu ama bir yerlerde küçük de olsa bir parça kalbi olduğuna inanıyordu şimdi. Ayakkabılar gerçekten deli gibi canını yakmıştı. Cassandra'ya söyleyemese de küçük gelmişti ve her yerinin yara olduğuna emindi.

Cassandra kapıya geldiğinde dönüp abisi ve Açil'e baktı. Tek başına eve girerse annesi üzülebilirdi. Açil'in abisinin kucağında olduğunu görünce yaşadığı gerginliği unuttu birden. Yüzünde garip bir gülümsemeyle onlara baktı. Açil onu çok fazla tanımasa da ona yardım etmişti. Hem de bunu gönülden yapmıştı. Onun güzel kalbi yardımı hak ediyordu.

Dario kapıya geldiğinde "Çalsana." dedi.

"Ne o? Buraya kadar taşıdın iki dakika daha taşıyamıyor musun?" dedi.

"Senden daha hafif olduğu kesin. Seni daha uzun mesafe taşıdığım olmuştur küçük hanım." 

Cassandra iç geçirdi. Evet abisi onu gerektiğinde taşırdı da. "Beni taşıyan düşünceli adam bu akşam yoktu." diye mırıldandıktan sonra kapıyı çaldı.

Kapı açıldığında Dario içeri girip Açil'i yere bıraktı. Cassandra ilerlerken Açil utanarak Dario'ya baktı. "Teşekkür ederim." diye mırıldandı.

Dario omuz silktikten sonra Cassandra'nın peşinden ilerledi. Açil ise mahvolmuş ayaklarına bakarak iç geçirdi.

***

Cassandra içeri girdiğinde annesinin dayısı ile beraber şöminenin karşısında oturduğu görünce "Dayı." diye çığlık attı. Onu deli gibi özlemişti. Ona koşup sarıldıktan sonra yanlarına oturup ayaklarını şömineye doğru uzattı. Serena onaylamayan bakışlarla kızına bakınca Cassandra omuz silktikten sonra başını dayısının omzuna koydu.

"Nerelerdesin dayı? Kendini bu kadar özletmen yanlış." diye mırıldandı.

Stephan gülümsedi. "Geldim işte." 

Bir süre sonra Dario odaya girip "Yine herkes şömine etrafında toplanmış." dediğinde Stephan yeğenine baktı.

"Yalnız mı geldin?" dediğinde Dario odaya yeni giren Açil'e baktı.

"Cassandra'nın verdiği ayakkabılar ayaklarını yara yapmış." diye açıkladı. Cassandra başını dayısının omzundan kaldırdı. Bakışlarını Açil'e odakladı. Açil Dario'nun yanına gelip "Hoş geldiniz." dedi. Dario kolunu Açil'in omzuna attığında Stephan gülümsedi.

"Fazla güzel görünüyorsunuz." 

Cassandra bakışlarını Açil'in ayaklarına odaklamıştı. Elbiseden bir şey göremeyince "Merhem sürelim." diye mırıldandıktan sonra ayağa kalktı. Kendi derdini düşünürken kızın durumunu fark edememişti.

Cassandra Açil'in yanına gidip kolunu tuttuktan sonra "Hadi gidelim." dedikten sonra giderken birden durup annesi ve dayısına baktı.

"Abim de biraz önce Açil'i kucağında nasıl taşıdığını anlatsın size." dedikten sonra yüzüne oturttuğu kocaman gülümsemeyle yürümeye devam etti. Açil'in yanaklarının kızardığını fark etmeden.

***

5.9.2019





Başkasına Aitsin -Tamamlandı-Where stories live. Discover now