Bölüm 22

620 30 0
                                    

Derin bir karanlığın içindeydi. Suyun altında gibi... Şırıl şırıl bir su, başının içinde bir yerlere doluyordu sanki. Sonra şırıltı azaldı, başka bir ses araya karıştı.

"Zülzine? Zülzine? Aç gözlerini!"

Su sesi yavaşça kayboldu. Yüzünde bir ferahlık hissetti. Göz kapakları aralandı. Çevresine bakındı. Çadırdaydı yine. Yerde yatıyordu. Amir başındaydı, yüzüne ve boynuna su serpiyordu. Doğrulup kalkmaya çalıştı, ama Amir engel oldu.

"Kalkma hemen. Yat, dinlen iyice. Tam öğlen vakti... Güneş çarpmış olmalı."

Zülzine gözlerini açıp iyice kendine gelince, Amir kenara çekildi ve başını başka bir yöne çevirdi. Kızgındı, belli... Zülzine de üzüldü.

"Amir, yüzüme bak lütfen..."

Bir an baktı, sonra yine yüzünü çevirdi. Zülzine daha da üzüldü.

 "Amir..." 

"Bana Nizar demeni istemiştim." 

"Yüzüme bak..." 

Baktı, yine başını çevirdi.

 "Neden benden yüz çeviriyorsun?" 

"Zülzine önce örtünü ört. Hâlâ bana haramsın. Böyleyken sana bakamam." 

Zülzine farkında değildi, adam ayılması için yüzünü, boynunu, başını ıslatırken örtüsünü açmıştı. Utandı, hemen toparlandı. Bu dikkati hoşuna gitmişti. Artık öyle ya da böyle onun elindeydi. Yalnızdılar, ama o her şeye dikkat etmeye gayret ediyordu. 

"Amir, sana kızgındım. Haddimi aştım. İleri gittim, çok özür dilerim. Babanın hatırasına saygısızlık etmek istememiştim."

 Amir ona doğru baktı. Elini beline attı ve kuşağının arasından işlemeli gümüş bir muhafazayla kabzası fildişinden kırmızı gözlü aslan başı şeklinde oyulmuş bir hançer çıkardı. Zülzine'nin elini yakalayıp hançeri avucuna bıraktı.

"Sürekli beni üzmek istiyorsun, farkındayım. Beni yaralamak istiyorsun. Kızgınsın bana, hakkın da var, ama dilinin zehrinden yoruldum artık. Yeter! Al bununla vur beni. Yarala, akıt kanımı kumlara. Yeter ki artık sus!" 

Kız şaşkınlıkla avcundaki hançere baktı. Kim bilir üzerinde kimlerin kanı vardı, kimlerin etine dalmış, hangi boyunları kesmiş, hangi kalpleri delip geçmişti acaba? Hangi adamların canını almıştı ya da hangi kadınların? 

"Kimleri öldürdün bununla?"

 Amir cevap vermek yerine, o delici gözleriyle dik dik bakıp başını çevirdi. Sıkıntıyla soludu. Onu bunaltmaktan gizli bir zevk duydu Zülzine. Madem onu kolaycacık almıştı, gönlünün kolay alınmayacağını görecekti. Onunla evliliğin beklediği gibi kolay olmayacağını öğrenecekti. Zülzine avcunda Amir'in hançeri, düşünüyordu. Demek artık kendisine güveniyordu ki, ondan aldığı hançerini kendisi için alıkoymuş, kendi hançerini de ona bırakmıştı. Güveniyordu demek ki... En azından kızın onu öldürmeyeceğine güveniyordu.


Zülzine(KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin